Paylaş
DEP’lilerin dünkü tahliyesini bir kesim sevinçle karşılandı. Buna karşı olanlar da AB’nin baskısına boğun eğdiğimizi söylüyorlar.
Türkiye, 11 yıldanberi nereden nereye geldi? Çok bedeller ödendi, canlar gitti; kirli savaştan dolayı kaynaklarımız kurudu. Her iki taraf ağır bedel ödedi. Sorunlara kulak tıkayanlar kollektif suç’ işlediler Türkiye için.
Dün ‘ihanetle’ suçlananlar bugün ‘kahraman’ olarak aramıza döndü. Tahliye kararı sevindiricidir ama barış mesajları arasında ‘tutsak’ sözcüğünün kullanılması ve zılgıt çekilmesi dikkat çekici değil midir?
DEP’liler ‘verdikleri mücadelenin boşa gitmediğini’ söylüyorlar.
Kürtçe ve diğer dillerin yayınının başlamasından sonra dünkü karar üzerine
Türkiye’ye AB yolu açılabilecek mı?
Yargı kararlarına kimsenin diyeceği bir şey yok. Barış, kardeşlik ve demokrasi derken, soru Türkiye’nin nereye doğru yolaldığıdır.
Yargıtay 9. Daire’nin verdiği karar geç alınmış bir karar mıdır?
Karardan sıkıntı duyanlara da kulak vermek gerekiyor.
Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Ümit Kocasakal, ‘Avrupa Parlamentosu, Kopenhang kriterlerinin canına okumuştur. Konu, tavsiye, telkin hatta emir boyutuna kadar vardırılmıştır; dava ve hakimler etki altında bırakılmak istenmiştir’ diyor.
Kocasakal, kararla ilgili bir bir yorumda bulunulamayacağını, insan hakları ve ifade özgürlüğüne karşı olmasının da söz konusu olmadığının özellikle altını çiziyor; çünkü sanıkların TCK’nın 168. maddesine göre yargılamasının süreceğini hatırlatıyor.
Adalet Bakanı Cemil Çiçek, hakimlerin üzerine düşeni yaptıklarını söylüyor. Peki ‘şimdi sıra başkalarında’ demekli neyi kastediyor? Bunun anlamı AB’nin görüşme tarihini vermesini hatırlatmak mıdır?
‘Politik karar’ın Türkiye’nin attığı adımlar için bir engel olmaması;
hakimlerimizin bundan sonra kararlarında ‘Avrupa Parlamentosu üyeleri acaba ne der’ diye kulak kabartmamaları dilenir.
‘Türkiye’de devrim oluyor’ diyenler inşallah bizi gaza getirmemişlerdir.
Kesin yargı kararı değil
4 DEP’li hakkındaki mahkumiyet ‘Kürtçe ant içme’ değil PKK yandaşlığı ve üyeliğine dayanır. Yani düşünce suçu değildir. TCK’nın 168. mahkumiyet hükmünün dayanağıdır. Yargılamanın yenilenmesi, başlı başına kesin mahkumiyet hükmünün ortadan kalkması anlamında yorumlanamaz. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da esastan değil usulden bozma talebini talepname ile istemiştir. Kesin mahkumiyet hükmü ancak ve ancak yargılamanın yenilenmesi sonunda verilecek. Kararın kesinleşmesiyle kalkar. Olaya bakılınca DGM eski mahkumiyet kararında direnmiş, yargılamanın yenilenmesi talebinin reddetmiştir.
Nurettin KAPTAN- ANKARA
Yağ sanayicisinin yüreği yanıyor
YAĞ sanayicileri, hükümetin Karadenizbirlik’e verdiği 15 bin ton ayçiçeği lisansını özel sektöre elaltından ihalesiz vermesi büyük tepki uyandırdı.
Birçok bölgeden sanayiciler arıyorlar; ‘Yağda bizim bilmediğimiz durumları yansıttığınız için teşekkür ederiz. Allah sizden razı olsun, onları suçüstü yakalamışsın’ diyorlar.
Karadenizbirlik, kendisine tanınan sıfır gümrüklü ham yağını İzmir’li bir firmaya verdikten sonra 15 bin ton ayçiçeği tohumu lisansını da Trakya’daki AS adlı firmaya ton başına 25 dolarla verdiği ortaya çıktı. Yağ sanayicilerinin söyledikleri şöyle:
‘Karadenizbirlik bu kontenjanını önce teklif alarak satmak istemiş, ancak sonra da bir firmaya peşkeş çekmiştir. Özel sektör normal yolla ithal etmiş olsa 70-80 dolar fon yükü ile karşılaşmaktadır. Bunlar ilk kez AKP döneminde oluyor. Haksız rekabet karşısında yağ sektörü eziliyor. Birkaç milyon doları bulan bu tatlı alışverişin arkasındaki iddiaların mutlaka soruşturulması gerekiyor. El altından yapılan bir şeyi ispat etmek zordur.
