Paylaş
“İktidarın, milli bayramların kutlanması konusunda getirdiği bu yasaklamalar, millî değerlere vurulan en ağır darbe olmuştur. Kutlamaların bir adresi olmayan millî bayramlar, bir zaman sonra unutulmaya mahkûm olur. Bugün halk büyük ölçüde bayramına sahip çıkacaktır ancak yıllar geçtikçe bu sahiplenme azalarak yok olacaktır.
Yapılmak istenen de budur; Millî birlik ruhunun yok edilerek, Cumhuriyet değerlerinin ortadan kaldırılması, Mustafa Kemal Atatürk olgusunun sıradanlaştırılması...
İşte bu nedenle, Büyük Atatürk’ün Nutuk’unun giriş paragrafını bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Buyurun, bir kez daha okuyun:
‘Samsun’a çıktığım gün genel durum ve görünüm
1919 yılı Mayısı’nın 19. Günü Samsun’a çıktım. Genel durum ve görünüm:
Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu grup, Dünya Savaşı’nda yenilmiş, Osmanlı ordusu her tarafta zedelenmiş, ağır şartları olan bir ateşkes anlaşması imzalanmış. Dünya Savaşı’nın uzun yılları boyunca ulus yorgun ve fakir bir durumda. Ulusu ve ülkeyi Dünya Savaşı’na sokanlar, kendi hayatlarının derdine düşerek, ülkeden kaçmışlar. Saltanat ve hilafet makamında bulunan Vahdettin soysuzlaşmış, kendini ve yalnızca tahtını güvenceye alabileceği alçakça önlemler araştırmakta. Damat Ferit Paşa’nın başkanlığındaki hükümet zavallı, beceriksiz, onursuz ve korkak; yalnızca padişahın buyruğuna bağlı ve onunla beraber kendilerini koruyabilecek herhangi bir duruma razı.
Ordunun elinden silahları, cephanesi alınmış alınmakta...’”
Evet, büyük kurtarıcı, o günkü Osmanlı’nın içinde bulunduğu durumu bu iki paragraf ile çok güzel açıklamış. Gerçekleri bir kez daha öğrenmek için Mustafa Kemal Atatürk’ün Nutuk’unu okuyun, okutun. Bugün okullardan kaldırılan Atatürk köşelerinin yerine neden Osmanlı Padişahları’nın portrelerinin asıldığını anlamaya çalışın...
GÜNÜN SÖZÜ
“Yüreğimde tarifi imkânsız bir sevinç var. Müthiş keyifliyim. Çünkü bugün, sadece bir bayram değildir. Bugün uyanış, diriliş ve kurtuluş günüdür. Tanıklığa hazır olun. Bugün aslında 19 Mayıs 1919’tur!
(19 Mayıs genelgesini durduran Avukat Ahmet Gürol Şağban’ın yayınladığı mesajdan.)
Devlet-millet ayrımcılığı mı
İKTİDAR, kendince ulusal bayramlara yeni bir düzen getirmek istiyor; ‘ileri demokrasi’ anlayışı çerçevesinde resmi törenlerden uzaklaşılıyor. Başbakan ‘gerçek bayram’ dese de, bayramlara da devlet-millet ayrımcılığı mı getirilmek isteniyor.
Demek ki, artık ulusal bayramlar ‘millet isterse’ kutlanacak.
19 Mayıs için telefonlar, e-postalar aldık. CHP’li belediyelerin 19 Mayıs kutlamaları ile ilgili ne yaptıklarında üç ayrı tablo ortaya çıktı.
Lüleburgaz Belediye Başkanı Emin Halebak, “Atatürk anıtına bir çelenk koymayı esirgediler bizden; getirenleri de polis engelledi alana sokmadı. Biz de ellerimizdeki tek çiçekleri daha sonra anıta attık” diye soruyor:
“Nereye gidiyoruz, ne yapacağız?” Çorlu’da ise yeni protokol eksiksiz uygulanıyor; ama bir çelenk yok ortada.
İl ve İlçe Spor Müdürlükleri koyabiliyor ancak.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, kutlamalara kısıtlama getirilmesini “İçim acıdı, çok üzüldüm. Bir daha böyle bir 19 Mayıs istemiyorum” diyor.
Okullar ve sokakları bırakın, Cemal Yeşilyurt Ankara’da ‘Ankara‘nın bağları, sarhoş oldum kaldıramıyorum kolları’ pavyon türküsü eşliğinde yapılan sözüm ona gösteriler gençliğe hangi ideali verebilir?” diye soruyor.
