Akil insanlara yeni ‘sefer görev emri’

Acil durumlarda göreve çağrılırlar. Akil insanlar ise, görevlerini yaptıktan sonra (Anadolu’yu turlayıp halka açılımın ne mübarek bir şey olduğunu anlatma) işlerine döndüler.
Yeni Başbakan bu pazar günü kendilerini görüşmeye çağırdı, istişare ihtiyacında olduğu anlaşılıyor. Yeni bir görev planlamasına alınacaklar mı, yakında belli olur. Açılımın, ‘nezaretçi’lerinden bir yetkili, yol haritasının hazır hale gelmek üzere olduğunu ve örgütle görüşmelerin devam ettiğini açık yüreklilikle ve cesaretle ifşa etti. Yeni yasal düzenlemenin (çerçeve kanun ve Bakanlar Kurulu kararnamesi) terör örgütü ile müzakere etmenin suç olduğuna dair ceza kanunu maddelerinin hışmından kendisini koruyacağına inanmış gibi...
Akil insanlar, hükümet politikasına göre sefer görev planlamasına alınıp görev yapıyorlar, askerliğini yapanlar ise, Silahlı Kuvvetler’in ihtiyacı doğrultusunda, sefer planlamasına katılıyorlar. Akil insanların da, kendilerini yeni bir vatan hizmetinde gördükleri düşünülebilir, ama fireler gün yüzüne çıkmaya başladı. Bir eski akil ‘prof’, ‘Kürtlerin daha fazla oyalanmasına alet olamam’ demiş. İlk sefer planlamasında alet edildiğini dolaylı yoldan ikrar etmiş!
‘Akil’lerin, terör örgütü ile mutabakata varılan bir plan ile ilgili olarak tekrar görev alanlarına (Anadolu) sürülecekleri ihtimali var. Terörle yapılıp bitirilen pazarlığı daha sonra akil insanları göreve çağırarak kamuoyuna amiyane tabiriyle “yedirmeye” çalışmak önce ‘akiller’e haksızlık sayılmaz mı? Onların içinde, tamamen iktidara çalışanlar olduğu gibi, yıllara dayanan birikimlerini, kamuoyu nezdindeki itibarlarını cömertçe ortaya koymuş olanlar da var.
Sokakları yağmalayacaksınız, parlamentoda kavga edeceksiniz, sade vatandaşların bayramını zehir edeceksiniz, bir sürü insan ölecek, yaralanacak, bunlar olurken, Kandil ve İmralı ile iş tutacaksınız ve sonra da akil insanları sefere çağıracaksınız. Hakiki akiller yol ayırımında gibi görünüyor!...

İktidar bilinçli olarak şaşırtıyor

DÜN ‘Yandaş olursan zam var; memurun hevesi yine kursağında kaldı’ diye yazmışsınız. Akademisyenlere % 100 zam verileceğinden bahsetmişsiniz. Hükümetin bilinçli şaşırtmalarından birine ortak olmayın. Bordrodaki 14-15 kalemden birisine bahsettiğiniz zam gelecek. Yasa taslaktaki haliyle çıkarsa yardımcı doçent, doçent ve profesörler sabit 720 TL artış alacak. Bu da % 25 ile % 15 arası bir zam.
Zaten sıradan bir vatandaş bizim maaşlarımızın 6-7 bin lira olduğunu sanıyor. Ben yardımcı doçent maaşının 2800 TL olduğunu söylemeye utanıyorum. Şimdi de 15 bin lira alacağımızı sanacaklar. Kamuoyunda yanlış algı yaratmamak için bu konuyu köşenizde düzeltmenizi talep ediyorum.
Yrd. Doç. İlbeyi KILAVUZ
Kocaeli Üniversitesi
Ford Otosan İhsaniye Otomotiv MYO

CHP’nin bir etkinliği‘zinhar haram’ mıdır?

