Gözlük ya da lens kullanmaktan yoruldunuz mu? İkisinin de farklı zorlukları var. Gözlerinizi gölgede bırakmak, sürekli bakım yapmak, rahat makyaj yapamamak… Kendinizi daha özgür ve daha güzel hissetmek artık mümkün. Siz de SMILE lazer tekniği ile gözlüklerinizden ya da lenslerinizden kurtulabilirsiniz. Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Volkan Hürmeriç, SMILE lazer ile miyop ve astigmat gibi görme bozukluklarının minimal invaziv tekniklerle başarılı bir şekilde tedavi edildiğini belirtiyor.
Gözlüklerinizden ya da lensleriniz kurtulabilirsiniz
“SMILE lazer, görme bozuklukları tedavisinde üçüncü nesil lazer tedavisi olarak kullanılan yeni bir tekniktir. Bu tekniğin sunduğu en önemli avantajlar arasında korneanın en üst tabakasında herhangi bir değişiklik oluşturmamasıdır. Diğer lazer göz tedavileri bu tekniğe kıyasla hasta açısından daha zordur. Örneğin ilk aşamada flep adı verilen bir kapakçık oluşturulması gerekiyordu. Bu durum ameliyattan sonra hastalarda ortalama 8 saat kadar süren ağrı, batma ve sulanma gibi yan etkilere yol açıyordu. Ayrıca flep adı verilen bu kapakçık ameliyatın ardından genellikle tam olarak kaynamayabiliyordu. Tüm bu nedenlerle gözünde kırma kusuru olan pek çok hastamız flep uygulamasından endişe ettiği için lazer tedavisi olmaktan çekinir. Bazı hastalarımız ise tedavi olmak istediği halde kornea inceliği ya da göz kuruluğu nedeniyle bu tedavilerden yararlanamıyordu. SMILE lazer tekniği bütün bu dezavantajları ortadan kaldırıyor, hastalara gözlüksüz ve lenssiz daha özgür bir yaşama kavuşma şansı sunuyor.”
SMILE lazer göz cerrahisinin faydaları
“SMILE lazer teknolojisi son 5 yılda geliştirilen yeni bir tekniktir. Bu tekniğin sağladığı en önemli avantajlar tedavi süresinin hızlı olması, hastaların birçoğuna uygulanabilmesi ve kornea çatısına hiçbir şekilde etki etmemesidir. Kapalı teknikle yalnızca 2 mm’lik bir kesi içerisinden kornea içerisindeki lentikül denilen dokunun çıkartılması ile gerçekleştirilir. Bu teknik ile günümüzde 10 derece miyop ile 5 dereceye kadar astigmatizma tedavi edilebilmektedir. Ayrıca bu teknolojinin daha fazla tercih edilmesinin bir diğer nedeni de göz kuruluğu riskinin daha düşük olmasıdır. Hiçbir şekilde flep komplikasyonlarına neden olmaz.”
Göz kapağı germe olarak da bilinen gözkapağı estetiğiyle gözaltı torbalanmalarının azaltılabileceğini belirten Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Volkan Hürmeriç, kimlerin göz kapağı estetiği için uygun aday olabileceğini açıkladı.
Göz kapağı germe olarak da bilinen göz kapağı estetiğiyle gözaltı torbalanmaları azaltılabilir ve üst göz kapağı, deri fazlalıkları alınarak gerginleştirilebilir.Bu ameliyat genellikle estetik nedenlerle uygulanır. Ancak yaşı ilerlemiş kişilerde göz kapağı sarkarak görüşü kısmen bloklayabilir, göz kapağı estetiği bu durumun tedavisinde de uygulanabilir.Göz kapağı germe ameliyatı göz çevresi morluklarının yanında kazayağı ve diğer yüz kırışıklıklarının tedavisinde uygulanmaz. Bu tip durumlar dolgu enjeksiyonu ve yüz germe gibi daha farklı prosedürlerle çözümlenir.
Göz kapağının yaşlanma süreci
Göz kapağı bazı durumlarda doğuştan bazı durumlarda ise yaşlandıkça zaman içinde esnekliğini kaybeder. Esneklikteki bu azalma, yer çekimi kuvvetiyle birleşince yaşlanan derinin sarkmasına neden olur.Alt göz kapağındaki fazla deri katlanmalara ve kırışıklıklara neden olur. Üst göz kapağındaki fazlalıksa aşağı sarkarak gözleri hem işlevsel hem de estetik açıdan olumsuz yönde etkiler.
