30 Ağustos, Mustafa Kemal’in önderliğinde parçalanmış, işgal edilmiş ve sömürgeleştirilmeye çalışılan bir ülkenin yeniden ayağa kalkmaya başladığı ve kendi ulusal kimliğini ilan etme konusunda hedefe yaklaştığı günün adıdır.
30 Ağustos Başkomutanlık Meydan Savaşı’na kadar ülkemizi batıdan itibaren işgal etmeye başlayan İngiliz destekli Yunanlılar ve işbirlikçilerine karşı bir dizi savaşlar yapıldı. Bu savaşlar I. ve II. İnönü Savaşları ile Sakarya Savaşı’ydı. TürkOrdusu’nun zaferiyle sonuçlanan her savaş sonrasında işgalci güçler toparlanarak yeniden saldırıyor, ülkenin iç kısımlarına doğru ilerliyordu. Türk ordusu da güçlü ve her seferinde takviye edilen işgal orduları karşısında kısmen de olsa geri çekilmek zorunda kalıyordu.
Sakarya Meydan Savaşı 23 Ağustos’tan, 13 Eylül’e (1921) kadar aralıksız 22 gün gece-gündüz sürmüş, düşman ordusu mağlup ve perişan olmuş, cepheyi terke mecbur bırakılmıştı.
Falih Rıfkı Atay, olayı şöyle yorumlar: ‘Biz Sakarya zaferi ile kurtulacağımıza inanmıştık.’
BAĞIMSIZLIĞIN KAZANILMASI
Sakarya Zaferi, askerlik ve politika bakımından kurtuluş mücadelemizin önemli bir aşaması olmuştur. Önce Yunan ordusunun taarruz kabiliyeti kırılmış, sonra onu savunma zorunda bırakmıştır.
Sakarya Savaşı’ndan sonra düşman ordularının ülkemizden sökülüp atılması için kamuoyunda ve TBMM’de sabırsızlık başgöstermeye başlamıştı. Mustafa Kemal Paşa, 20 Ağustos 1922 tarihinde Akşehir’e gelerek 26 Ağustos 1922 Cumartesi sabahı düşmana taarruz emrini vermişti. Mustafa Kemal yanındaki komutanlarla birlikte Kocatepe’den Büyük Taarruz’u yönetir. Çetin ve kanlı geçen bir savaşın sonunda 30 Ağustos 1922 günü, Büyük Taarruz, Türk Ordusu’nun zaferiyle sonuçlanır. Bu savaşlarda Türk tarafından 13 bin kişi şehit ve 35 bin kişi de gazi olur. Büyük Taarruz; komutanların, subayların ve erlerin canını hiçe sayarak üstün bir cesaretle savaşmalarının sonucunda gerçekleşmiştir.
Bu savaş, tarihte Başkomutanlık Meydan Savaşı olarak yerini alır.
Mustafa Kemal bu zaferden sonra, ‘Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri’ diyerek kesin zafer komutunu vermiştir. 11 Ekim 1922’de imzalanan Mudanya Ateşkes Antlaşması ile silahlı çatışma durmuş, Edirne dahil tüm Trakya’nın Yunanlılar tarafından boşlatılarak Türklere bırakılması öngörülmüştür. Anadolu’da Yunan politikasını yürüten İngiltere Başbakanı Llyod George, politikasıyla birlikte başarısızlığa uğramış ve sonunda istifa etmek zorunda kalmıştır. İngiliz tarihçi-yazar Lord Kinross’un deyimiyle, ‘Asi diye küçümsenen bir Türk, üç yıllık bir kavga sonunda İngiltere hükümetini ve ünlü başbakanı devirmeyi başarmıştı.Romantik adam, gerçekçi adamın önünde silinip gitmiş, bir Makedonyalı, bir Kelt’in sırtını yere getirmiştir.’
30 Ağustos Zaferi, bir ülkenin bağımsızlığını kazanması için önemlidir. Bu zafer, kendisini parçalanmış ve sömürge bir ülke haline getirmek isteyen ülkelere karşı indirilen bir darbedir. Bu zafer, bir anlamda mazlum bir ulusun şahlandığı ve haykırdığı, kendi özgürlüğünü ve bağımsızlığını sağlamaya yönelik sürecin başladığı tarihtir.
