Rojava’da Ziraat Bankası Açılır mı?

“Zamanın ruhunun bize emrettiği şey şudur: Devletlerin sınırlarına saygı duyarak, bu sınırları aşan ortak ekonomik, siyasi, kültürel havzalar oluşturmak... Ve halkları bu şekilde yaklaştırabilmek.”

Haberin Devamı

Bu cümleler, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’in Perşembe günkü basın toplantısından. Çelik sözlerini Ortadoğu’da 100 yıl önce kurulan Sykes-Picot düzeninin “suni” olduğunu, “19. yüzyılın ilkel ulus-devlet yaklaşımının” yenilenmesi gerektiğini söyleyerek bitirdi.

 

İşte tam da bu anlayış, şu anda karşı karşıya olduğumuz krizi çözebilir. Yani Rojava (kuzey Suriye) krizini.

 

PYD GERÇEĞİ

 

ABD’nin PYD’ye desteği gitgide daha aleni hale geliyor. PYD’nin Cenevre’de Türkiye’nin itirazı üzerine masaya oturamadığı gün, Obama’nın IŞİD’le Mücadele Temsilcisi Brett McGurk soluğu Rojava’da aldı.

 

Haberin Devamı

Rusya da Türkiye ile yaşadığı krizden sonra PYD’yi artık açıktan desteklemeye başladı. Dahası geçtiğimiz hafta PYD Moskova’da “elçilik” açacağını ilan etti.

 

Uzun sözün kısası, Suriye’deki Kürt oluşumunu engellemek artık mümkün görünmüyor. PYD’nin IŞİD’le mücadeledeki rolü sayesinde kazandığı uluslararası meşruiyet ve özgüven de cabası.

 

*

 

Diğer yandan, Ankara’nın PYD’yle arasındaki sorun ABD ile işbirliğinin önünü tıkıyor. ABD karada asıl PYD’ye yaslanırken, Ankara buna karşı çıkıyor. Bu da tüm ortak operasyonel planlarını bloke ediyor.

 

Dolayısıyla Ankara’nın manevra alanı gittikçe daralıyor.

 

*

 

Bununla birlikte, Esad PYD’yi Türkiye’ye karşı bir kart ve Rojava’yı da tampon bölge olarak kullanmayı planlıyor gibi görünüyor. Tıpkı babası Hafız Esad’ın 80-90’larda PKK’yı kullandığı gibi.

 

En kötüsü ise bu durumun içeriye yansıması: PKK, PYD ve onun askeri kolu YPG’den aldığı destekle terörü daha da şiddetlendiriyor.

 

Haberin Devamı

RUS ÜSSÜ YERİNE TÜRK ÜSSÜ

 

Bu resme bakınca da şu açıkça görülüyor: Ankara’nın PYD ile ilişkisini normalleştirmesi hem Esad’ın ve Rusya’nın elinden “Kürt kartı”nı alır, hem ABD ile işbirliğininin önünü açar, hem de içeride terörün belini ciddi şekilde büker.

 

Tüm bunların ötesinde, Suriye’nin dağılışı ortaya tek başımıza göğüslememiz imkansız olan sorunlar çıkarıyor. Oysaki sınırlarımızda “dost” bir Kürt şeridi, bu sorunlara karşı güçlü bir tampon oluşturur.

 

Kaldı ki bu bölgenin yabancı bir gücün güdümünde değil, Ankara ile uyumlu olmasını tercih etmez miyiz?

 

*

 

Tüm bunlar güzel hoş da, peki bu nasıl olacak? İşte Ömer Çelik’in anlattığı bu “yeni anlayış”ın benimsenmesiyle.

 

Haberin Devamı

Tarık Çelenk, böyle bir modelin nasıl uygulanabileceği üzerine çok kafa yormuş bir isim. 2007’de kurduğu “Ekopolitik” adlı oluşumun çatısı altında yıllardır Kürt sorunu üzerine çalışıyor.

 

Dün konuştuğum Çelenk, Türkiye’nin acilen “ulus-üstü” bir model oluşturması gerektiği görüşünde.

 

ROJAVA’DA TÜRK BANKASI

 

Çelenk, Türkiye’nin Rojava’yla hem ekonomik ve kültürel olarak, hem de güvenlik çerçevesinde bütünleşmesi gerektiğini anlatıyor. Aynı Irak Kürdistan Yönetimi’yle olduğu gibi, Ankara’nın bu bölgeyle ticari işbirliği yapmasını ve de Rojava’nın yeniden yapılanmasına lojistik ve askeri destek vermesini öneriyor.

 

“O bölgede Türk bankaları kurulsun. Türk Silahlı Kuvvetleri YPG’yi eğitsin. Rus ve Amerikan üsleri yerine Türk üssü olsun” diyor. “Hatta parlamentolarının, yani demokratik bir kanton modelinin kurulmasına biz önayak olalım” diye ekliyor.

 

Haberin Devamı

Bunun için öne sürdüğü önkoşul ise, bölgeden sürülen Türkmen ve Arap unsurların geri dönmesi.

 

*

 

Kulağa hoş geliyor ama, terör almış başını giderken PYD ve YPG’yle böyle bir ilişki nasıl kurulacak?

 

Çelenk denkleme tersinden bakıyor. PYD ve YPG’nin demokratik ve sivil alana çekilmesinin ve Rojava’da özerk bir yönetim kurulmasının PKK’yı özendireceğini düşünüyor. Bunun örgüte “dolaylı özerklik alanı” tattıracağını ve silah bırakmaya sevkedeceğini söylüyor. “Böylelikle Ankara PKK’ya bir çıkış yolu da göstermiş olacak” diyor.

 

Bir diğer deyişle, “PYD üzerinden silahsızlanma” öngörüyor. Ve aslında Rojava krizinden bir çözüm modeli çıkarıyor.

 

*

 

Bu ulus-üstü anlayış, Türkiye’nin şu anda karşı karşıya kaldığı sorunları aşabilmesi için tek çözüm gibi görünüyor. Evet bu uzun yıllar alacak, çok zorlu ve çok bilinmeyenli bir süreç. Ama bir an evvel bir yerinden başlamak gerekiyor.

 

Yazarın Tüm Yazıları