Paylaş
‘Kamudan çekin ellerinizi...’
Emlakbank'ın Milli Mensucat arsasının satışıyla ilgili skandala varan gelişmeler büyüyor... DGM, suç işlemek amacıyla çete oluşturmak iddiasıyla bazı isimlerİ gözaltına alırken, bu arada Adana'da siyasilerin inanılmaz rant paylaşımı ile ilgili yeni iddialar ortaya atılıyor.
Adana'dan gelişmeleri yakından bilen Y.N. adlı bir okurumuz, ‘‘Olay köşenizde patlayınca, 7.4 şiddetinde bir deprem yarattı. Ancak olaya sadece ihale, müteahhit, gazeteci ve şantaj yönüyle bakıyorsunuz. Biraz gerilere giderseniz bakın kimlerle karşılaşacaksınız?’’ diyor.
Zor soruları sıralıyoruz:
‘‘Trilyonluk 62 dönüm arsayı imara kim açtı? ANAP'ın geçen dönemki Seyhan Belediye Başkanı Ahmet Cevdet Yağ mı, Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak mı? Bu iki başkan arasındaki pazarlıkları kim yürütmüştür? Yerel seçimlere gidilmeden dört ay önce yapılan imar değişikliğinden sonra Aytaç Durak, neden DYP'den istifa ederek yeniden ANAP'a geçti? Hani, ANAP'tan Büyükşehir adayı M. Ali Bilici olacaktı? Bu arada Carrefour-Sa arsasının imar durumunu çözümleyen Ahmet Çetin'in geçmişi hiç soruşturulmayacak mı? Ahmet Çetin ile Aytaç Durak'ın gizli ortaklıkları var mı? Ayrıca, arsayı dört kez ihaleye çıkarmasına karşın satamayan Emlakbank, beşinci ve altıncı ilanlarında arsanın imarlı olduğunu neden vurgulama gereği duymadı.’’
Aklımıza Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli'nin ‘‘Hiçbir MHP'li milletvekili kamu ihalesine giremez. Gireni yakarım’’ sözünü anımsatıp, diğer liderlerin de aynı çağrıyı yapmasını beklerken Adana'dan gelen açıklamalara dönelim:
BİLİCİ'DEN TEPKİ
‘‘Milli Mensucat'ın başına gelenler’’ başlıklı dünkü yazımız üzerine arayan ANAP Adana Milletvekili M. Ali Bilici rahatsızlığını belirtiyor:
‘‘Vallahi de billahi de bu işlerin içinde değilim. İhale nedeniyle Sayın Devlet Bakanı Sadi Somuncuoğlu'nu bile aramış değilim. Aslında bu satış düzgün bir satıştı...’’
- Ama Bakan soruşturma yaptırıyor.
- Emlakbank'ın gelişen olaylar karşısında sessiz kalışını kınıyorum. Satış şartlarında bir sakınca varsa ortaya çıkıp açıklasınlar o zaman... Emlakbank Bölge Başkanı Hıdır Gürsoy da sorgulanıyor, halbuki onun olayla bir ilgisi yok. Siz ise kardeşim ve diğerleri DGM'ye sevk edildiği gün bu yazıyı yazıyorsunuz.
- DGM'ye soruşturma emrini benim mi verdiğimi ima ediyorsunuz?
- Estağfurullah yok... Yazılarınızla sıkıntıya girdiğimizi anlatmak istiyorum. Bu yer yeşil alan iken daha beşinci ihalede imara açılmış; kimse almamış, altıncısında biz alınca olay oluyor.
PARA KAZANMAK İSTERİZ
- Aile şirketiniz Biltaş'ın yüzde kaç ortağısınız?
- Küçük, yüzde 2.5 gibi... Bu satıştan vazgeçilmesiyle Emlakbank'ın da önünü açtık bir yerde... Şunu belirtmek isterim, biz şirket olarak hayır kurumu da değiliz, para kazanmak ve Adana'ya hizmet vermek isteriz. Ama ekonominin hali ortada. Buna rağmen şirketimizin geçen yıl vergi rekortmeni olduğunu da anımsatırım.
- Biz de size bir şey söylemek istiyoruz; siz milletin temsilcilerisiniz. Bir milletvekiliyle ülke sorunlarını konuşmak, Meclis çalışmalarını öğrenmek isteriz. Ama sizinle inşaat ve arsa işlerini konuşuyoruz. Ne yazık ki, bazı gazetecilerin çeşitli marifetlerini üzülerek öğreniyoruz.
