Putin’in Kafasındaki 40 Tilki

Hani “herşeyi zirvede bırakacaksın” derler ya. Rusya Devlet Başkanı Putin de işte aynen öyle yaptı. Ve Suriye’ye girdikten sadece 5 buçuk ay sonra, savaşın tam ortasında ansızın “ben çıkıyorum” dedi. Peki ama neden?

AMAÇ ZAFER İLANI

Çünkü Putin ancak şu anda bir zafer ilan edebilirdi. Geçtiğimiz Pazartesi günü sarf ettiği “hedeflerimize ulaştık” cümlesini, ancak şimdi söyleyebilirdi.

Zira iki haftadır Suriye’de ateşkes iyi kötü devam ediyor. Yani ülkede yavaş yavaş askeri çözümden siyasi çözüme, masaya geçiliyor. Dolayısıyla biraz daha beklese, zafer ilanı anlamını yitirecekti.

Dahası Putin mücadelesini bundan sonra masada, yani geçtiğimiz hafta 3.sü yapılan Cenevre toplantılarında sürdürecek. Bu da pastanın paylaşımı demek. Hazır şu anda pastanın çoğuna sahipken, kahramanlık taslamanın tam zamanı.

*

Tüm bunların ötesinde, Putin sahadaki güç dengesini kendi lehine değiştirebileceği kadar değiştirdi.

Esad’ın elini güçlendirdi. Cenevre masasına güçlü oturmasını garantiledi. Yine PYD’ye yurtdışındaki ilk ofislerini Moskova’da açacak kadar destek verdi. Ve bu desteğin de payıyla, evvelsi gün PYD Rojava’da üç kantonda özerk bölge ilan etti.

Bunlara ek olarak Rusya Suriye’de Tartus ve Lazkiye gibi kalıcı askeri üsler elde etti. Yerleştirdiği S-400 füze savunma sistemiyle de ülkenin hava sahasına hakim olmaya devam edecek.

Üstüne, bu 5 buçuk ay içinde askeri gücünü ve kendi sınırından çok uzakta da askeri müdahale yapabilme kapasitesini cümle aleme ispat etti.

ABD İLE DANIŞIKLI DÖVÜŞ MÜ?

Bununla birlikte Putin, “buralarda benim borum öter” imajı çizmeye çalışıyor. “Kimseye haber vermeme gerek yok. Canım çektiğinde girer, istediğinde çıkarım” resmi veriyor.

Cenevre görüşmelerini de destekliyor gibi görünme derdinde. Yani ABD ile uyumlu hareket eden, barışı destekleyen bir küresel aktör portresi çiziyor. Böylelikle, Suriye’ye girerek elde ettiği “ABD ile eşdeğer küresel güç” imajını bir adım öteye taşıyor.

Dahası, “bakın çok kısa zamanda hedefime ulaştım” diyerek, “bir Irak ve Afganistan savaşı daha istemiyorum!” düsturunu benimseyen Başkan Obama’ya ders veriyor. Bir yandan da ABD’ye meydan okuyor. Bugüne kadar Rusya’nın hava operasyonlarına bel bağlayan Obama’ya, “hadi bakalım ben olmadan şimdi ne yapacaksın” demiş oluyor.

*

Putin’in bu çekilmeyi Obama’yla perde arkasında anlaşmadan yaptığını düşünmek ise saflık olur.

İran’ın güdümündeki Hizbullah’ın da bir kısım milisini eşzamanlı olarak Suriye’den çekmesi, perde arkasında bir anlaşmaya işaret ediyor. Bununla birlikte, aski takdirde zaten Rusya Suriye’de meydanı İran’a bırakmazdı.

ABD’yle pazarlıkta Rusya ve İran’ın da bir taahhüt kopardığı kesin. Bunun Suriye’deki mevcut rejimin korunmasına yönelik olması ise muhtemel.

ESAD’A UYARI VE DESTEK

Putin bu hareketiyle Suriye Devlet Başkanı Esad’ı da masaya, yani siyasi geçiş süreci için muhalefetle anlaşmaya itiyor.

Bununla ise hedefi, eski Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın Suriye Özel Danışmanı olan Frederic Hof’un konuşmamızda dediği gibi, şu: Putin Esad’ı muhalefetle anlaşmaya ittiğini, ancak yine de bu sürecin sonuçsuz kaldığını dünyaya göstermek istiyor. Ve böylelikle sonunda ABD’yi Esad’a razı etmeyi planlıyor.

Dahası, çekilerek Esad’a da “masaya oturmazsan arkanda değilim” mesajı veriyor. Zaten geçtiğimiz hafta da Moskova’dan Esad’a “sözümüzden çıkma, haddini bil” mealinde uyarılar gelmişti.

*

Bir neden de tamamen “duygusal”. Suriye operasyonlarının Rusya’ya günde 3 milyon dolara mal olduğu biliniyor. Rus ekonomisi zaten son derece zor durumda. Ukrayna krizinden beri üzerindeki yaptırımlar da cabası.

Son olarak: Putin böylelikle IŞİD’le mücadelenin hedefleri arasında olmadığını da ayan beyan ilan etmiş oldu. Zira örgüt hala sapasağlam ayakta.

*

Ezcümle Putin alacağını aldı ve işine gelen zamanda, ABD’den de taviz kopararak, bu hamleyi yaptı.

Ancak! Putin’in evvelsi gün söylediği gibi, dengeler Rusya’nın aleyhine değişmeye başlarsa, yeniden askeri güce sarılabilir. Yani Putin’in kafasındaki kırk tilkinin kuyruğu birbirine değmeye görsün.