Altı üstü bir taksici ölmüş!
BAĞDAT Caddesi’nde sosyete maganlarının aşırı hız sonucu çarptığı taksicinin ölümüne yolaçan genç ‘altı üstü bir taksicsi öldürdük, ne var bunda’ demesi çok önemlidir. Bu gençlerin, son model arabalarla gezerek çok iyi üniversitelerde okuyarak, en iyi yerlerden alışveriş yaparak, cebini paralarla doldurarak adam olamayacakları bu kazayla tescillenmiş oldu. Bu gençlerin bu halde adam olamayacakları bu kazayla tescillenmiş oldu. Yani bu yaptıkları aslında kendi ailelerine de zarar vermektedir. Zengin insanlara karşı toplumda antipati uyanmasına yolaçmaktadır.
Fakat aileleri her ne hikmetse, sağladıkları bu olanaklarla çocuklarına karşı görevlerini yaptıklarını sanıyorlar. Fakat gel gör ki, bırak adam olmayı hayvanlar bile onlardan çok daha insaflıdır, hele köpekler onlardan çok daha hayırlıdır, çünkü insanların en vefalı dostu aynı zamanda köpeklerdir. Bu insanlara başka ne denilebilir ki...
Peki tersi olsaydı, yani taksici sosyete maganlarına çarpsaydı, tepkiler ne olurdu? Bir taksici, ‘altı üstü üniversiteli bir genci öldürmüş, ne var bunda’ mı denilirdi? Bunu katil gençlerin ailelerine sormak gerek. Herhalde aradıkları ilk şey adalet olurdu, o halde adalet nerede?
Selahattin AK- Mak. Müh.-BEYLİKDÜZÜ
Türkeri unutulmaz
OLİMPİYAT meşalesini taşıyacak olan 125 kişinin içinde milli atlet, atletizmin çınarı Altan Türkeri’nin ismini göremediğim için çok üzgünüm. Hayatında bir tur koşmamış insanlar listeye alınırken 52 senedir Türk atletizmine hizmet eden, Ankara’da yapılan Büyük Atatürk Koşusu’na 51 senedir aralıksız katılan bu örnek sporcuya haksızlık olmuyor mu? Kemal YILDIRIM-ANKARA
Biliyor musunuz?
‘2.turizm hamlesi’ için yeni hazırlanan yasa taslağında, turizm yatırımları için arsa tahsisinden KDV iadesine ve vergi muafiyetine kadar çok sayıda muafiyet getirildiğini; bu arada turizm yatırım alanı olarak tahsis edilecek 100 arsa için 1000 özel ve tüzel kişinin başvuruda bulunduğunu... TBMM’de enerji ihaleleri ile ilgili kurulan soruşturma komisyonuna Amerika’dan telefonla katılarak Mesut Yılmaz hakkında suçlamalarda bulunan Hüseyin Atkın adlı işadamının 2001 sonlarında Türkiye’de ‘Demokratik Reform Hareketi’ adıyla parti kurmak için temaslar yaptığını... BOĞAZİÇİ Üniversitesi Mezunlar Derneği’nin, guru Takeshi Nakamura’nın ‘Kaizen ve Verimimlilik’ konulu konferansında, Y.T.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Murat Demircioğlu’na, derneklerine yaptığı katkılardan dolayı Japonya Araştırmalar Derneği tarafından bir plaket verildiğini... Karayolları 1. Bölge Müdürlüğü çalışanları (Boğaziçi ve Fatih köprüleri ile TEM’in Çamlıca-Adapazarı Gümüşova hattı) 17. Bölge Müdürlüğü’ne (Zincirlikuyu) bağlanmak istenmesi nedeniyle eylem yaparken, bunun arkasında ‘otoyol ve köprülerin özelleştirilmesine maddi ve hukuki zemin hazırlamak olduğunu’ iddia ettiklerini... YÖK Başkanı Prof. Erdoğan Teziç’in, Batı Trakya’da Türk okullarının durumu ortada dururken, Ruhban Okulu’nun herhangi bir üniversiteye veya ilahiyat fakültesine değil ancak bir vakıf bünyesinde ya da patrikhaneye bağlı olarak açılması gerektiğini söylediğini...
Biliyor musunuz?
GÜNÜN SÖZÜ
‘Baskı geldi diye bunu da vereyim, şunu da vereyim dersen o zaman bu oyunu kaybedersin. Maksatları bana kuvvetli bir tokat atmaktır. Biz hürriyet mücadelesinde görevli insanız. Bu görevi bizden kimse alamaz; mevkide olalım veya olmayalım. Dava bırakılmaz, bayrak yere düşürülmez.’
(Rauf Denktaş)
Paylaş