Paylaş
Önce, “CHP’de adaylar nasıl belirleniyor? Bu belirleme sürecinde acaba gözden kaçırılan bir şeyler yok mu?” diye soruyor.
İstanbul’da bazı ilçelerde eğilim yoklaması kararı almasıyla, “eğilim yoklamasında aday sayısına göre ilk üç, dört ve beşe giren adaylar arasından kamuoyu anket çalışmaları yapılacak” denildi, bu anketlerden sonra da merkez yoklamasıyla karar verileceği genelgede bildirildi.
Buraya kadar her şey güzel!
Eksiğiyle fazlasıyla, ilçelerde aday adayları arasında bazen eşit bazen eski ilçe başkanlarının lehine çalışmalarla eğilim yoklamaları sonuçlandı. Beş kişilik adayları belirleme komitesi; çalışmalarını tamamlayıp adayları belirledikten sonra, önce MKYK sonra da PM’de kabul ettirdi.
Ömer Kazancı, “Hayırlı olsun! Adaylar, partimizin adayları elbette elbirliği ile çalışacağız” dedikten sonra esasa giriyor:
“Ancak 90 yıllık çınarımız, partimiz bence şunu yapmalıydı...
Özellikle büyük kentlerdeki eğilim yoklamasından çıkan aday adaylarını, Genel Merkez’e çağırıp Beşli Komite tarafından yarım saat dinlemeli; adayın boyuna, posuna, eğitimine, yürümesine, temsil kabiliyetine, gelmişine geçmişine, dağarcığına, bilgi birikimine, donanımına, belediye başkanı olduğunda hangi projeleri gerçekleştireceğine, dürüstlüğüne, ne iş yaptığına, beytülmala el uzatıp uzatmayacağına, seçmenleri ikna edip edemeyeceğine değin birçok konuda kısa bir mülakat yaparak aday adaylarını tanımalıydı.
İnanıyorum ki ‘Beşli Komite’, birçok aday adayı hakkında tam olarak bilgi sahibi olmadan gıyabında karar vermiştir. Oysa işimize bile bir eleman alırken mutlaka bir mülakat yapıyoruz değil mi?
İstanbul’da 200 binden tutun 500 bin, hatta 600 bin nüfusa belediye başkanlığı yapacak, beş yılda milyar bütçeleri yönetecek aday adayını belirlerken, ‘aklı-bilimi’ kullanmadan aday adaylarını dahi tanımadan karar vermek, ne kadar doğrudur?
Bu aday adaylarının bazıları genel başkan yardımcılarına bazı duygularla (hemşericilik, inanç temelli vb nedenlerle) kolay ulaşırken, bazı aday adaylarına randevu dahi verilmeyişi temsilde adaleti sağladı mı acaba?
Diyelim ki bunları yapmadınız!
Peki, aday adayları arasından birini belirledikten sonra ‘Beşli Komite’deki değerli Genel Başkan Yardımcılarımızdan biri, diğer aday adaylarını arayıp “Aday olarak şu arkadaşımızı belirledik bilginiz olsun, el ele gönül gönüle çalışacağız” dese çok mu yanlış olurdu?
Aday adayları; yok o haber geldi, yok bu haber sızdı, yok MKYK önünde PM başlamadan ilçe başkanı tarafından diğer aday adayları kötülenirken ve kendi adayı olmazsa sorun olacak diye yazılı bildiri dağıtırken, nerede kaldı o çok savunduğumuz ‘fırsat eşitliği’?
Bulunduğumuz yüzyılda bilimi, aklı, dürüstlüğü, şeffaflığı, güveni ön plana çıkarmadığımız müddetçe, başarılar sadece tesadüfle gelecektir. Kalıcı başarıyı ise yakalamamız mümkün olmayacaktır.”
CHP yöneticileri bu yazıyı hiç duygusal saymamalılar.
GÜNÜN SÖZÜ
“Dünya Tarihi, yaptırdığı sarayda oturamayan nice diktatörler gördü. Ankara, şeyhler, dervişler,imamlar, hocalar, meczuplar, dini siyasete alet eden diktatörler saray yaptırıp otursun diye başkent yapılmadı.”
(N. DOĞRU)
‘İki Türk babası’
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, KKTC’nin kurucusu ‘Türk dünyasının, Türk milletinin ve Kuzey Kıbrıs Halkı’nın büyük lideri, aziz dostum ve kardeşim Rauf Denktaş’ın ölümünün 2. yıldönümünde, ailenin büyüğü DP Genel Başkanı Serdar Denktaş’a bir anma mesajı çekti. Serdar Denktaş’ın, Demirel’e gönderdiği teşekkür mesajı da şöyle: “Siz sadece Türk milletinin değil, KKTC’nin ve Denktaş Ailesi’nin de babası olmuş büyük bir insanlık abidesisiniz. Siz, babamın kardeşi, benim ve ailemin de her zaman babası oldunuz. Rauf Denktaş ve Süleyman Demirel, Türk tarihinde ‘kardeşler’ ve ‘halklarının babaları’ olarak birlikte anılacaktır.
Babamın rahatsızlığı süresince ve ölümünden sonra da devamlı ilgilenmeniz ve gösterdiğiniz sevgi ve ilgi bilhassa babama büyük moral olmuş ve gözlerini şükranla yummuştur. Gösterdiğiniz vefa, onun TC’ye olan inanç ve sevgisine moral katmıştır.
Denktaş Ailesi olarak size sonsuz teşekkürlerimizi sunar, ellerinden öperiz, baba.”
Küçük Çamlıca’da villalar tam gaz
ÖNCEKİ gün Boğaz Köprüsü’nü kullanarak Avrupa yakasından Asya yakasına geçişte köprünün Beylerbeyi ayağında askeri okul arazisi olarak bildiğimiz yerde inşaat şirketi Mesa’ya ait ışıklı bir levha gördüm. Reklam levhası olmadığına göre bu arazide yakında villa inşaatlarının başladığını görebiliriz. Boğazın kirlenmemiş birkaç yerindendi. Demek oraya da el attılar.
Ayrıca Küçük Çamlıca’da kimsenin evine çivi çakamadığı yerlerde villa inşaatları tam gaz devam ediyor. Seyfullah URAL
Dolarla kim vuruyor?
TUSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz, CNN Türk’te katıldığı programda rekor üstüne rekor kıran dolarla ilgili olarak ilginç bir yorumda bulundu. Doların 2014 yılındaki ortalama değerini soran program moderatörü Taha Akyol’a, “Size rakam vermem ama dolar 2014’te, 2013 yılı ortalamasının % 10 üstünde olur” dedi. Bu oran ise yaklaşık (+-4) 2.15 civarında bir rakama tekabül eder. Dolarla zengin olmak isteyenler için küçük bir uyarı! M. AYCAN
Paylaş