Paylaş
Türk tarihinin ilk anayasası olarak bilinen ve zamanının Belçika Anayasası’ndan esinlenerek yürürlüğe konulan 1876 tarihli Teşkilatı Esasiye Kanunu, sanıyorum bazı konularda bizim mevcut anayasamızdan daha demokratik. En azından temsil kabiliyeti açısından. 1876 Anayasası milletvekili seçilme ön şartı olarak 50.000 oy şartını arıyor. Yani ülkenin her yerinden, bölge şartı gözetmeksizin milletvekili seçilme şartı en az 50.000 oy. Şu andaki sistemimiz nasıl? Bazı yörelerde, mesela Ankara’dan bağımsız milletvekili seçilmeniz için oldukça yüksek bir oy almanız gerekiyor; Hulki Cevizoğlu örneğinde olduğu gibi 45.000 oy alsanız dahi seçilemiyorsunuz.
Ama Güneydoğu’da veya Doğu Anadolu’da herhangi bir şehirden bağımsız aday olduğunuzda, sanıyorum 6.000 oy yeterli oluyor. Sonra bu adaylar 20 kişi bir araya gelip, grup kuruyor ve 72 milyonluk bir ülkede, toplam 120.000 kişiyi temsilen oluşturulan ve baraj sistemini hülleyle aşan bir parti olarak, ülkenin geleceği ile ilgili çok önemli bir konuda ön plana çıkıyor. Sistemimize müdahale ediyor.
13.8.2009 tarihli International Herald Tribune gazetesinin ‘In Our Pages 100,75,50 Years Ago’ -Türkçesi ile ‘100, 75 ve 50 Yıl Önceki Sayfalarımızdan’- başlıklı bölümünde 1909 yılında Yemen’in muhtariyet sürecinin nasıl başladığını görünce düşünmeden yapamadım.
Enver GÜNEY
GÜNÜN ANISI
“Kuvvet ordudur. Ordunun hayat ve saadet kaynağı, bağımsızlığı takdir
(Mustafa Kemal, 31.7.1920, Afyon’daki subaylara hitaben yaptığı konuşmadan.)
Çubukçu dikkatli olmalı
MİLLİ Eğitim Bakanlığı Yatırım Tesisler Daire Başkanlığı’nda nelerAnkara’dan bir okurumuz, çok şeyler anlattı ve “Yakında kokular ortaya dökülecek” dedi. Okul inşaatlarında ve diğer işlerde ayrıcalık yapılıyormuş; bazı firmalara zamanından önce, bazılarına aylarca sonra istihkakları ödeniyormuş. Diyor“Eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik zamanında getirilen daire başkanı Salih Altınay’ın uygulamalarını yeni Bakan Nimet Çubukcu araştırmalı... Gerektiğinde müteahhitleri dinlemeli, ne filmler döndüğünü öğrenmeli.”
Sayın Çubukçu’ya bu kadar mesaj yeter. Bekleyelim bakalım!
‘Kırmızı plaka’ mavraları
YILMAZ Özdil’in Hürriyet’te, milletvekillerine ‘kırmızı plaka’ önerisi üzerine bazı internet sitelerinde çıkan ‘ibretlik’ eleştiriler, vekilleri derin derin düşündürmeli. İşte çoğu gercekgundem.com’daki ‘ti’lerden bir demet:
- Yani şimdi Güneydoğu’da jandarma ‘kırmızı plaka’yı kontrol edemeyecek mi?
- ‘TBMM’ yazmak doğru olmaz. ‘Sen benim kim olduğumu biliyor musun ulan!’ diye yazılmalı.
* “Ön cama ‘Hamili plaka yakinimdir’ kartı, arka cama ‘Devlet
Asansörde öncelik tanınmalı. Hatta direkt milletin sırtına binmeli vekiller.
* Bence hepsine taht verelim, tahtı taşıyacak 20 üniversite mezunu işsiz verelim, 1000 kişiye istihdam yaratılmış olur, hatta ileride ibrikçibaşı, kethuda, uşak, aşçı, çeşnibaşı gibi kadrolar açılarak hem işsizliğe hem de vekillerimizin yaşam kalitesine katkı sağlanabilir, durmak yok.
* Esas o vekillerin partisine oy verenlere plaka takılmalı... Plakaya da ne isterseniz yazın fark etmez. Zaten nasılsa düşünmeden tamam derler. Ama plakayı lütfen 20’lik çiviye çakın!
* Bu ‘kırmızı plaka’yı takmaya önce kimden başlasak dersiniz.
- Gülüm o kırmızı plakaları on yıllardır bürokrat arabalarına takıyorlar.. Siyasetçilerin arabalarına takılması neden zoruna gidiyor.
3. köprü ne için yapılıyor
TMMOB İstanbul Makine Mühendisleri Odası Başkanı İlter Çelik, İstanbul’un nasıl yağma edilmek istendiğine karşı aydınlatıcı ve bilgilendirici bir açıklama yaptı. “3. köprü bir ihtiyaç değil, rant yaratma aracıdır” diye bugünkü anlayışa tepki gösterdi.
Evet İstanbul’un ciğerlerine bir hançer saplanıyor! Halk nerede yok...
Çelik diyor ki:
“İstanbul’un talan edilmesine karşı halkımızın ve kamuoyunun, demokratik haklarını kullanarak harekete geçmeye çağırıyoruz. Bu planların uygulanması ile İstanbul’un orman ve su havzalarının talan edilmesi geri döndürülemez bir yıkımdır.”
Başka İstanbul yok.
(Belgesel nitelikteki bu açıklamayı, özellikle Büyükşehir Meclis üyeleri başta olmak üzere herkes okuyabilir.)
Biliyor musunuz
İSTANBUL Cumhuriyet Başsavcılığı; Hayati Yazıcı ile birlikte Erdoğan’ın avukatlığını yapan Eminönü eski Belediye Başkanı SP’li Nevzat Er ile 2004-09 dönemindeki çalışma arkadaşları Belediye Teknik Başkan Yardımcısı Mahir Katırcı (M. Ali Şahin’in akrabası), İmar eski Müdürü Mustafa Karasu, İmar Müdür Muavini İrfan Atalay ve CHP Fatih Belediye Başkanlığı aday adayı Harun Özüdoğru ile mıntıka mühendisi Fikri Karadağ haklarında, Abdülkadir Aksu’nun bakanlığı döneminde soruşturma izni verilmeyen yolsuzluk dosyalarıyla ilgili yapılan bir ihbar üzerine soruşturma başlattığını, ayrıca
bu kişiler hakkında mal varlıklarının incelemeye alındığını; bu arada, rant amaçlı ve turizmi zedeleyen Sultanahmet’teki ‘Ramazan Panayırı’na karşı CHP Fatih ilçe örgütünün açtığı karşı dava dilekçesinin 6 İdare Mahkemesi’ne verildiğini...
Paylaş