Paylaş
Öncelikle: Türkiye’nin de dahil olduğu IŞİD’e karşı kurulan 10 ülkeli “çekirdek koalisyon”, geçtiğimiz aylarda Suriye için bir çözüm planı hazırlamış. Buna “Esad’ın sonunda gideceği Esad’lı geçiş” planı da diyebiliriz.
Plana göre 6 aylık gibi bir geçiş süreci boyunca Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın tüm yetkileri bir “geçici yönetim organı”na devredilecek. Ve Esad da bu süreçte “sembolik cumhurbaşkanı” olarak kalacak. Sürecin sonunda ise Esad gidecek ve yeni bir yönetim kurulacak.
ABD Başkanı Obama bu planı koalisyon adına Rusya Devlet Başkanı Putin’e 28 Eylül’de Birleşmiş Milletler (BM) toplantıları sırasında iletmiş. Ancak malum, Rusya ondan tam 2 gün sonra Suriye’ye girdi.
Kaynak, “her ne kadar bu 10 ülke hedefte mutabık olsa da, hedefe gidecek adımlar konusunda mutabık değiller” diyor. Ve ortak bir strateji geliştirebilseler, sahadaki denklemi değiştirebileceklerini vurguluyor.
*
BUNUN öncesinde Türkiye de Moskova’ya 5-6 maddeli bir plan iletmiş. 17 Eylül’de Türkiye’nin Dışişleri Bakanı, 23 Eylül’de de Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya’da muadillerine Türkiye’nin nasıl bir Suriye istediğini bir planla anlatmışlar. Moskova’nın cevabı ise “sizinle mutabıkız ve birlikte çalışmaya hazırız” olmuş. Ancak sonrası yine malûm.
Kaynak, Rusya’nın endişesinin ise şunlar olduğunu söylüyor: Esad nereye gidecek, kendisinin ve ailesinin güvenliğini kim sağlayacak ve savaş suçlarından yargılanmamasının güvencesini kim verecek?
Rusya’nın ise Batı ile arasında yeni bir pürüz oluşturacağı için Esad’ı almak istemediğini aktarıyor.
İran-Esad-PYD-IŞİD anlaştı
TÜRK kaynak, İran’ın ve Esad’ın iki terör örgütüyle anlaşma yaptığını söylüyor: IŞİD ve PKK/PYD. Ve PYD’nin İran ve Esad’la; Esad’ın da IŞİD ve PYD ile yaptığı toplantılardan ve anlaşmalardan örnekler veriyor.
Bir Rus yetkilinin de bunu “Bu tür savaşlarda böyle taktiksel işbirlikleri olur” diyerek savunduğunu aktarıyor.
*
Esad’ın aslında önce Irak Kürt Bölgesel Kürdistan Bölgesel Başkanı Mesud Barzani’ye bağlı olan Suriye peşmergelerine işbirliği önerdiğini, ancak Barzani’nin bunu kabul etmediğini de açıklıyor. Bunun üzerine 2014 başında rejim PYD ile anlaşmış ve peşmergeleri buradan çıkarmışlar.
PYD mi biz mi?
ABD’nin geçen hafta YPG’ye yaptığı silah yardımından sonra ise Ankara “O silahlar bizim topraklarımızdan çıkarsa ve bize karşı kullanılırsa, hem o silahları hem atıldıkları yeri anında yok ederiz” mesajını hem PYD, hem ABD’ye iletmiş. Çok kritik bir uyarı eşliğinde: “Birkaç bin kişilik bir gücü müttefikinize tercih mi ediyorsunuz?”
Kaynak “ABD mesajı aldı” diyerek, ABD’nin durumun ciddiyetini anladığına işaret ediyor.
*
YPG’nin doğrudan Kandil’den emir aldığını, bunu telsiz dinlemeleriyle tespit ettiklerini de söylüyor. “Salih Müslim her ne kadar PKK ile arasına mesafe koyduğunu bize anlatsa da, bu sahadaki gerçekliği değiştirmiyor” diyor.
IŞİD operasyonları devam
Türkiye’nin IŞİD’le 6 Temmuz’dan beri açık savaşta olduğunu ve örgüte karşı operasyonlarının da devam ettiğini vurguluyor. Ankara IŞİD’in reklamını yapmak istemediği için bunu dillendirmekten imtina ediyor. Kaynak, 102 gün boyunca 49 rehinemizin örgütün elinde olduğunu da hatırlatıyor. Türkiye’nin IŞİD’e karşı operasyonlarına ara vermesini ise ABD’nin istediğini söylüyor. Uçaklar arasında koordinasyonu sağlayacak sisteme (“hava harekat emiri”) Türkiye’nin de dahil edilmesi için. Şu anda operasyonlar bu çerçevede yapılıyor. Bundan sonrasında ise ABD ile daha fazla işbirliği yapılacağını söylüyor.
*
Geçtiğimiz hafta Suriye’de vurulan “IŞİD’e ait hareketli hedefi” Türkiye’nin mi, yoksa ABD’nin mi vurduğu konusunda Ankara ve Washington’dan zıt açıklamalar gelmişti.
Kaynak buna da açıklık getiriyor. Türkiye’nin F-16 ile bir IŞİD noktasını vurduğunu, kaçmaya çalışan bir jipi de ABD’nin vurduğunu söylüyor.
*
Son sözleri ise sanki tüm sohbetin özeti oluyor: “Esad İran için vazgeçilmez. İran da Rusya için vazgeçilmez. Ancak Esad Rusya için vazgeçilmez değil.”
Tüm bunlardan hangi sonuçlar çıkıyor? Başka birçok kritik notla birlikte cumartesiye…
Paylaş