Paylaş
Ve davul zurnayla duyurulmasa da, İran IŞİD karşıtı koalisyona resmen girdi... Çarşamba sabahı örgütün Irak’taki mevzilerini vurarak.
İngilizler “oyun değiştiren” (game changer) derler. Oyunun kurallarını, yani tüm denklemi değiştiren gelişmelere. İşte bu da tam anlamıyla oyunu değiştirdi. Peki bu yeni oyun Türkiye için ne anlama geliyor?
*
ÖNCE hatırlayalım: İran, ABD’nin hava saldırıları ağustos ayında başlamadan çok daha önce girmişti oyuna. Bağdat hükümetine askeri yardımda bulunarak. Ve eğittiği Şii milisler vesilesiyle IŞİD’e karşı savaşarak.
Keza evvelki hafta da, ABD Başkanı Obama’nın İran’ın dini lideri Hamaney’e 4’üncü kez mektup yazdığı ortaya çıkmıştı. Ve mektupta IŞİD’le mücadelede işbirliği istediği. El Cezire televizyonu da geçtiğimiz hafta, bir İran jetinin Irak hava sahasında uçtuğunu gösteren bir video yayınladı.
*
VE sonunda bu hafta İran’ın hava saldırısı yaptığı ilk kez resmen tescil edildi. İran ne ret ne de kabul etse de, ABD’li yetkililer saldırıları teyit etti. Amerikan basını ABD’li yetkililerin bu durumun çok daha önce farkına vardıklarını yazdı. Ve İran’ın saldırılarının IŞİD’le mücadele sona ermeden bitmeyeceğini düşündüklerini.
Böylelikle İngiltere, Fransa ve Kanada’dan sonra ABD’ye hava saldırılarında yardım eden ilk ülke İran oldu. Washington her ne kadar “müttefikimiz değil” dese de, İran bugün koalisyonun belki de en aktif üyesi. Ve ABD’nin stratejik ortağı olmasa da, taktiksel ortağı.
Ayrıca İran şu anda ABD hava saldırılarının olmadığı yerlerde, Irak-İran sınırında saldırı düzenlese de, dolaylı olarak ABD ile işbirliği halinde. Zira bu iki ülke aynı ülke topraklarında, aynı düşmana karşı, aynı cephede savaşıyor.
*
PEKİ ABD neden İran’la gittikçe yakınlaşıyor? Hem de Suudi Arabistan başta olmak üzere stratejik ortağı olan Körfez ülkelerinin ve İsrail’in muhalefetine rağmen. Çünkü her şeyden önce, İran bugün ABD’nin Irak’taki baş müttefiki. Ve Bağdat üzerindeki en etkili güç.
Yine, ABD, İran’la yürüyen nükleer müzakereleri de tehlikeye atmak istemiyor. İran’ın güdümündeki Şii milislerin karada ABD askerlerini hedef alması da bir diğer çekincesi. Son olarak, bölge bu haldeyken İran bir istikrar adası olarak öne çıkıyor.
*
PEKİ İran’ın bu atağı Türkiye’yi nasıl etkiler? Her şeyden önce, İran’ın rolü çok daha hayati duruma geldi. Dolayısıyla ABD İran’ın kurallarını artık kolay kolay çiğneyemez. Malum, İran defalarca Esad’ın düşmesine izin vermeyeceğini açıkladı. Dolayısıyla Ankara’nın Esad’ın gitmesi talebinden bir karış daha uzaklaşılmış oldu.
Yine bu gelişmeyle birlikte, İran’la bölgesel rekabet içinde olan Türkiye de oyuna daha fazla girmek isteyebilir. Dahası, Türkiye’ye bu yönde yapılan baskı da ciddi şekilde artacaktır. Zaten son haftalarda hem Amerikan medyasında, hem de Türkiye’yi ardarda ziyaret eden üst düzey Amerikalı yetkililerin açıklamalarında bunun izlerini gördük.
Kaldı ki Bağdat ve kuzey Irak yönetimi de bunu istiyor. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi lideri Mesut Barzani’nin Özel Kalemi Fuat Hüseyin’le görüştüğümde, IŞİD tehdidine karşı Ankara, Erbil, Bağdat ve Tahran’ın işbirliği yapmak zorunda olduğunu söylemişti. Yine, Irak Dışişleri Bakanı İbrahim Caferi’nin de Türkiye’den yardım istediklerini ve beklediklerini defaatle söylediğini bu köşede aktarmıştım.
Ezcümle, bölgede sil baştan bir denge kuruluyor. ABD bölgedeki geleneksel müttefikleriyle, yani Arap ülkeleri, İsrail ve Türkiye ile ilişkilerini İran’la dengeliyor. Bunun izleri de Irak ve Suriye politikasına gitgide daha fazla yansıyor.
*
İŞTE yeni oyunun kuralları bu. Ankara bu oyunu eski kurallarla mı oynamaya çalışacak, yoksa yeni kurallarla mı? Göreceğiz. Ancak bir oyun nasıl kazanılır, malumunuz.
Paylaş