Yeni kuşaklar olarak ülkemizin tarihini, geçmişini çok iyi bilmek ve bu doğrultuda da ülkemizin geleceğine çok iyi sahip çıkmak zorundayız. Çünkü başka bir Türkiye yok...
Ülkemizin bağımsızlığı için savaşmış, bu uğurda şehit ve gazi olmuş; başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere tüm askerlerimizi ve sivillerimizi saygı, şükran ve minnetle anıyorum. Nur içinde yatsınlar.
Hulusi DOĞAN
Milas Kaymakamı
GÜNÜN SÖZÜ
‘Nemiz varsa, bağımsız bir devlet kurmuşsak, hür vatandaş olmuşsak, şerefli insanlar gibi dolaşıyorsak, yurdumuzu Batı’nın, vicdanımızı ve kafamızı Doğu’nun pençesinden kurtarmışsak, şu denizler bizim diye bakıyor, bu topraklarda ana bağrının sıcağını duyuyorsak, belki nefes alıyorsak hepsini, herşeyi 30 Ağustos Zaferi’ne borçluyuz.’
(Falih Rıfkı Atay, ‘Çankaya’ s.314)
‘Aslan’ın yatağı...
GALATASARAY-Malatyaspor’u izlemek üzere oğlumla Ali Sami Yen Stadyumu’na gittik.Kapalı tribünlerde koltukların durumu içler açısıydı.Oturmak mümkün değil, tam bu sırada minder satıcısı geldi, 1 YTL’ye minder satıyor ve buna otur abi diyor.Mecburen minder aldık. GS taraftarı olarak ben transferlerden, kulübün mali bilançolarından anlamam. Bir taraftar olarak temiz tribün ve koltuklar istiyorum. 55 YTL verdiğim bilet ücretinin karşılığı olar akhizmet bekliyorum.
Galatasaray Spor Kulübü’ne bunları hatırlatırken, ‘Aslan yatağından belli olur derler’, aslanın yatağında da problemler olduğunu söylemek istiyorum.
Mehmet YÜCEER
Teşekkür etmek gerek
ÖZEL hastane ve SSK ilişkileri diye bir okurunuzun yazısı çıktı. Bu yazıya cevap vermek istiyorum.
Bugüne kadar gerek çalışan SSK’lılar ve gerekse SSK emeklileri, özel hastanelerden ve hatta devlet hastanelerinden dahi faydalanamıyordu. Bugünkü hükümet her ikisinden de faydalanma imkánını bize verdi. Teşekkür etmek gerek.
Medyada sık-sık görüyoruz; devlet ve SSK hastaneleri tıklım tıklım dolu, diye... Özel hastanelere de hiç ödemesiz bir imkán tanınırsa aynı şekilde buralarda da büyük yığılma olacak ve hasta bakım kalitesi düşecektir. O halde bu hastanelerden faydalanacak kimselerin 10-15 YTL ödemeleri gayet normaldir; bir SSK emeklisi olarak bunu tasvip ediyorum.
Hikmet ERSOY-İSTANBUL
Biliyor musunuz?
GREENPEACE gönüllülerinin dün sabah (29 Ağustos) kömür gibi fosil yakıtların iklim felaketlerine yol açtığını vurgulayarak Çanakkale’deki Çan Termik Santralı’nın 120 m. yüksekliğindeki soğutma kulesine tırmandıklarını, Türkiye’de acilen yenilenebilir enerjiye geçilmesi için taleplerini Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler’e ilettiklerini... SİLİFKE Susanoğlu sahilindeki çirkinlik abidesi 14 katlı Flamingo Sitesi’nin inşaat ruhsatının sadece 2 kat olduğunu ve bir önceki MHP’li Belediye Başkanı tarafından 14 kata göz yumulduğunu, yeni seçilen başkanın 12 katı yıktırmak istediğini ve geçenlerde bombalı saldırı sonucu olayın faili meçhul olduğunu... NİSAN 1993’te yayın hayatına başlayan coğrafya ve keşif dergisi Atlas’ın eylül ayında 150. sayısını çıkaracağını... KADIKÖY Belediyesi’nin, Anadolu Kültürünü Araştırma Geliştirme ve Tanıtma Derneği ile Secours Populaire Français ortaklığıyla yürüttüğü projeyle 45 fakir ve başarılı ilköğretim öğrencisini Fransa’ya tatile gönderdiğini... ‘SİSİ’ lakaplı Seyhan Soylu’nun ‘Haftalık’a yaptığı açıklamada, ‘Esas arabulucu İnci Baba değil Dündar Kılıç’tı. (...) Bülent (Ersoy) Hanım, AKP’li Bakan Vecdi Gönül’le (dönemin İzmir Valisi) de görüştü’ dediğini...