MALTEPE Belediyesi, gençleri uyuşturucu belasından uzak tutmak için etkinlikler başlatmış. Bu çerçevede bugün için Milletvekili Dr. Kadir Gökmen Öğüt, İstanbul Tabipler Odası Başkanı Prof. Dr. Selçuk Erez, Adli Tıp Uzmanı Dr. Ali Çerkezoğlu, Psikiyatri Uzmanı Dr. Vahap Karabulut ve Sosyolog Abdurrahman Özmen’in de katılacağı bir panel düzenlemiş. Ancak Belediye, ‘Tiyatro Yeniden’ oyuncuların tarafından sahnelenen Çalıntı Düşler oyununu izlemeleri için ilçedeki öğrencileri, idareciler aracılığıyla hafta boyunca Türkan Saylan Kültür Merkezi’ne davet etmiş. Kimi oyunlar Cem Davran, Levent Üzümcü ve Rojda Demirer gibi sanatçıların da katılımıyla sahnelenmiş. Ama gelin görün ki; uyuşturucunun zararlarının anlatıldığı bu etkinliğe, Orhangazi Anadolu İmam Hatip Lisesi, öğrenci göndermedi. İlgililerin “Neden?” sorusuna ise “Haberimiz yoktu” yanıtı verilmiş. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü her okula bu konuda bilgi verildiğini söylediğine göre geriye okkalı bir gerekçe kalıyor: İmam hatip, CHP’li bir ekip tarafından yönetilen belediye etkinliğine öğrenci göndermedi.
Belki bunlarla yan yana gelmek ‘Zinhar haram, günah’ dendi, belki de iktidara yalakalık olsun diye CHP’li bir kadrodan uzak duruldu. Konunun ‘uyuşturucu tehlikesi’ olması da etki etmedi ve Maltepe İmam Hatip idarecileri, muhalefete ‘tu kaka’ gözüyle bakan bir iktidar gibi davrandı. Yazık!

Kuban: Türkiye, Amerikalı gibi gökdelen yapıyor, ama plan yapamıyor

Türkiye neden debeleniyor

MİMAR ve düşünce insanı Doğan Kuban, Cumhuriyet’in Bilim Teknoloji Eki’ndeki “Düşünce insanda yoğunlaşmalı!” başlıklı haftalık yazısında “Türkiye neden debeleniyor?” sorusunun cevabını şöyle veriyor: “Çünkü yaşam düşünce odaklı değil, nesne odaklı. Bu tavır çağdaş dünyaya paralel. Çağdaş dünya da hayvana paralel. Bu durumu biraz rahatlatan binlerce yıldır orada burada birikmiş bilgelikler. En az biriktirenler debeleniyor.
Türkiye’nin her alanda sorunu olması geri kalmışlık olgusundan kaynaklanıyor. Aslında bunun tanımı “Çağdaş gelişmiş ülkelerin ulaştığı entelektüel düzeyin altında yaşamaktır”.

MESAJ PANOSU

YAKIN geçmişte, eski Osmanlı topraklarında, hem Ortadoğu’da hem Balkanlar’da ‘içsavaş’ı yerinde yaşamış, öncesini izlemiş birisi olarak, Türkiye’nin geleceğinden büyük kaygı duyduğumu bir kez daha yinelemek istiyorum. Cengiz ÇANDAR



