Neden mi Afrika?

VERDA ÖZER / Uganda-Kenya

Haberin Devamı

Aslında dünyanın hangi köşesine giderseniz gidin, geçmişler benzer. Dertler hemen hemen aynı. Sadece kimi yerde daha az, kimi yerde daha fazla.

 

Biz Ortadoğu’nun kıyısında olduğumuz için, buraların dertleriyle oturup, buranın dertleriyle kalkıyoruz. Zannediyoruz ki en çok burada şiddet var. Yabancı güçler sadece buralarda çizmiş yapay sınırları. Sykes-Picot bu topraklara has. Ve sadece burada halklar kendi içlerinde birbirine düşman.

 

Oysaki öyle değil. Sınırlar her yerde yapay. Her kıtanın Sykes-Picot’su kendine. Kutuplaşmalar da baki, sadece farklı eksenlerde.

 

 

Haberin Devamı

SÖMÜRGE KARŞITLIĞI

 

Geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı Erdoğan’la birlikte Doğu Afrika’daydık. Önce Uganda, sonra Kenya, son olarak da Somali’ye ayak bastık.

 

Uganda ve Kenya on yıllarca İngiltere’nin; Somali de İtalya ve İngiltere’nin sömürgesiydi. Hikayeleri Ortadoğu ülkeleriyle çok benzer.

 

“Avrupalılar geldiklerinde onların elinde İncil, bizim elimizde ise topraklarımız vardı. Bize gözlerimizi kapatıp dua etmeyi öğrettiler. Gözlerimizi açtığımızda baktık ki; İncil bizde, topraklarımız ise beyazlardaydı.” Dünyada büyük yankı yaratan bu söz, Kenya’nın kurucusu Jomo Kenyatta’ya ait.

 

Düşünün ki, nüfusun tamamı Afrikalı olan Uganda’da bugün resmi dil İngilizce! Nüfusun yüzde 85’i de Hristiyan. Kenya’nın da 2 resmi dilinden biri İngilizce. Nüfusun yüzde 90’ı da Hristiyan.

*

Kenya’yı bağımsızlığa götüren yol da zaten sömürgecilere karşı biriken öfkeden geçmiş. 2. Dünya Savaşı’nda İngiltere için savaşan Kenyalılar, bunun için İngiliz askerlerine ödül olarak toprak verildiğini, kendilerinin bunun dışında tutulduğunu görmüşler. Çıkan isyan da ülkeye 1963’te bağımsızlığı getirmiş.

 

Haberin Devamı

Somali’nin benzer hikayesini de dün anlatmıştım.

 

AFRİKA’NIN SYKES-PİCOT’SU

 

Bu bölge ülkelerinin sınırları da bizimkiyle benzer yöntemlerle çizilmiş. Mesela İngiltere daha sonra Somali’nin bir kısmını Etiyopya’ya, bir kısmını Kenya’ya, bir kısmını da Cibuti’ye vermiş. Kendi hakimiyetindeki kısım da bugünkü Somali olmuş.

 

Somali’nin ilk Devlet Başkanı Aden Abdullah Osman, “Afrika’daki gibi sınırlarla halkları böylesine ayıran başka bir yer yoktur” demiş. Çok tanıdık geliyor değil mi?

*

Bununla birlikte buralarda da hükümetlere karşı büyük bir güvensizlik var. Uganda Cumhurbaşkanı Museveni 30 yıldır iktidarda. Geçtiğimiz Şubat’ta seçimleri takip eden uluslararası gözlemciler, hile karıştığında ısrarcılar. Konuştuğum Ugandalı bir genç kıza hükümeti nasıl bulduğunu sorduğumda, “ben sadece Allah’ı seviyorum” demesi anlaşılır.

 

Haberin Devamı

Bir diğer benzerlik de iç savaşlar. Mesela Somali halkının yüzde 100’ü aynı ırktan, dinden ve hatta mezhepten. Ama buna rağmen -mezhepler olmasa da- kabileler ülkede 20 yıl boyunca savaştı.

 

Ortadoğu’yla tüm bu benzerliklere rağmen, Afrika ülkeleri bugün bölgemizden iki açıdan ciddi şekilde ayrılıyor: Yoksulluk ve devlet yapısı.

 

YOKSULLUK VE DEVLETSİZLİK

 

Ugandalıların yüzde 40’ı günde 1 doların altında yaşıyor. Ülkede işleyen bir devlet yok. Dolayısıyla hiçbir altyapı yok. Aynı Somali gibi. Uçaktan indiğiniz anda her yerinizi sinekler sarıyor. AIDS, sıtma, sarı humma gibi hastalıklar alıp başını gitmiş. Ortalama insan ömrü 50. Somali’deki gibi.

 

Haberin Devamı

Ülkenin umudu ise genç nüfusu ve 10 yıl önce keşfedilen petrol kaynakları. 2018’de ihraç etmeye başlayacağı petrol, ülkeyi bir anda kalkındıracak potansiyelde.

*

Kenya ise Uganda’ya göre daha gelişmiş. Devlet mekanizması işliyor. Dahası, Kenya ABD’nin “teröre karşı savaş”ta stratejik ortaklarından. İran’ın da Afrika’daki en iyi partnerlerinden. Bu ittifaklar da ülkenin ekonomisine katkı sağlıyor.

 

Ancak buna rağmen güvenlik, başkent Nairobi’deki en büyük sorunlardan biri. Hava karardıktan sonra nüfusun üçte biri şehri terkediyor.

*

İşte tüm sebeplerden dolayı, Türkiye’nin bu bölgedeki varlığı hayati.

 

2000’den bu yana kıtadaki büyükelçilik sayımız neredeyse 5 katına, 39’a çıkmış durumda. Türkiye’nin Sahra Altı ülkeleriyle ticareti de tam 8 kat artmış. Türk Hava Yolları bugün kıtada 50 ayrı noktaya uçuyor.

 

Haberin Devamı

Bunlar ise sadece Afrika ülkeleri için değil, Türkiye için de stratejik yatırımlar. Petrol bir yana, dünyanın son on yıl içindeki en hızlı 10 ekonomisinden 6’sı Afrika’da. Bu bakımdan “Afrika açılımı” Ortadoğu’da kaybedilen pazarları idame etmeye de yönelik. İran’ın “Afrika Boynuzu” denilen bu bölgede yükselen nüfuzuna karşı da bir hamle.

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları