‘GÜZELİM koylar talan ediliyor’’ başlıklı orman talanı ve sit yağmasını işleyen yazınız ile korkunç bir şekilde moralim bozuldu.
AKP iktidarı meydanı boş buldu, istediği gibi hareket ediyor artık! Muhalefetten; halktan tepki yok! Son ümidimiz her zaman Cumhurbaşkanı mı olmalı? Bir insan, toplum, halk nasıl bu kadar duyarsız olabilir?
38 yaşımdayım, 34 yıldır İsviçre'de yaşıyorum ve bugüne dek şahsi girişimlerimle yaklaşık 350 İsviçreli turist Türkiye'de tatil yaptı. Fakat bugünkü hükümet benim gibi yurtdışında vatan sevgisi ve hasretiyle yanıp tutuşan fahri turist elçilerini de kaybetmek için elinden geleni yapıyor.
Çalıştığım bölümden bir İsviçreli arkadaş, 31 Mayıs-31 Haziran 2003 arasında toplam 5 kişinin İstanbul'a gitmek istediğini açıkladı ve benim yardımcı olmamı rica etti! Başka bir yabancı çift 9 Haziran-23 Haziran arası Marmaris'te tatil yapmayı hedefliyormuş!
Bu durumda 1 Haziran ile 8 Haziran arasındaki tatilimi iptal etmeyi bile düşünebiliyorum. Bu anlayıştakilerin önünü nasıl kesebiliriz?
Cengiz KAYIHAN-ZÜRİH
Beyoğlu kayyum malı değildir
BEYOĞLU Asmalımescit'te oturan bir sanatçı dostumuzla geçenlerde sohbet ediyorduk; çok kızgın... Beyoğlu'nun sahipsizliğinden söz ediyor; özellikle de bakımsız olan tarihi Galata'dan... ‘‘En az 100 yıllıktan 700 yıllığa kadar olan binaların nasıl işgalcilerin eline geçtiğinin belli olmadığını’’ bildiriyor.
Dinliyoruz:
‘‘Azınlıklardan ve çok hisseli işgal edilmiş daireler kapanın elinde kalmış. Tarihi yapıları bir görseniz; kahrolursunuz. Geçenlerde oradan geçerken, Galata'da Cenevizlilerden kalma bir 1314 yapımı bir bina gördüm; elektrik malzemeleri satan yer olmuş. Aslında buranın müze olması lazım.’’
Merak etmiş, soruşturmuş, daha da vahim durumla karşılaşmış:
‘‘Bunların bir kısmı Defterdarlık bünyesindeki kayyumlara teslim... Onlar bile tasarruflarında ne kadar böyle yer var tam olarak bilmiyorlarmış. Neye göre kiraya veriyorlar? Bu işgalcileri nasıl temizliyorlar. El altından kimler kollanıyor? Hayran olduğumuz Floransa, Prag, Viyana, Budapeşte gibi dünyanın gözbebeği, milyonlarca turistin akın ettiği yerler, 700 yıllık Galata'nın yanında bir hiç kalır. En başta devlet bunun farkında değil. Kayyuma soruyorsunuz ‘Neye göre kiralıyorsunuz?' Yanıtına kahroluyorsunuz: ‘Sen evini nasıl veriyorsan ben de öyle kiralıyorum.'
Üstelik kurtarılmaya çalışılan, restore edilen 120 yıllık binanın konutlarının arasına elektronikçi sokulabiliyor;PVC atölyesi açılabiliyor; çoğu da depo olarak kullanılabiliyor. Bazıları da yıllardır 'çöp ev' haline dönmüş.
Defterdar Kadir Boy'un, kendisine bağlı kayyumların bu yerlerin kimlere nasıl verildiğinden haberi var mıdır?
Beyoğlu Belediye Başkanı Kadir Topbaş,Tayyip Erdoğan'ın en yakını; Yerel Yönetim Yasası'nın hazırlanmasında büyük katkısı olmuş ve tarihi dokunun kıymetini en iyi bilecek bir mimar... İlçesinde böyle yüzlerce tarihi yapı olduğunu herkesten iyi biliyor. Kemerburgaz ve Ömerli gibi bölgelerde villa almak yerine İstanbul'un kalbi olan Beyoğlu, Galata, Tünel gibi semtlere sahip çıkıp yatırım yapan değer bilir vatandaşlara, girişimcilere ciddi olarak kulak vermesi gerekmiyor mu?
O zaman buralar işgalden kurtulur, ancak o zaman da kayyum dosyaları el altından 'rant pazarı'na dağıtılmaz.
Unutmayalım ki, Beyoğlu turizm bölgesi ilan edilmesi gereken bir yer... Topbaş da bunu
yapamazsa, Beyoğlu daha da çöplük olur! Paris'e
yılda 30 milyon turist gelirken, biz hale 2.5 milyon turiste şükredip dururuz.
Boğaz öngörümü sizlere ömür
‘‘YALÇIN Bey, geçenlerde Boğaz'ın Avrupa yakasındaki balıkçı teknelerinden söz ediyordunuz. Beşiktaş Belediyesi de, Sarıyer Belediyesi gibi korkak ve ürkek... Liman kontrol zaten yok. Rumelihisarı'nın ne hale geldiğini... İsterseniz Ortaköy'e doğru yürüyün... Bebek'teki benzincinin önündeki sahili bir izleyin... 'Lokanta tekneler'in sayıları belli değil; deniz rezil hale gelmiş; bunların çöpü nereye atılır, elektriği nereden alırlar? Kuruçeşme'ye geldiniz; sizi köşedeki MADO karşılar; üst katını gördünüz mü? Cam kafesi beğendiniz mi? Buranın arkasında Ahmet Yakut Bey'in 'akademi' -hanı yanmıştı- binasının üzerinde bir hareketlilik dikkati çekiyor. Hareket, inşaattır.’’
Bunları anlatan Yeniköy'den bir okurumuz... Boğaziçi İmar Müdürlüğü bu görevden kaçamaz! Yakında 'lokanta tekneler' Çiller'in yalısına komşu olacaklar.
Medeni adam çöpünü toplar
BAHÇELİEVLER'de yıllardır izlediğim fakat bir türlü düzelmeyen ve her gün daha kötüye giden çöp sorununa değinmek istiyorum. Çankaya Belediye yetkilileri acaba hiç tam çöp toplama saatinde Bahçelievler'de dolaşıp denetim yaptılar mı? Çöpçülerin, kapılara bırakılan gelişigüzel, değişik boydaki torbaları toplarken çektikleri sıkıntıları izlediler mi? Dileğim, belediyenin esnaf dahil apartman yöneticilerini uyarmasını, medeni insanların aslında uyarılmadan yapması gerekeni, gerekirse ceza yazarak sağlamasını istiyorum. Aksi takdirde değil pembe kaldırım taşları, altın kaplamalı malzeme döşeseler de hiçbir anlamı yoktur.
N. TANANMIŞ-ANKARA
Çelik önce devletin okulunu düşünsün
EVET gençler! Ümidiniz hiç sönmesin, gücünüz hiç eksilmesin, beyniniz hiç kararmasın, güçlü olmanın öbür yüzü sabırdır. ‘‘19 Mayıs'ları stadyumlardan kurtaralım’’ diyen, gerçek niyetlerini ortaya koymaktan korkan yöneticiler geleceğinizle ilgili karartıcı yöntemlere başvuracaklardır.
10 bin öğrenciyi ısrarla özel vakıf okullarına (kolejlere) gönderme fikri sabitliği içinde olan sorumlu kişi... Bu ne cüret, bu ne akıl almazlıktır.
Devlet adına devletin kaynaklarını kullanan sorumlu bakan, özel okulları ihya etmek yerine devletin sorumluluğundaki okullarımıza neden elindeki kaynakları aktarmaz?
Oysa MEB'in özellikle gelir düzeyleri düşük olan PİO ve YİBO'larda hem kontenjan açığı, hem de kaliteyi artıracak önlemlere ihtiyacı var. 10 bin yoksul başarılı öğrenciye can feda... Oysa özel okulların yoksul öğrenci okutma kontenjanları var. Sorumlu bakan neden bu okulların kontenjanlarını artırarak veya yerinde kullanılıp kullanılmadığını denetleyerek 10 bin öğrencimizi yerleştirme yolunu seçmiyor? Bu AKP'nin sorumlu bakanının, bu yıl için ayırdığı 15 trilyonla kaç 10 bin öğrencinin okuduğu ve okuyacağı okullar güçlendirilir? Atatürk'ün emaneti olan geleceğimizin güvencesi, Atatürk gençliği bunları görmemezlikten gelemez ve gelmeyecektir.
