AB’nin kaçış yolu yok!

BERLİN'in merkezindeki Rauch Caddesi'nde; ünlü hayvanat bahçesine komşu görkemli bir bina....

2. Dünya Savaşı'na kadar Yugoslavya Büyükelçiliği olarak kullanılmış... Şimdi Alman Dış Politika Enstitüsü tarafından kullanılıyor. Eski Dışişleri Bakanı Genscher'in başkanlığını yürüttüğü enstitüde eski diplomatlar Alman dış politikasına yönelik yeni fikirler ve bakış açıları geliştiriyor.

Türkiye, bu seminer ve panallerde sık sık gündeme geliyor.

Dünkü konferansın konusu ‘‘Almanya'nın iç güvenliği konusundaki yeni hedefler ve önlemler’’ başlığını taşıyordu. Konuşmacı, ‘‘Türkiye'yi hem seven hem de döven’’ siyasetçi olarak bilinen İçişleri Bakanı Otto Schily idi; ancak son anda gelişini erteledi. Konuklar üzülmüştü ama yerine siyasi müsteşarı Dr. Körner'i göndermişti.

Artık globalleşen dünyada, iç politika ile dış politika birlikte mütalaa ediliyor. Bu nedenle bir İçişleri Bakanı çağrılmıştı konuşmaya... Almanya'nın yeni hedeflerini 200'e yakın uzman tartıştı gün boyunca.

Toplantıdan az önce Türkiye Araştırmalar Merkezi Direktörü Faruk Şen, bizlere Alman Dış Politika Enstitüsü Direktörü Prof. Karl Kaiser'i tanıştırdı. Kaiser, geçen yılbaşına kadar 6 yıl süreyle Almanya Başbakanı Gerhard Schröder'in dış politika danışmanlığını yapmıştı.

TARAFTARIM AMA...

Konu tabii Türkiye'nin AB üyeliği... Türkiye'ye yaklaşımı çok içten ve gerçekçi ‘‘Ben Türkiye'nin AB'ye girmesine taraftarım’’ dedi hemen...

- Peki Türkiye-ABD ilişkilerine ne diyorsunuz?

- Türkiye'de, ABD'nin ayrı bir konumu var. Bu özelliğinizden ötürü doğal olarak Amerika'ya daha yakın olmanız gerekiyor diyebilirim.

- İngiltere'nin konumu...

- Almanya, Fransa ile ABD arasında uyumu sağlayacak bir politika izliyor. Son Irak krizinde ise böyle olmadı; fakat bundan sonra da bizim hedefimiz ABD ile Fransa arasında bir arabuluculuk görevini sürdürmemiz... İngiltere'siz Almanya'sız ve Fransa'sız bir AB politikası oluşamaz. Bu bakımdan üç ülkenin uyum içinde olması şart... Ama iç politika için bu görüşümüz geçerli değil. Tarımdan sığınma hakkına, göç politikasına kadar İngiltere'nin AB'ye ters düşen bir politikası var; ancak bu AB'ye zarar vermez.

- Türkiye'nin son reformları konusunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Türk hükümeti son zamanlarda çok olumlu adımlar attı. Hem de askerin hayır demesine rağmen... Bu Almanya'da çok olumlu bir etki yarattı. Reformlar bu şekilde devam ederse Türkiye ile tam üyelik pazarlığı başlar.

ALMAN TANKLARI

Bu arada sohbete Savunma Bakanlığı'ndan üst düzey bir yetkili katılıyor... Türkiye'yi çok sevdiğini söylüyor; bir arkadaşımızdan ‘‘Almanya, Yeşiller'e rağmen Leopar-2 tankları verecek mi?’’ biçiminde gelen soruya ‘‘Ümit ediyorum...’’ dedi. Türkiye askerlik süresini indirirken bu sorunun yeri var mı? Ancak nihai kararı Başbakanlık ve Federal Güvenlik Konseyi'nin vereceğini söyledi. Resmi ağız olarak bağlayıcı bir şey söylemek istemiyor; ancak bir arkadaşımızın kulağına en çarpıcı yanıtı fısıldıyor:

‘‘Avrupa Birliği kendisini bağladı, artık kaçış yolu yok.’’

İLGİNÇ SEMPOZYUM

Bu arada Dış Politika Enstitüsü ile TAM'ın, 12 Ekim tarihinde Berlin'de Türkiye-İsrail ve Almanya ilişkileri üzerine bir sempozyum düzenleyeceğini öğrendik. Üç ülkenin geçmişte birçok konuda iç içe geçmelerinin günümüze taşıdığı olguların değerlendirileceği sempozyum, Almanya'da Nazilerin Yahudilere karşı tutumu; Yahudilerden sonra 2.6 milyon Türk'ün aynı coğrafyada yaşamaya başlaması gibi konularla daha da ilginç hale gelecek... Sempozyumun açılışını da İshak Alaton yapacak...