Atatürk’ten korkuyorsunuz
Adil Haciömeroğlu özetle şöyle diyor:
“19 Mayıs bir varoluş mücadelesinin ruhu, kararlılığı, bir ulusun özgürlük için ayağa kalkışıdır. Tutsak edilmeye çalışılan bir halkın ‘Ya istiklal, ya ölüm!’ diye haykırışıdır.
19 Mayıs’ı silmek, unutturmak için Türkiye’yi toptan yok etmek gerek.
Siz niye mi devlet törenlerini istemiyorsunuz? Çünkü korkuyorsunuz Mustafa Kemallerden. Yedi düvelin gücünün yetmediğini siz mi yapacaksınız? Arkanızdaki küresel destekçilere fazla güvenmeyin.
Sizler bayramlarımızı tartışmaya açtınız. Uyuyan bir ulusu uyandırdınız.”
Devşirme adayın başına gelenler
ESKİ Orhanlı Belediye Başkanı Cemil Ekşi bir önceki dönem kapatılan beldenin belediye başkanıydı... ANAP’tan seçilmiş daha sonra CHP’ye, Baykal, Tekin ve Sevigen’in bulunduğu törenle geçmiş ve son seçimde de Orhanlı’nın devredildiği Tuzla belediye başkan adayı olmuştu.
Buraya kadar tamam... Ama hakkında iddialar çok; zaten şu 10 yıl içinde hiç bitmedi.
Yolsuzlukla ilgili iddialar, belediye başkanlığı döneminde başlamıştı. İçişleri Bakanlığı kontrolörleri inceleme yapmış, hazırlanan rapor Sayıştay’a gönderilmişti. Sayıştay ve İçişleri Bakanlığı ve Tuzla Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Savcılığın incelemesi sonucu iddialar ciddi bulunarak Mali Suçları Araştırma Kurumu (MASAK) görevlendirildi ve operasyon gerçekleştirildi.
Kırtasiye ve kömür alımlarında sahte fatura kullanımı nedeniyle suçlanan Ekşi ve aralarında belediye çalışanlarının da bulunduğu 26 kişi dört gün önce Vatan Caddesi’nde gözaltına alındı ve sorgulandıktan sonra önceki akşam Tuzla Adliyesi’ne sevk edildi. Mahkeme, Ekşi ile birlikte aralarında Belediye Başkan Yardımcısı Ali Sevim, Muhasebe Müdürü Tarık Kılıç, Meclis Üyesi Gülbeyaz Karasu, Zabıta Müdür ve Müdür Yardımcısı ile sahte faturaları basan ve kesen kişiler dahil 8 kişiyi tutukladı.
Ekşi ve bazı arkadaşları hakkında ayrıca zehirli variller ve arıtma kokusu için imza toplayan DSP İlçe Başkanı Halil Özen, eşi ve oğlunun darp edilmesi gibi daha önce açılmış 7 davadan yargılanıyor.
Ekşi, CHP’ye geçtikten sonra Tuzla İlçe Başkanlığı, İl Yönetim Kurulu üyeliklerinde bulunmuştu.
Kimlerin gözü aydın olsun!
Bir kaza hakkında Gül’e bilgi
KAYSERİ’de onarım için kapatılan şeritten çalışan şeride geçerken, iki aracın çarpışması sonucu vuku bulan kaza Karayolları’nın bile bile işaretleme yapmaması sonucu olmuştur. Bu tip bir çalışmayı ben ve hiç kimse Türkiye’de görmemiştir. Kafa yapısı, bilen anlar mantığıyla kaza olmuştur. Diğer illerimizdeki tüm Karayolcuları ve trafikçileri tenzih ederim. 15 gün önce bu yoldan geçmiştim. Yanımdaki eşime, bir gün kaza olacak demiştim. Çünkü yol çift şeritlidir. Tek şeride indiğinde ne lamba ne de plastik separatör vardır. Tam arif olan anlar mantalitesidir.
Aynı bölge müdürü, Sayın Cumhurbaşkanı’na yaranmak amacıyla iki yıldan beri 2 şeritli Ankara-Kayseri arasındaki karayolunda aynı zamanda onlarca, yap-boz metoduyla onarım şantiyesi açmıştır.
Aslan ÖZMEN-Y. Mühendis
Paylaş