Göz kapağı estetiği için uygun adaylar kimlerdir?
Katarakt nedir?
Göz içerisinde bulunan lens fotoğraf makinasındaki mercek gibi odaklanmayı sağlamaktadır. Katarakt adını verdiğimiz hastalık gözün şeffaf lensinin saydamlığını kaybetmesidir. Bu durumu buğulanmış cama benzetebiliriz. Yeni doğan bebekler dahil olmak üzere katarakt her yaşta görülebilmektedir. Dünyada en fazla görülen tedavi edilebilir körlük sebebidir.
Kataraktın belirtileri nelerdir?
Başlangıç döneminde katarakt herhangi bir şikayet oluşturmayabilir bu nedenden dolayı 45 yaşından sonra herkesin yıllık göz kontrolü yaptırması gerekir. Zaman içerisinde görme seviyesinde azalma ve görme netliğinde bozulma oluşur. Aydınlık ortamda ya da karşıdan araba farları gibi parlak bir ışık geldiğinde görme daha fazla bozulabilir. Bazı katarakt hastaları yakını daha iyi görmeye başlarlar. Bunun sebebi aslında gözlük kusurunun yani refraksiyonun miyopa doğru değişmesidir ve sağlıklı bir durum değildir.
Kataraktın nedeni nedir?
Göz içerisinde bulunan merceğimiz proteinlerden oluşmaktadır. Yaşla birlikte lensteki proteinlerin yapısında bozulma meydana gelmekte ve saydamlığını kaybetmektedir. Yaşın haricinde katarakta aşağıdaki hastalıklar da yol açabilmektedir. Sigara kullanımı, ailede katarakt hikayesi, şeker hastalığı, obezite gibi metabolik hastalıklar, hipertansiyon, gözün travmaya maruz kalması, göz içi iltihabı yani üveit gibi hastalıklar geçirmek, hap veya damla şeklinde kortizon içeren ilaçların uzun sure kullanımı, güneş ışığına uzun süre korumasız şekilde maruz kalma ve daha önce göz ameliyatı geçirmiş olmak nedenler arasındadır.
Katarakt tanısı nasıl konur?
Göz muayenesi yapılarak tanı konabilmektedir. Yapılan muayenede görme kaybına neden olabilecek diğer hastalıklar ayırt edilir.
“Bıçaksız cerrahi hastalara güvenli ve konforlu bir ameliyat imkanı sunar. Diğer cerrahi tekniklerinde hastalarımızın en çok korktuğu konu gözlerine bıçak değmesi ya da ağrılı bir operasyon geçirme riski ve endişesidir. Bıçaksız lazer tedavisi olarak bilinen femtosaniye lazer tedavisi ile tüm bu riskler ortadan kalkmış durumdadır.”
Bıçaksız lazer tedavisi modern ve güvenilir bir tekniktir
“Bıçaksız lazer teknolojisi yaklaşık 15 yıldır kullanılmakta olan tüm dünyada en modern ve en güvenilir lazer tekniği olarak kabul edilmektedir. Femtosaniye lazer tekniği sayesinde operasyon sırasında göze hiçbir şekilde bıçak değdirilmez. Bu teknoloji sayesinde operasyon sırasında herhangi bir şekilde ağrı ya da sızı hissedilmez. Lazer tedavisi yaklaşık 10 dakika içerisinde tamamlanır. Lazer teknolojisi ile yapılan operasyonlar göz dokusunda hiçbir hasar riskine fırsat bırakmamak için bilgisayar kontrolü altında yapılır. Gözlükten kurtulmak için uygulanan lazer tedavileri içerisinde femtosaniye teknolojisi ile birlikte wavefront yani kartal gözü excimer lazer uygulanması tedavide altın standardı oluşturur. Özellikle astigmat tedavisinde bu iki teknik oldukça başarılı sonuçlar elde edilmesini sağlamaktadır.”
Femtosaniye lazer tedavisi sonra iyileşme süreci
Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Volkan Hürmeriç “Operasyonun ardından ilk gece bir miktar ağrı ya da yanma hissi oluşabilir. Ancak ertesi günden itibaren görme derecesi en yüksek seviyeye ulaşır. Bunun dışında hastalarımızın tedaviden sonraki süreçte karşılaşabilecekleri diğer bir sorun ise göz kuruluğudur. Bu sorunda uygulanan göz kuruluğu tedavisi ile kısa bir süre içinde giderilmektedir. Hastalarımız bıçaksız lazer tedavisinden bir gün sonra normal hayatlarına dönebilmektedir.”