AKP'ye bu da yetmiyor... Padişah yetkisinin hevesi içinde yönetmelik değişikliğini kendi yetkisine alıyor. Oysa 1999'da DSP'nin döneminde bu yetki Bakanlar Kurulu ve Cumhurbaşkanı'nın onayı ile gerçekleşiyordu. Neydi bunda amaç; daha önce 'genel hükümler' 657'nin 68 b'sine göre atama ve yükselme yapılıyordu. Örneğin, Tarım Bakanlığı'nda ziraat eğitimi almış herhangi bir şube müdürünü alıp eğitimden sorumlu genel müdür olarak atayabiliyorlardı. Yani ihtisas alanı göz önüne alınmıyordu. DSP zamanında özellikle MEB'de, eğitimde kendi alanlarında ihtisaslaşmış insanlara eğitim yönetimi için 'özel hükümler' getirildi. Şimdi bu AKP, 2.4.1997'de belediyelerden kamu kurumlarına yatay geçişi engelleyen yasayı geldikleri aylarda değiştirerek eski genel hükümler çerçevesinde atama ve görevde yükselme yapacak... Yani frenkansları tutanlarla eğitimin geleceğini belirleyecek.
Yanlışları izlemek hepimizin görevi...
Ayşe GÜROCAK-DSP
21. dönem Ankara milletvekili
Orman Bakanı Pepe’ye dersler
DOĞAL kaynakların en az 100 yılda oluştuğunu... Bunların yok edilmesiyle ekonomik dengenin bozulacağını, toprağın erozyona uğrayacağını... Bunları para ile satmanın ormanları katletmek olduğunu... Rant peşinde koşanların kamu yararı ve hukuk devletini göz ardı ettiklerini... Böyle bir uygulamanın hukuka saygılı yaşamayı ilke edinen vatandaşların devlete güvenini sarsacağını... Kamu vicdanınında onarılmaz yaralar açacağını...
Ormanı koruma kültürüne sahip olmayan toplumlarda bunların geçerli olduğunu biliyor musunuz?
Zeugma’yı gösteriş için mi kurtardık
ZEUGMA mozaiklerinin tümünün sergilendiği Gaziantep Müzesi'ne gittim 19 Mayıs tatilinde... Pek çok turistin de içeride olduğu, oldukça kalabalık durumdaki müzede yok denecek kadar az İngilizce bilgi vardı. Özellikle mitolojik hikáyelerinin hiçbiri İngilizce değildi. Müze de oldukça bakımsız ve eski görünümdeydi. Var olan İngilizce metinler de çok fazla hatalıydı. Güvenlik yoktu. Elini kolunu sallayıp 1 milyon giriş parasını ödeyen herkes rahat rahat girebiliyordu. Bu kadar güzel ve iyi korunmuş mozaiklerin, güvenlik önlemi alınmadan sergilenmesi haksızlık değil mi?
Ece Özlem ÖZEREN
İSTANBUL
MESAJ PANOSU
GELENEKSEL pilav günleri Çorlu Lisesi'nde yarın 17.00'de (0282-651 10 18) ve Yeşilköy Lisesi'n de (0212-573 03 82) ise pazar günü 12.00'de kutlanacak.
'İLETİŞİM ve Empati', konuşmacı; Prof. Üstün Dökmen. Bugün 14.00'de Harbiye CRR Salonunda.
PANEL 'Irak İşgali Sonrası, Dünya ve ABD'nin Yeni Yönelimleri'; yarın 18.00'de. Yöneten Merdan Yanardağ; konuşmacı Dr. Ergin Yıldızoğlu; Makina Mühendisleri Odası, İpek Sok. Beyoğlu.0212-
ZEUGMA mozaiklerinin sergilendiği Gaziantep Müzesi'ne gittim. Turist çok ama İngilizce bir bilgi yok; var da yetersiz. 1 milyon ödeyen herkes rahatlıkla girebiliyor. Bu mozaikleri böyle mi koruyacağız?