Papa: Allah yeni şeylerden korkmaz

HAVA durumunu izlerken, sadece yaşadığımız şehre odaklanırız. Gerisinin pek bir önemi yoktur.

Haberin Devamı

Katolik dünyasının ruhani lideri Papa Francesco’nun İstanbul ziyareti de bana bunu andırdı. Herkes yaşadığı yerden, kendi meşrebinden izledi.


*


BATI’daki Müslümanlar, Papa’nın İslâmofobiyle (İslâm karşıtlığı) ilgili mesajını beklediler. Ve Avrupa’ya Müslümanları kucaklama çağrısında bulunmasını. Tıpkı İslam İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT) eski Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu’nun Papa’yla geçtiğimiz Aralık ayında Vatikan’da görüştüğünde yaptığı, iki din arasında “tarihi uzlaşma” çağrısı gibi.
Türkiye’deki Hıristiyanların odak noktası ise bambaşkaydı. Özellikle Ortodokslar, Fener Rum Patrikhanesi’nin Ekümenik sıfatına kavuşmasının ve Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılmasının Papa’nın gündemine gelmesini beklediler.
Bölge Hristiyanlarının da gözü kulağı buradaydı. Malûm, IŞİD gibi radikal örgütlerden en büyük zulmü görenler onlar.
Tüm dünyadaki Ortodokslar da pür dikkat takipteydi. Zira Fener Rum Patrikhanesi, sadece Türkiye’de yaşayan Ortodoksların değil, dünyanın dört bir tarafındaki 14 Ortodoks Kilisesi’nin bağlı olduğu uluslararası bir kilise.


*

Haberin Devamı


ANCAK ziyaret aslında tüm Hristiyanlar için tarihi ve kritikti. Zira resmi olarak 1054’te, hem de yine İstanbul’da karşılıklı aforozlaşma ile bölünmüş olan Hıristiyan dünyası, 1000 yıl sonra yine İstanbul’da bir araya geliyordu. Hem de Vatikan, bu ziyaretle ayrışmanın giderilmesine ivme kazandırılacağını açıkladıktan sonra.
Nitekim öyle de oldu. Papa Francesco ve Ekümenik Patrik Bartholomeos, birleşme iradelerini bir bildiriyle ortaya koydular. “Artık ayrı ayrı hareket edemeyiz. Bu geri dönülemez bir yoldur” diyerek.
Bunun ilk adımı, iki kilisenin lideri 1964’te Kudüs’te buluşup karşılıklı olarak aforozu kaldırdığında atılmıştı. Bir sonraki adım ise 1965’te Vatikan’ın düzenlediği 2. Vatikan Konsili’nde (kurultayı) ilk kez yapılan birleşme çağrısı oldu. Ve vuslat ufukta göründü bile. Zira birleşmeyi sağlayabilecek bir sonraki konsil, 2025’te yapılacak. Hem de 325 yılında ilk konsilin yapıldığı İznik’te.


*


EZCÜMLE
, Hıristiyan dünyası “mezhepler ötesi” döneme girmiş durumda. İki kilise aralarındaki farklılıkları yavaş yavaş aşıyorlar. Birlik mesajı veriyorlar. Ve İsa’nın ölümünden 2000 yıl sonra bile Hristiyanlık’ın oluşumu devam ediyor.


*

Haberin Devamı


BUNDA
Papa Francesco’nun rolü de büyük. 1300 yıldır ilk “Avrupalı olmayan” Papa olan Francesco, dini kitapların öğretilerini toplumun gündelik yaşamına ve değişen ihtiyaçlarına göre uyarlamak gerektiğini söylüyor. “Zamanında etkili olan kurallar vardı, ancak artık değerlerini ve anlamlarını yitirdiler. Din zamanla gelişir” diyor. Geleneksel dinin sınırlarını aşmayı, yenilik getirmeyi de “Allah yeni şeylerden korkmaz” diyerek açıklıyor.
Papa kiliseyi dışlananlara da açıyor. Mesela “Fahişelerde İsa’nın yaralarını görüyorum” diyor. Ve Katolik kilisesinin koruması altına alınmaları gerektiğini söylüyor. Yine, eşcinseller için “Ben kimim ki onları yargılayayım?” diyen de bu Papa. “Farklılıklar düzensizlik yaratıyor gibi görünebilir. Oysaki düzen ve birlik, tekdüzelik anlamına gelmez” diyor.


*

Haberin Devamı


REFORM, Aydınlanma, Fransız İhtilâli, liberal demokrasinin gelişi ve 2. Vatikan Konsili. Her biri Hristiyanlık için birer eşikti. Bu İstanbul buluşması da öyle. Ve ortaya çıkan her yeni eşikle birlikte, kilise binlerce yıldır donmuş olan doktrinleri birer birer kırıyor. Daha modern, özgürlükçü ve kapsayıcı oluyor.
Tüm bu değişim ise kiliseye zarar vermiyor. Aksine, onu onarıyor. Yeniliyor. Güçlendiriyor. Darısı İslâm’ın başına. Zira bu dönüşüm sadece dinlerin değil, tüm insanlığın dönüşümüne tekabül ediyor.

Yazarın Tüm Yazıları