- Doğru söylüyorsunuz... Bunun düzgün bir satış olduğunu özellikle vurgulamak istiyorum. Ama satışın ardından bazı gazeteciler ortaya çıktı, şantaj için 'Zirve' denilen gazeteyi satın aldılar. Bunlardan biri İbrahim Tatlıses'i dolandırmıştır; diğeri ise asker kaçağıdır. Bizden de para istemişlerdir, verilmeyince bu aleyhimizde yayınları yaparak ismimiz ortaya atılmıştır.
- Elinizde bir bant olduğu söyleniyor.
- Hayır böyle bir şey yok.
S.BİLİCİ'Yİ KINIYORUM
ADANA Müteahhitler Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Halil Avcı da arayarak şunları söylüyor:
‘‘Yazınızda benim de adım geçiyor. Özel bir görüşmede bir soru üzerine ‘Benim müteahhitlikteki ilgi alanım ve mali kaynağım nedeniyle bu arsanın cazip olmadığını' belirten ifademi, birliğimizin adını vererek beni referans olarak gösteren Selahattin Bilici'yi kınıyorum. Birliğime gölge düşürtmek istemem. Ayrıca, bu yere talip olan Biltaş ve Şal İnşaat firmalarının birliğimiz üyeleri olmadığını da açıklamak istiyorum.’’
TATLISES’İN AÇIKLAMASI
SANATÇI İbrahim Tatlıses telefonla arıyor: ‘‘Yazınızda sözü edilen gazeteci Tuncay Kaplan'ın babası yakın dostum olduğu gibi kendisini de kardeşten öte severdim. Bana Adana'daki TEMPO TV'yi 800 bin dolara almıştır; ancak kuşkulandığım bazı şeyler olunca TV'nin eski sahibi ile Tuncay'ı bir araya getirerek sorguladım; aslında 550 bin dolara işi bitirdiklerini öğrendim. Aradakini cebe indirmişler... Tuncay temiz çocuktur, işleri ters gidince beni dolandırdı. Sakata gelen insan her şeyi yapar. Şu an benim için makbul bir adam değildir. Usulsüzlükleri nedeniyle kendisini ve Rıfat (Söylemez) denilen öteki gazeteciyi yanımdan uzaklaştırdım. Halen kendilerinden 150 bin dolar alacağım bulunuyor.’’
Evet, Bahçeli'nin sözünü hatırlayın; kamu ihalelerinden çekin ellerinizi... Yoksa çekirge bir sıçrar, iki sıçrar... Üçüncüsünün ne olduğunu söylemeye gerek var mı?
ÇAĞRI (2)
BÜYÜKLERİMİZE... Azerbaycan'da hukuk dışı yollarla televizyonu kapatılan ve can güvenliği tehlikede olan Türk vatandaşı Resul Rauf'un eşi Meral Rauf'un çektiği faksı ne yaptınız?
Yas istemiyoruz
Sayın Başbakanım... Cumhuriyet Bayramı törenlerine kısıtlama getirmeyiniz. Deprem felaketinden sonra ulusumuzun kenetlenmesi için bundan büyük fırsat olamaz. Yasın hiç kimseye faydası yokttur, ekonomiye ise zararı çoktur. Şu anda gerçek anlamda tutulacak tek yas şekli, daha çok üretmek ve depremzedelere daha çok yardım etmektir. Gençler olarak kararınızı bir kez daha gözden geçirmenizi istiyoruz.''
Umur ÖZLÜER MARMARİS
Ya yakalanırsam!
ADANA'da yaş sebze-meyve ihracatı ile uğraşıyorum. Rusya'ya portakal, Romanya'ya limon gönderiyoruz 9 yıldır. Adana'da tanınan bir tüccarım. 1997-98 yıllarında işlerim bozuldu, çeklerimi ödeyemedim. Evimi, arabamı sattım. Şimdi aranıyorum. Evimde, işyerimde oturamıyorum. Aylıkla çalışmam için iş teklif eden birçok firma var. Adresimi veremiyorum, bu nedenle çalışamıyorum. Yakalanırsam ben bu borcu hiç ödeyemem...
Suphi KARATOPRAK ADANA
Paylaş