OKUYUNUZ

Kırklareli köylüleri bağırıyor; meralar elimizden gidiyor

ÖZELLİKLE tüm Trakya’da ve başta Kırklareli’de gündem köylülerin meralarının kiralanması hususudur. Özellikle son dönemde yapılan çalışmalar ve Kırklarelide Mera Komisyonlarının hazırladığı raporlar ile toplamda 43 belde ve köyün meralarının kiralanması söz konusu... Bu hususla ilgili de yaklaşık olarak 64 şirket kiralama için başvuruda bulunmuş olduğunu öğrendik.
Büyük şirketlerin işletmelerinin köylüye tercih edilmesine göz yummayacağız. Zira söz konusu düzenlemeler ile köylünün yaşam hakkına da müdahale edilmekte olduğu açıkça gözler önündedir. Meraların kiralanması durumunda şirketlerin neredeyse özel mülkiyete dönüşecek hakları olacağı ve köylünün otlak olarak kullandığı meraların sadece hayvancılık amacı ile mi kullanılıp kullanılmadığının da tespiti çok zor olacaktır. Yine yasal düzenlemeler ile meralara nerdeyse İmar hakkı verilmekte. Kiralanan mera yüzölçümümüm yüzde birine imar hakkı verilmekle birlikte bakanlar kurulu kararı ile bu bir kat arttırılmaktadır. Tüm bunlar göstermektedir ki iktidar köylüyü büyük sermaye şirketlerine değişmektedir. Köylü hangi para ile bu kiralanacak olan meraların ihalesine girecektir. Söz konusu yerler uzun süreli kiralanacaktır ve kira bedelleri de bu sebeple çok yüksek bedeller olacaktır. Zor durumda olan köylünün bu ihalelere dahi katılamayacağı açıktır. Kötü niyetli düzenlemelerin yapıldığı da burada tüm halk tarafından öğrenilmelidir. Trakya’da hemen bütün meraların verimli olduğu açıktır. Kanunda ve yönetmelikte kiralanacak meraların ıslah edileceği düzenlenmektedir, ayrıca meraların köylünün ihtiyacından fazlasının olması durumunda kiralanabileceği belirlenmiştir. Trakya’da köylünün mera fazlası bulunmamaktadır. Hayvan sayıları göz önünde bulundurulursa meralar köylüye ancak yetmektedir.

AMAÇ NEDİR?

Bunların hepsi ortadayken hala meraların kiralanmasının hangi amaçlar ile yapılmaya çalışıldığını merak etmekteyiz? Çiftçinin bir karış toprağının bertaraf edilmesine karşıyız. Topraksız, susuz, hayvansız milletler muhtaç olmaya mahkumdur. Bu meraLarın kiralanmaları iptal edilmez ve meralar köylüye gerçek sahiplerine iade edilmezse, köylünün hayvancılık hakkı da bitmiş olacak. Bu konuda herkesi ortak harekete davet ediyoruz. Zaten çiftçinin hali perişan. Borçlardan bunalmış durumda. Bir de meraları ellerinden alınırsa ne yapacaklar. Ellerindeki sermayaleri de harap olmasın.
Meraların kiralanması ile ilgili düzenlemelerin karşısında neler yapılabileceği, düzenlemeler ve önümüzdeki sürecin işleyişi hakkında 20 Ekim 2014 pazartesi günü 11.00 da Lüleburgaz Esnaf Kefalet Kooparatifinde toplanıyoruz.
Bu yazıyı bize TEMA’cı Hakan Dedeoğlu üzerinden çiftçilik yapan Gürcan Kırım yolladı. Kırklareli İl Genel Meclisi üyesiymiş; Trakya’da başta Ergene olmak üzere her türlü çevre eyleminin içinde olan ve bu nedenle dikkat çektiğinden CHP’den aday gösterilip Kırklareli İl Genel Meclisi üyesi seçilen Gürcan Kırım tarımcılıktan başka hayvancılık da yapıyormuş Karamusul köyünde.... Bildiriyi CHP, MHP ve İP başta olmak üzere belediyelerden ticaret borsalarına, ziraat odalarından muhtarlara kadar 35 STK imzalamış... Bu bildiriyi gönderen Kırım, “Bu yağma sadece Kırklareli’nde değil, bütün illerde uygulamaya konulmaya başlandı. Ankara’da her kurumu haberdar etmeye çalışıyoruz. Pazartesi günü bütün gazetecileri Lüleburgaz’daki karar toplantımıza bekliyoruz. Çünkü bazı kişiler tatlı paranın kokusunu aldıkları için bizim meralarımıza talip olmaya başladılar. Her mera valilik kanalıyla telörörgüyle çevrilmeye başlandı. Ne olur iktidar da bu işe bir el atsın, gerçekler öyle işadamı Ethem Sancak’ın, Bakan Mehdi Eker’e söylediği gibi değil...”
(İşadamı Ethem Sancak’ın, Bakan Mehdi Eker’e aşık olduğunu söylemiş; yeni mera kanunuyla sessiz bir devrim gerçekleştiirildiğini belirterek “Bu kanun çıktıktan sonra petroldan daha önemli zenginliğimiz olan meralarımızı el birliği ile işler, servete dönüştürürüz” demişti.demişti.