Paylaş
Ama bu haberden ziyade, öne çıkan şu oldu: Dışişleri Bakanları John Kerry ve Sergey Lavrov, 15 saat süren toplantılarının bitmesini bekleyen gazetecilere pizza ve vokta gönderdiler. Elbette pizza ABD’yi, votka da Rusya’yı temsilen.
Pizza ve votka birlikte tüketilir mi, demeyin. Çünkü Suriye’de çözüm için iki süper güç mecburen birbirine o kadar yaklaştı ki, pizza ve votka bile bir araya geldi.
ABD VE RUSYA İLE UZLAŞMA
Aynı yakınlaşma mecburiyeti Türkiye için de geçerli.
Bir önceki yazımda Ankara’nın Fırat Kalkanı’nı ABD ve Rusya’yla orta noktada buluşarak yapabildiğini yazmıştım. ABD ile varılan orta nokta belli: Türkiye, PYD’nin Fırat’ın doğusundaki varlığını kabul etti. ABD de Kürt güçlerin nehrin batısına geçmeyeceği taahhüdünü verdi.
Rusya-İran cephesiyle doğrudan, onlar vasıtasıyla Esad’la dolaylı olarak sağlanan mutabakat da az çok ortada. Belli ki bu üçlü, Türk askeri ve desteklediği Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) operasyonu kuzey Suriye’yle sınırlı tutmasını bekliyor. Ve Türkiye’nin muhalif gruplara verdiği desteği de yavaş yavaş kesmesini.
*
İşte böylelikle hem ABD, hem diğer cephe operasyona yeşil ışık yaktı. Ancak ne var ki Ankara iki tarafla da varılan orta noktayı milim geçince, karşı taraf “dur” diyor. Yani Fırat’ın doğusuna çekilmeyen PYD/YPG’lilerle çatışınca, ABD tepki veriyor.
Rusya da, Ankara operasyonu güneye doğru genişleteceğini söyleyince sesini çıkarıyor. Çünkü unutmayın ki Türkiye bu harekatı Esad’a karşı savaşan muhaliflere dayanarak yapıyor. Ve elbette Başkan Putin daha güneyde Esad’ın zora girmesini istemiyor.
Bu yüzden eğer ki Ankara Suriye’de daha uzun kalmayı ve operasyonu genişletmeyi planlıyorsa -ki öyle görünüyor- ve uzun vadede bu iki cepheyle büyük sorunlar yaşamayı istemiyorsa, şimdiye kadar kırmış olduğu dümeni biraz daha kırması gerekecek.
PYD POLİTİKASI
ABD büyük Rakka operasyonunu PYD/YPG’ye dayanarak yapmak istediğini, yani desteğine devam edeceğini açıkça söylüyor. Bu da ABD ile bu gerilimin devam edeceğine işaret ediyor. Ki zaten Kürt güçler Fırat’ın batısından çekilse bile, nehrin doğusundaki oluşumları olduğu gibi duruyor.
*
Bir önceki yazım üzerine arayan eski Meclis Başkanı, AK Parti Milletvekili ve usta siyasetçi Cemil Çiçek de, Türkiye’yi uzun vadede bekleyen bu çıkmaza dikkat çekiyor. “Azez-Cerablus arasındaki 98 km’lik bölgenin terörden temizlenmesi, Türkiye için çok önemli ve büyük bir başarıdır. Ancak PYD’nin Fırat’ın doğusunda oluşu ve buradaki gelişmeler, Türkiye için ileride problem teşkil edebilir” diyor.
Çiçek, “bunun için orta-uzun vadeli bir politika düşünmeye ihtiyaç var” önerisinde bulunuyor. Zira 900 km’lik Suriye sınırımızdan Azez-Cerablus arasını çıkarınca, geriye kalan 800 km PYD/YPG kontrolünde. Dolayısıyla uzun vadede bu hattı Türkiye’nin lehine dönüştürmek bir ihtiyaç.
Bunun yolu da, PYD’yi YPG-PKK çizgisinden uzaklaştırmaktan geçebilir. Bunun için elbette ABD’nin müttefikimiz olarak Kürt gruplar üzerindeki etkisini ve gücünü kullanması elzem. Böylelikle kuzey Suriye’ye endekslenmiş olan Kürt meselesi, Türkiye’yi sıkıştıran ve büyük güçlere müdahale fırsatı veren bir mesele olmaktan da çıkaracaktır.
ABD-RUSYA İŞBİRLİĞİ
Moskova’yla yaşanılan asıl sıkışıklık ise, muhalif gruplar konusunda. Ancak burada Rusya yalnız değil.
En son ABD ve Rusya’nın vardığı anlaşma da gösterdi ki, bu iki cephe Suriye’nin masada paylaşımı için artık hazır. Çünkü Esad ve muhalifler arasındaki en şiddetli mücadeleye sahne olan Halep ve çevresini muhaliflerden temizlemeye karar vermiş görünüyorlar.
Zira bayram boyunca Halep için anlaştıkları ateşkes eğer bu sefer tutarsa, ABD ve Rusya IŞİD ve Nusra’ya karşı ortak operasyona başlayacak. Hem de hangi muhaliflerin “terörist”, hangilerinin “ılımlı” olduğuna da birlikte karar verecekler.
*
Dolayısıyla ABD’nin, desteklediği ÖSO dışındaki muhaliflerin sahadan silinmesinde Rusya’yla anlaştığı aşikar. Zaten geçtiğimiz hafta ABD’nin Halep’te üst düzey muhalif komutanları havadan vurduğu da basına yansıdı.
Kısacası Türkiye’nin Halep ve çevresinde muhaliflere vereceği desteği çekmesi, artık sadece Rusya-İran-Esad cephesinin bir talebi değil.
Aynı şekilde Esad konusunda da Suriye düzlüğe çıkana kadar iki büyük güç anlaşmış görünüyor. Zaten mevcut ateşkesin sağlanabilmesi için de Esad’ın işbirliğine muhtaçlar. İşte bu yüzden Ankara, Esad meselesini gündeminden çıkarmış durumda.
*
Ezcümle, mesele bu safhada “pizza mı votka mı” değil. O soruya elbet bir gün geleceğiz. Ama şimdiki mesele, pizzayla votkayı beraber tüketebilmekte.
Paylaş