Paylaş
Başbakan ve AKP’li yetkililerin, Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nın hazırladığı iddianameyi milli iradeye saldırı olarak nitelendirmeleri ve giderek tahkir eden bir üslup kullanmaları hukuk devleti olma adabına yakışmıyor.
AKP, kendi jargonlarına göre konuşurken, abdestlerinden bu kadar emin iseler endişeye mahal yoktur.
İddianame sadece hukuki bir değerlendirmedir. AKP’liler çıkar yüce mahkemede aksini kanıtlarlar. Ve iddia ettikleri gibi % 70 oy oranı ilk seçimlerde alırlar. Zaten bedavadan oy almaya (27 Nisan e-muhtıra vs.) alışmadılar mı?
Hukuk devletinde sipariş üzerine iddianame (Şemdinli) her zaman olmaz.
Başsavcı, Cumhuriyet adına iddiada bulunmuştur.
AKP’nin hukuk adamları, bunun aksini ispat etmek durumundadırlar.
Ve mesele bu kadar basit ve hukukidir. Çok laf üretmeye gerek yoktur.
Duruma öyle derin anlamlar yüklemeye ve Ertuğrul Günay’ın ’sızmalar var’ ifadesiyle geçiştirilebilecek kadar basit olup olmadığına yargı karar verecektir.
Sınav budur.
Asıl ihbarlar Anayasa Mahkemesi’ne yapılıyor
ANAYASA Mahkemesi’nin daha önce gördüğü davalarda, her ihbarı ciddiye alıp değerlendirdiği biliniyor.
Bu konuda birçok ihbar, güven duyulmasından ötürü Anayasa Mahkemesi’ne yapılıyor.
AKP’nin bu kadar belediyesi; belediyelerin yan şirketleri var. Sadece altı yıldan beri süren mutlak iktidarında yapılan ihaleler, özelleştirmeler, tahsisler, belediyelerin içindeki faaliyetler, bürokrasi atamalarındaki kriterler, laik cumhuriyeti açıkça hedef alan söylem ve eylemler...
El sıkmamak da bir eylemdir; kadınlar için park tahsis etmek de...
Türbanı kriter olarak kullanmak ise en büyük eylemdir.
Unutulmamalıdır ki, RP’nin ve FP’nin kapatılma gerekçelerinde sadece türbanı övmek, bu Anayasa Mahkemesi tarafından laikliğin açıkça ihlali olarak kabul edilmiştir.
Yargıtay Başsavcısı Cumhuriyet’in iddiacısıdır
HUKUKÇU bir dostumuza soruyoruz: "Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı takdir makamı mıdır?"
"Değildir" diyerek anlatıyor:
"Anayasa ve hukuka aykırı eylem ve söylemler makamın bilgisine ulaştığı anda başsavcının bunu takdir etme hakkı yoktur. Anayasal anlamda Cumhuriyet ile ilgili her türlü ihlali, mahkemeye intikal ettirmek durumundadır. Türkiye’nin mevzuatı budur. Başsavcı, Cumhuriyet’in iddiacısıdır."
Biliyor musunuz
ORDU Karadeniz Tiyatrosu’nda bugün 13.00’teki ’Yaklaşan Yerel Yönetim Seçimleri ve Sol’ konulu panelde; ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras, Hopa Belediye Başkanı Yılmaz Topaloğlu, Ordu Belediye Başkanı Seyit Torun ve eski Kültür Bakanı Ercan Karakaş’ın konuşacaklarını... KAAN Turhan’ın "Bergama’dan Hasankeyf’e; Madenler ve Emperyalizm"; EMETE Gözügüzelli’nin "Vurun ’Kahpe’ Kıbrıs’a-Kıbrıs Girit Olacak mı?" (Togan Yayıncılık) kitaplarının çıktığını...
AA’dan açıklama
AA Haber Yayın Daire Başkanı Muzaffer Şahin, dünkü ’Uydurulmuş bir komplo ve ödül alan AA haberi’ yazısı üzerine şu açıklamayı yaptı: Ankara’daki meslektaşımızın görüşleri gerçekleri yansıtmadığı gibi saygın bir kurumu ve başarılı bir muhabiri itham etmektedir. AA ve AA muhabiri Sayın Türkan Al’ın haberiyle ilgili olarak ortaya atılan iddialar doğru değildir. ’Maliye’de usulsüz sorgulama depremi’ başlıklı haber, zamanın Cumhurbaşkanı Sezer, Başbakan Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt, CHP Genel Başkanı Baykal, MHP Genel Başkanı Bahçeli ve Gazeteci Emin Çölaşan’ın da aralarında bulunduğu kişilere yönelik usulsüz sorgulamayı yalın ve objektif şekilde ele alan bir haberdir. Siz de takdir edersiniz ki böylesi bir konunun haber değeri tartışma götürmez. Ayrıca konuya ilişkin dava süreci de devam etmektedir."
Kulağa küpe
ABD Yüksek Mahkemesi’nin kararı: Evrim olgusunun okullarda okutulmasına karşı çıkan ve dinsel yaradılış öyküsünün de ’bilimsel öğreti’ olarak ders kitaplarına sokuşturulmasını Arkansas Eyalet Meclisi’nde kabul ettiren köktendincilerin çıkardığı 590 sayılı yasaya karşı ABD Yüksek Mahkemesi şu tarihi kararını vermiştir: "Anayasa’nın (dinin devlet işlerine karışmamasını emreden) birinci düzeltme ilkelerinin içeriği ve uygulamasına, kamuoyu tarafından veya çoğunluğun oyuyla karar verilemez. 590 sayılı yasa tasarısını savunanların çoğunluk veya azınlık olmasının, anayasal bir yönetim sisteminde hiçbir anlamı yoktur... Büyük ve küçük hiçbir grup, devlet organlarını, ki devlet okulları bunlar içinde en önde gelen ve en etkili olanlarıdır, kendi dini inançlarını başkalarına dayatmak (aşılamak) için kullanamaz." (Science, 215, 934-943, 19 Şubat 1982)
(T.Taykut’tan)
Mesaj Panosu
BUGÜNE kadar onlarca gazeteciye, siyasetçiye, vatandaşa, karikatüriste dava açmış olan Başbakan, partisi hakkında Anayasa Mahkemesi’ne dava açılmasına bozuluyor. Bozulacak bir şey yok!
Başar ERGUN-KADIKÖY
AKP’nin değiştiğini iddia ederek Türkiye’nin 6 yılını çalan sözde yazar ve aydınlara selam olsun!
C.TEKELİ
TAYYİP Bey, siz hangi savunmayı yaparsanız yapın sonuç değişmeyecek, AKP kapatılacaktır.
Size bir çağrıda bulunuyorum; gelin mahkemeyi tanımayın, savunma yapmayın. İskilipli Atıf Hoca gibi tarih yazın. Bırakın savunma yapmayı, düşün meydanlara. Millet arkanızda olacaktır. Yeter artık söz milletindir.Hasan MAHİR
Paylaş