TÜRK İMAJI YÜKSELİYOR

Türkiye'
nin AB üyeliğine karşı Avrupa kamuoyu nasıl bakıyor?

'Euro-Barometer'in ‘‘Avrupa karnesi’’nde AB ülkeleri tarafından Türkiye'nin yerinin nerede bulunduğu araştırmasının sonucu bugünlerde merakla bekleniyor. Çünkü 2001'deki araştırmada; Türkiye'nin AB üyeliğini isteyenlerin (İspanya, Portekiz İtalya) oranı % 40 iken, istemeyenlerin (Lüksemburg, Danimarka, Avusturya, Almanya) oranı ise % 46 civarında gözüküyordu. Bu oranın şimdi daha da yükselmesi bekleniyor. Avrupa kamuoyunda buna etken olarak, Türkiye'nin futbolda dünya üçüncüsü olması; tezkereye hayır denmesi ile Almanya ile aynı görüşleri taşıması; Eurovision'da Sertab Erener'in birinci olması (Erener'in başarısı tüm Alman gazetelerinde birinci sayfada yer almış), Cannes'da ‘Uzak’ filminin ve atletizmde Süreyya Ayhan'ın başarıları gibi nedenler gösteriliyor. Eski Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk'ün oğlu olan Berlin Büyükelçimiz Osman Korutürk, ‘Uluslararası Ticaret Liderleri Kulübü’nün ödül törenine gelen Türk heyetine verdiği yemekte, Almanya'nın AB konusunda anahtar rolü üstlendiğini ve Türkiye'nin girişi konusunda destek verdiğini dile getirdi.

İRTEMÇELİK GELİYOR

Korutürk,
ağustos sonunda görev süresini tamamlayarak merkeze dönüyor. Yerine de, Mesut Yılmaz'ın bir dönem danışmanlığında bulunan, ANAP'tan milletvekilliği, devlet bakanlığı yapan, sonra tepki gösterip istifa eden M.Ali İrtemçelik geliyor. İrtemçelik'in daha seçimlerden önce AKP ile temas edip, Dışişleri'ne dönme konusunda uzlaşma sağladığı ve Berlin Büyükelçiliği sözünü aldığı ve ayrıca Korutürk'ün de gelecekte Dışişleri Müsteşarlığı'na getirilebileceği buradaki AKP çevrelerinden aktarıldı.

Yunanistan, refahta Almanya’yı geçti


AB'de bazı kaynaklar, Türkiye AB'ye girerse yıllık 20-38 milyar Euro'luk yük getireceğini ileri sürüyorlardı. Ancak Türkiye Araştırmalar Merkezi'nin yaptığı araştırmaya göre, bunun doğru olmadığı ortaya çıktı. Türkiye, AB'ye girmiş olsaydı; 2001 yılında AB fonlarından 8 milyar Euro'luk yardım alacaktı. İspanya'nın bugün aldığı yardım 7; 9.5 milyon nüfuslu Yunanistan'ın ise 5.5 milyar Euro... TAM Direktörü Faruk Şen'e göre, AB'ye girdikten sonra her açıdan fonlardan yararlanan Yunanistan en 'kárlı' ülke oldu. Çalışma hayatı kısaldı; insanların satın alma gücü, ekonomik olarak darboğaza giren Almanya'nın üzerine çıktı. Çalışma saatlerinin daraltılmasıyla bugün Atina ve Selanik'te işyerleri pazartesi, çarşamba ve cumartesi öğleden sonra tatil yapmaya başladı.

NOTLAR


ALMANYA'da 81'i minareli 2 bin 400 cami var. Bunların 800'e yakını Diyanet'in kontrolündeki Diyanet İşleri Türk İslam Birliği'ne bağlı...

Almanya'da Türklerin kalıcı olmaya başlamalarıyla İslami mezar talebi artmaya başlayınca belediyeler yer bulmakta zorlanıyorlar. (Almanya'daki mezarların üzerine 15 yıldan sonra başka bir mezar açılıyor.)

Almanya, Kaplancılar'dan sonra Milli Görüş'ü hálá 'tehlikeli' örgütler listesinde kabul ediyor.

Avrupa'da 376 milyon nüfustan 14 milyonu Müslüman (% 4.5)... En büyük grubu ise 5.5 milyonla Magrip ülkelerinden gelenler oluşturuyor.
Yazarın Tüm Yazıları