Yıkmak ve kucaklaşmak

GEÇENLERDE izlediğim bir filmde, galeride sergi açmış olan bir ressam resimlerinin çok çirkin olduğu kendisine söylenince, “evet biliyorum” diyordu.

Haberin Devamı

“Bunu bilerek yapıyorum. Amacım ürettiğim bu çirkin resimlerin bir virüs gibi yayılıp sanatı içeriden parçalaması.”
Aylardır tanıklık ettiğimiz ve hayatımızın her anını işgal eden AKP-Gülen kavgası bana bu sahneyi hatırlattı. Sistemin yavaş yavaş içeriden parçalanmasına tanıklık ediyoruz. Kavga eden ise sadece taraflar değil; toplumun bizatihi kendisi de bu kavgada saf tutmuş, herkes kendine bir kutup seçmiş durumda.

*

OYSA Kİ dünya bambaşka bir hal içinde... Yıllar önce kendisine siyahî bir başkan seçerek bir devrim gerçekleştirmiş olan ABD, şimdi de kendisine sistemin tamamen dışından, yerleşik düzene her şekilde muhalif olan bir belediye başkanı seçti. Kapitalizmin merkezi sayılabilecek New York’un yeni belediye başkanı olan De Blasio, kapitalizme karşı mücadele eden “Wall Street’i İşgal Hareketi”nin bizatihi içinde yer almış. Yine vakti zamanında Amerikan istihbarat örgütü CIA’in Nikaragua’da desteklediği kontralara karşı Sandinista gerillalarını desteklemiş. Tam bir sistem karşıtı.

*

Haberin Devamı

DİĞER tarafta, ABD ve Rusya neredeyse etle tırnak olmuş vaziyette. Geçen hafta Rusya’nın Volgograd şehrinde gerçekleşen saldırılardan sonra ABD, 2014’te Rusya’da düzenlenecek olan Soçi Kış Olimpiyatları sırasında güvenliğin sağlanması için yardım etmeyi önerdi. İki eski azılı rakibin Eylül ayında Suriye’nin elindeki kimyasal silahların imha edilmesine dair yaptıkları anlaşmanın hafızalardaki izleri ise hâlâ taze.
Rusya Başkanı Putin’in bu ABD açılımını, içeride “af açılımı” izledi. İnsan hakları sicili herkesçe malum Putin, önce iflah olmaz bir muhalif saydığı için on yıldır hapiste tuttuğu Hodorkovski’yi, daha sonra da “Putin’i defet” diye haykırdıkları şarkılar yüzünden hapsi boylayan “Pussy Riot” kızlarını “affetti” ve serbest bıraktı.

*

OTORİTERLİKTE dünya lideri sayılabilecek Kuzey Kore lideri Kim Jong-Un da yeni yıl mesajında, ezeli düşmanları Güney Kore’ye “hadi geçmişi unutup artık barış ve huzur içinde yaşayalım” diye seslendi.
İran’ın yeni Cumhurbaşkanı Ruhani de hem içeride hem dışarıda bizi şaşırtan liderlerden. İzlediği uzlaşmacı çizgiyle önce 35 sene önce gerçekleşen İran Devrimi’nden bu yana Amerika ile ilişki kuran ilk İran başkanı oldu; sonra da Suriye konusunda resmen ABD’yle müttefik oluverdi. Selefi Ahmedinejad’ın aksine Yahudi Soykırımı’nı tanıdı. İçeride ise seçim döneminde verdiği sözü tuttu ve 26 Kasım’da aylardır üstünde çalıştığı “vatandaşlık hakları bildirgesi”ni halka sundu.

*

Haberin Devamı

TÜM bu olup bitenler büyük çatışmalardan, hatta savaşlardan sonra bile insanların, ülkelerin tekrar kucaklaşabileceğini hatırlatıyor insana. Hatta bir sistem kendi muhalifini, düşmanını bile içine alıp onu en yükseğe çıkarabiliyor. İçinde bulunduğumuz yıkıcı sarmaldan çıkabilmenin tek yolu da bu zaten. Acilen toplumun tüm kesimlerini kapsayacak adımlar atarak toplumsal barışın yeniden inşa edilmesi gerekiyor. Ergenekon, Balyoz ve KCK davalarını etkileyecek “kademeli af”ın yolda olduğuna dair gelen güçlü sinyaller ve son iki günde beş BDP milletvekilinin Anayasa Mahkemesi kararıyla serbest bırakılması umut verici. Ancak sadece bir başlangıç olabilir.
Aklıma ünlü siyaset bilimci Schumpeter’in “yaratıcı yıkıcılık” kavramı geldi ister istemez. Buna göre, sistem eskileri yıkarken yerine yenilerini yaratır. İçinde bulunduğumuz süreçte ise sadece “yıkıcılık” var. Ümit edelim ki bu çok yakında “yaratıcılık”a dönüşsün.

Yazarın Tüm Yazıları