"BENİM adım Savcı Sayan (1971), Ağrı Tutak’tan arıyorum. Eskişehir İİBF mezunuyum. Memleketimde çiftçilik yapıyorum. Seçimlerde CHP 2. sıra adayıydım, ilk sırada da Ahmet Kaya vardı. AKP burada beklenmedik şekilde 5-0 yaptı.
CHP’ye 4.220, MHP’ye 6.251, DP’ye 4.899, TKP’ye 789 ve bağımsızlara da 39 bin dolayında oy çıktı. AKP’ye sandıktan çıkan oy da 103.029... CHP 2002’de iki milletvekili çıkarmışken, bu seçimde birtakım nedenlerle çok başarısız olduğumuzu gördük. Kaybeden bir insanın psikolojisini düşünün. Ama sizin yazılarınızdan sonra benim de söyleyeceğim şeyler var artık. Bir tezgáha geldiğimiz anlaşılıyor.
Seçim günü Tutak’ta bulundum. 100 köyden 50-60’ında hiçbir kadın sandığa götürülmedi. Kadınlar yerine erkekler oy kullandı. Çok net bildiğim 10 köyde ise sandığa bırakın kadını hiçbir erkek de gitmedi. Tek veya birkaç kişi bütün oyları kullandı AKP’ye... O seçmenlerin yerine imza atıldı ve parmak izi basıldı.
Örnek verebilir misiniz?
Tutak’ın Burnubulak Köyü’nü söyleyebilirim. 328 geçerli oyun kullanıldığı bu köyde AKP’ye 317, bağımsızlara da 11 oy çıktı. AKP’nin bütün oylarını muhtar Mehmet Uğur kullandı. Çünkü kimse sandığa getirilmedi. Zaten sandık tutanağındaki imzaların hep birbirine benzediği görülüyor.
Muhtarın dışında sandık başkanı veya orada bulunan birkaç AKP’li de imza atmış olabilir.
Yani 317 kişinin yerine parmak basanlar da bunlar, mührü basanlar da... Bu sandıktaki imzalar gerçek seçmenin imzasıyla, parmak iziyle birbirini tutuyorsa beni yalan söylemiş sayın.
Ama ısrar ediyorum öyle olmadığını.. Bir tek kadın imzası ve parmak izi çıkamaz.
AŞİRET BÖLGESİ
Deliliniz, belgeniz var mı mı?
Sandık tutanaklarına bakılırsa imza ve parmak izlerinin hemen hemen aynı elden çıktıkları Adli Tıp’tan tespit edilebilir. Zaten ben bu durumu sonradan fark ettim. Önceden ilçe hákimine giderek, ’Bize haberler geliyor, açık oy kullanılıyor’ diye uyarıda bulundum. Ancak oyları bir kişi kullanıyor diye itirazda bulunmadım tabii... Böyle olacağını bilmiyordum, sonradan çıktı ortaya. Bunları sandıklara gittiğimde de açık olarak gördüm. Biz seçim acemisiyiz. Bu durumu CHP Genel Merkezi Hukuk Müşaviri Atilla Sav’a telefonla bildirdim. ’Somut delil lazım’ dedi; ben de ’Belge, tutanak alamıyoruz’ dedim. Sonra bana, ’Bunlar seçim sonucunu etkilemez.Elinizde somut delil varsa savcılığa suç duyurusunda bulunun, ama dava iki yıl sürer’ dedi. Ne dediysek anlatamadım. Buraları aşiret bölgesi olduğu ve insanlar birbirlerinden çekindiği için öyle dilekçe vermek de kolay değildir. Bana göre bu seçim şaibelidir.
SANDIKLARA İMAM
Sandık kurulları kimlerden oluşuyor bölgede?
Bu seçimde her sandığa verilen iki kişiden biri imamdı... Zaten seçimden bir gün önce akşam ve yatsı namazlarında propaganda yaptıkları bölgede bilinen bir gerçek; "CHP’ye oy verirseniz káfir olursunuz, AKP’ye verirseniz ise cennetin kapıları açılır" diye konuştular.
Kömür, makarna var mı?
En önemlisi para var... Vatandaş AKP’ye oy vermezse, kömür, yağ ve makarna sonra gelmez; yol yapılmaz; yeşil kartı elinden alınır... KÖYDES projesinden katkı gelmez. Bu seçim benim hiç içime sinmedi. İşte bu nedenle İzmir, İstanbul’da sizin köşenizde yer alan seçim belgeleriyle ilgili yazılarınızı okuyunca en sonunda burada yaşananları size bildirmek zorunda kaldım.
YSK, bizim iddialarımızın bir tekini, yani Burnubulak Köyü’ndeki parmak izi ve imzaları lütfen incelesin... Ne kadar büyük bir hilenin olduğu ortaya çıkacaktır. Bunu tartışmak istiyorum.
’İyi haberciyim’
AKŞAM yazarı Şakir Süter dostumuzdu; dürüst, saygın, güvenilir, üretken ve çalışkan bir arkadaşımızdı. Ölümünü yurtdışında bulunan Süleyman Soylu sabaha karşı haber verdi. İki yıldır akciğer kanserinden tedavi görüyordu. Acılarına rağmen yazılarını hasta yatağında 10 Ağustos’a kadar inatla sürdürdü. Özellikle seçim öncesinde DYP’de yaşanan ’skandalın’ üzerine gitti sürekli... Yakınlığı olsa da hiçbir siyasetçiye taviz vermez, onlarla gazetecilik etiği çerçevesinde ’tatlı dili’ ve sonsuz sabrı ile tartışırdı. Kimseyi karalamazdı. "Ben iyi haberciyim" derdi ısrarla.
Siyasi fıkraları çok severdi. Son olarak hazırladığı ’Fıkralar ve Fıkracılar’ın baskısını göremeden aramızdan ayrıldı; dostlarını derin acılar içinde bırakarak.
Yaşam kısa, gazetecilik uzundur.
Akça ve pakça
GÜLE güle Sezer... Türkiye sizinle gurur duyacaktır.
İlk önce devletin ve halkın çıkarlarını önde tuttuğu için.
Atatürk ilke ve inkılaplarına sonsuz bağlı olduğu için...
Sağlıklı bir yaşam dileğiyle....
Sezer’in hakkı Sezer’e...
Atatürk diyor ki
’EY çılgın Türklerin torunları, ben sizleri yedi günahınızdan biri olan, ortaçağın o karanlık giysisinden arındırmak için devrimler yaptım. Ama sizler, benim devrimimi çöp sepetine atıp, tekrar o karanlık giysiye sarılıp, Çankaya’ya oturdunuz. Emeklerimi ve eserlerimi, sizlere ve orayı sizler teslim eden Türk aydınlarına helal etmiyorum.’Şamil YÜCEL