Paylaş
Moroğlu’nun yorumu şöyle:
“Yargı Reformu Strateji Belgesinde 9 Numaralı Amaç başlığı altında yer verilen ‘Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yöntemleri’ arasında şiddet içermeyen uyuşmazlıklarda aile arabuluculuğunun getirileceği belirtiliyor.
Strateji belgesinde ‘İdeal olan taraflar arasındaki ihtilafların yine taraflarca anlaşmak suretiyle çözümlenmesi ve böylelikle her ihtilafın adliyeye taşınmamasıdır. Bu nedenle aile arabuluculuğu uygulaması getirilecektir ve bu düzenleme yapılırken Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi (İstanbul Sözleşmesi) dikkate alınacaktır’ denilmektedir. İdeali ararken, ülke gerçekleri göz ardı edilmemelidir.
HAK İHLALLERİNE YOL AÇAR
Arabuluculuk konusunda düzenleme yaparken, öncelikle şiddetin sadece fiziksel şiddetten ibaret olmadığı, aile hukuku uyuşmazlıklarında ülkemizde mağdur olan tarafın da genelde kadınlar unutulmamalıdır.
Aile hukuku ihtilaflarının yaklaşık tamamında, anlaşmalı boşanmalar da dahil, şiddetin uygulandığı gerçeği unutulmamalıdır.
Bu nedenle, bir aile hukuku uyuşmazlığı arabulucuya gönderilmeden önce kadına yönelik şiddetin tanımı özenle dikkate alındığında, zaten gönderilemeyeceği de görülecektir: Kadına yönelik şiddet, kadının fiziksel, ruhsal, sosyal, cinsel ve ekonomik açıdan zarar görmesine, acı çekmesine, onurunun zedelenmesine, kendine özgüvenini yitirmesine, bu nedenle kadınlara karşı ayrımcılığın sürmesine yol açan bir insan hakları ihlalidir.
Mağdur kadın, arabulucunun önünde kendisini mağdur eden erkekle konuşmak, onu dinlemek zorunda bırakılacaktır. Arabulucunun kadının güvenliğini ve hatta kendi güvenliğini de temin edebilme imkânı olmayabilir.
Bu gerçek ortadayken aile hukukunda arabuluculuk düşünülmesi başta Türkiye’nin tarafı olduğu, uygulamayı taahhüt ettiği İstanbul Sözleşmesi’nin 48. maddesine de aykırıdır.”
GÜNÜN SÖZÜ
Gülmekten daha güzel bir eylem varsa, o da güldürmektir.” Dostoyevski
MÜCADELE İLE GEÇEN BİR ÖMÜR
ASIM Arslan 1948 Kırşehir, Akçakent doğumlu. Ankara Hukuk mezunu. 1973’den beri Atatürk, Atatürk’ün yaşamı, Atatürkçülük, Atatürk ilke ve devrimleriyle ilgili pek çok kitap yayımlandı. Ama Atatürk ve Atatürkçülüğün nasıl sömürüldüğünü gündeme getiren bir kitap yoktu. ‘Sömürülen Atatürk ve Atatürkçülük’ adlı kitap Asım Arslan’ın yaptığı ilk araştırma sayılıyor. Arslan’ın ‘Bir Türkiye Hayalim Var’ yılbaşı kartı ve yazısı 12 Mart döneminde toplatılarak yasaklandı. Dönemin Başbakanı Nihat Erim’e yazarak bu durumu protesto etti, dönemin Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Memduh Tağmaç’ın emri üzerine hakkında soruşturma açıldı. ANAP döneminde ‘Sömürülen Atatürk ve Atatürkçülük’ kitabında Kayseri DGM Savcılığı’nca suç unsuru bulunmadı ve takipsizlik kararı verildi. Çeşitli yörelerde kaymakam vekilliği, kaymakamlık ve il hukuk işleri müdürlüğü görevlerinde bulundu. FETÖ’cüler kendisine mülki idare amirliği kadrosu vermediler, sonunda düz memur olarak emekli olmak zorunda kaldı. ‘Sömürülen Atatürk ve Atatürkçülük’ kitabını 78. baskısını Nisan 2019’da yaptı.
Arslan şöyle konuşuyor:
“Hem askeri hem siyasi iktidarlar hep ‘Size uygun kadro yok’ dediler. Atatürkçü olmak büyük suç. Asker ve sivil iktidarların kumpaslarıyla karşılaştım. Bu kumpaslara karşı yıllarca süren hukuk savaşı yürüttüm. Yılmadan mücadele etti ve sonunda davaların tümünü kazandım.”
OTOYOL AŞ OSMANGAZİ’DE NAKİT İSTENMESİNE NE DİYOR
OTOYOL Yatırım ve İşletme AŞ, “Osmangazi’de ücreti neden nakit alıyorlar?” başlıklı (30.05.2019), eski CHP’li milletvekili Kemal Anadol’un şikâyetine yer verdiğimiz yazımıza şu açıklamayı yaptı:
- HGS etiketinin montaj talimatına uygun olmayan bir noktaya yapıştırılmış olması nedeniyle sistem tarafından tespit oranının yüzde 25’den daha düşük olduğu, bu yüzden etiketinin yerinin talimata uygun olacak şekilde değiştirilmesi gerektiği,
- Söz konusu geçişler sırasında ön yüklemeli etiket bakiyesinin yetersiz olması nedeniyle geçişlerinin HGS etiketi vasıtası ile tahsil edilemediği ve bu nedenle nakit ödeme yapmak zorunda kaldığı, bu yüzden etiket hesabı bakiyesinin ya tüm geçişleri karşılayacak şekilde yüksek tutulması, ya da PTT’ye başvurarak etiket hesabının mevcut bir kredi kartına bağlanacak şekilde talimat vermesi gerektiği aktarılmıştır.
Sağ olsun, kendileri de ileride tekrar sorun yaşamamak için iletilen konularda gerekeni yapacağını ifade etmiştir. Konuyla ilgili olarak sizi de bilgilendirmek isteriz.
Bu vesile ile OGS/HGS etiketlerinin araçlara doğru şekilde monte edilmesinin ve etiket hesaplarının mutlaka limit sorunu olmayan bir kredi kartına ya da bakiye sorunu olmayan bir mevduat hesabına bağlanacak şekilde talimat verilmesinin, eskiden verilmiş bir talimat olsa bile eğer sorun yaşanıyorsa, bu talimatın güncellenmesi gerekip gerekmediğinin ilgili banka ile görüşülmesinin, geçişlerin sorunsuz yaşanması açısından çok önemli olduğunu vurgulamak isteriz.
Konuya yönelik diğer önemli hususlar için Otoyol AŞ web sitesinin ziyaret edilmesi ve Otoyol AŞ mobil uygulamasının telefonlara indirilmesi çok yararlı olacaktır.
Paylaş