Gözlüklerini çıkarınca güzelleşen pek çok kişi tanırız. Göz yüz güzelliğini en fazla ortaya çıkaran özelliklerden birisidir. Gözlüklerinden kurtulup hayata daha güzel bakmak isteyen herkes için yeni bir göz tedavisi tekniği kullanılıyor. Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Volkan Hürmeriç, üçüncü nesil lazer tedavisi olan SMILE lazer teknolojisini anlatıyor.
“SMILE Lazer (Small Incision Lenticule Extraction) üçüncü nesil lazer tedavisi yöntemidir. Bu yöntem ile miyopi ve astigmatizma adı verilen göz kusurları daha önce kullandığımız tekniklere kıyasla daha güvenli bir şekilde tedavi imkânı sunmaktadır. SMILE lazer teknolojisinin sunduğu yenilikler kornea bütünlüğünün bozulmaması, büyük kesi yapılmaması, göz sinirlerinin etkilenmemesi, operasyon sonrasında ağrı batma hissinin en aza indirilmesi ve göz kuruluğu olanlara da uygulanabilmesi olarak sıralayabiliriz.”
“SMILE lazer operasyonu diğer lazerlerden daha hızlı bir şekilde tamamlanmaktadır. Tedaviden sonraki ilk saatlerde çok az seviyede yanma batma gibi şikayetlere yol açmaktadır. Hastalarımız tedaviden bir iki saat sonra normal hayatlarına dönebilmektedir. Göz kuruluğu oluşturmadığından dolayı 2-3 hafta sonra damla kullanma ihtiyacı ortadan kalkmaktadır.”
İlk orta ve lise eğitimimi TED Ankara Koleji’nde, tıp eğitimimi ise 1991-1997 yılları arasında Gülhane Askeri Tıp Akademisi Askeri Tıp Fakültesi’nde tamamladım. Çiğli İzmir’de bulunan 2. Jet Üs Uçuş Eğitim Merkezi Komutanlığı'nda uçuş hekimi olarak görev yaptım. 2000-2003 yılları arasında GATA Göz Hastalıkları Ad Başkanlığı'nda göz hastalıkları ihtisasımı tamamladım. Aynı klinikte 2006 yılında yardımcı doçent, 2012 yılında ise Göz Hastalıkları Doçenti unvanlarını aldım. 2009-2010 yılları arasında Miami’de bulunan Bascom Palmer Eye Institude’da Prof.Dr. Sonia H.Yoo’nun yanında kornea, oküler yüzey ve refraktif cerrahi dallarında fellowluk yaptım. 2013 yılından beri Ankara Dünyagöz Hastanesi'nde refraktif cerrahi biriminde çalışmaktayım. 200 üzerinden bilimsel yayınım bulunmaktadır. Evli olup 2 oğlum bulunmaktadır. İngilizce bilmekte ve hala bateri çalmaktayım.
Dr. Volkan Hürmeriç, ''Göz ile ilgili sağlık sorunlarının kadınlarda erkeklerden daha fazla ortaya çıkıyor. Glokom, katarakt ve yaşa bağlı makula dejenerasyonu (YBMD) görülme ihtimali kadınlarda daha yüksektir. Bunun nedeni kadınlardaki hormonal dalgalanmalar erkeklere kıyasla daha uzun sürüyor ve daha fazla etkili geçiyor.''
Kadınlarda göz kuruluğuna dikkat
“Yukarıda belirtilen göz hastalıklarının yanı sıra kadınlar kırma kusur ve göz kuruluğu sorunları da ortaya çıkabilir. Kırma kusurları; miyopi, hipermetrop ve astigmatizma olarak sayılır. Bu kırma kusurlar derecesine göre kişide görme kaybına neden olur. Bu kusurlar gözlük ve lens kullanımı ile giderilebildiği gibi lasik/lazer tekniği ile kalıcı olarak da tedavi edilebilir. Göz kuruluğu ise tahriş, kızarıklık ve ağrı gibi sorunlara yol açabilir. Gözyaşı bezlerinin hormonal sorunlardan etkilenerek göz yaşı salgılamayı azaltması ya da durdurması sonucunda ortaya çıkabilir. Göz kuruluğu tedavisi ile görme problemleri azalır, göz sağlığı artar.”
Göz kuruluğunu nasıl önlenir?