Mesaj panosu
‘CUMHURİYET’in temellerini burada attık’ ve ‘Burada bir milletin kurtuluşunu hazırlayan kararlar verildi’ ifadeleriyle öneminin vurgulandığı 4 Eylül Sivas Kongresi kutlamaları, 2-4 Eylül tarihleri arasında yapılacak.
DİDİM Barış Festivali, 31 Ağustos-3 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Kesintisiz 10 yıldır sürdürülen festivale bu yıl İsrail, Filistin, Yunanistan, Ermenistan, Suriye ve Ürdün’den yazar, şair ve gazeteci kadınlar iştirak ediyor. ‘Yeni Dünya Düzeni ve Şiddet’ konulu panelin konuşmacıları; Onur Öymen, Prof. Erol Manisalı, Dr. Abdullah Manaslı; ‘Dünya Barışında Kadının Yeri’ konulu panelin konuşmacıları ise Güldal Okuducu, Şükran Soner, Yrd. Doç. Sevgi Barış olacak. ‘Türkiye ve Dünyada Barış Hareketleri’yleilgili söyleşiyi de Tayfun Mater yapacak.
GÖKÇEADA Kaymakamlığı, Gökçeada Belediyesi ve GDO’ya Hayır Platformu’nun düzenlediği ‘Gökçeada 1.Ekoloji Şenliği ve Çalışma Atölyeleri’ 31 Ağustos-4 Eylül tarihleri arasında yapılıyor.
BASINEVLERİ Mahallesi 1. Cadde No: 44’teki binanın giriş kapısının altındaki markete ait iki soğutucu var. Geceleri yaz gününde pencere açamıyoruz; çünkü çok gürültü yapıyor. Bu soğutucuların kaldırılması için yetkililerden yardım istiyorum.
Ünal ERGÖK / KEÇİÖREN-ANKARA
ÜSKÜDAR Belediyesi’nin ‘Katibim Festivali’ 30 Ağustos-4 Eylül tarihleri arasında yapılacak. Güzel de, ‘Katib’in yaşadığı ev ve mezarının bulunduğu Katibim Aziz Bey Sokağı’nın çöp ve pis kokuları Üsküdar Belediyesi’nin dikkatini çekmiyor mu? Katib’in yaşadığı evde torunu Azmi Bilir halen yaşıyor. Belediye hiç olmazsa festivalde kullandığı ismine hürmetle mezarının bulunduğu sokağına sahip çıksın. Çünkü o sokakta yaşayan Roman vatandaşların dışında yüzlerce aile var.
Muzaffer AKSOY-ÜSKÜDAR
ATEŞLENEN çocuğumu Kartal Devlet Hastanesi’ne götürdüm. Sağlık karnem, vizite kağıdım gerekli tüm belgelerimin tam olmasına rağmen SSK prim günüm eksik gözüktüğü için hastaneye almadılar. 2002’den beri sigortam günü gününe ödendi. Benim bildiğim hastanelerden yararlanmak için 6 aylık prim ödemek yeterli. Biz birşey yapamayız, ücretli girin diyorlar. Paramız olsa burda ne işimiz var. Bir yerde yanlışlık var ama nerede?
Kenan YILMAZ
KARTAL Yakacık Uğur Mumcu Mahallesi, Adnan Kahveci Camii’nin iki şerefesine de baz istasyonu kuruluyor. Kaymakamlık ve müftülüğe şikayet ettik, sonuç alamadık. Ne yazık ki, 70 bin kişinin yaşadığı bu mahalleye izin verilmiş, biz de her akşam eylem yapıyoruz. Bizi kimse dinlemiyor?