Müslümanlara laptop yasağı

MALUM, ABD 8 ülkeden yapılan uçuşlarda kabine alınan elektronik cihazları kısıtladı. Bundan böyle cep telefonundan büyük elektronikleri yani laptop ve iPad’leri yanımıza alamayacağız. Bu yasakta yalnız değiliz de. Ortadoğu ve Kuzey Afrika’dan 7 ülke daha bizimle. Ve ABD’nin hemen ardından İngiltere de aynı yasağı koydu bile.

Haberin Devamı

Peki “Müslüman laptop yasağı” diye anılan bu önlemin aslı astarı nedir? Bu yasak ne işe yarar ya da yaramaz?

BİLGİSAYARLA PATLATILAN UÇAKLAR

ÖNCELİKLE, bu yasağın 3 boyutu var. 1’incisi terörle mücadele.

CNN’e göre, ABD ocak ayında Yemen’e yaptığı operasyonda çok önemli bir istihbarata ulaştı. El Kaide’nin uçaklara sokulabilen ileri düzeyde bomba geliştirdiğini ve böyle bir saldırı hazırlığında olduğunu tespit etti. Yani teröristler artık sadece yeryüzünü değil, gökyüzünü de terörize etmenin peşinde. Yaptıkları şey ise şu: Laptop’un bataryasını çıkarmak. Ve onun yerine patlayıcı maddeler koymak.

Bunun son örneğini geçtiğimiz şubat ayında yaşamıştık. Hatırlarsanız Mogadişu’dan Cibuti’ye uçan bir uçakta, teröristin laptop’una yerleştirdiği bomba patlamıştı. Saldırıyı El Kaide’nin Somali’deki kolu Eş Şebab üstlenmişti.

*

Haberin Devamı

Asıl sorun ise, havaalanlarındaki X-Ray ve benzeri kontrol cihazlarının, bazı gelişmiş patlayıcıları henüz tespit edememesi. Mesela, Ekim 2015’te Mısır’dan kalkan bir Rus yolcu uçağı, yine laptop’taki patlayıcı nedeniyle düşmüştü (ki laptop’la patlatılan ilk uçaktı). Daha sonra havaalanındaki X-Ray cihazının bunu tespit edemediği ortaya çıkmıştı.

TERÖRİSTLER UÇAĞI KONTROL EDEBİLİR Mİ

LAPTOP’lar bir güvenlik riski daha oluşturuyor: Uçak içinde kablosuz internete (Wi-Fi) bağlanan bir laptop, uçağın sistemine sızıp kontrolü ele geçirebilir. Bu güvenlik açığına da ‘hava boşluğu’ (air gap) deniyor.

Peki cep telefonları aynı tehditleri oluşturmuyor mu? Hayır. Çünkü bir telefon, içine yerleştirilen patlayıcılar açısından o kadar yüksek bir kapasiteye sahip değil. Hem de uçağın sistemine sızmak için yüklenen programlar, cep telefonları için fazla yüklüler.

*

Ne var ki, ABD’nin ve İngiltere’nin aldığı bu önlem yeterli değil. Siber güvenlik uzmanı Oğuz Kaan Pehlivan’a göre, laptop’lar uçağın kargosunda da aynı derecede tehlikeli. Mesela Mısır’daki uçağı düşüren laptop, uçağın kargosunda patlamıştı. Bir diğer güvenlik boşluğu da bu yasağın sadece birkaç ülkede uygulanması. Zira bir terörist, isterse başka ülkelerden transit yaparak da ABD’ye ve İngiltere’ye ulaşabilir.

Haberin Devamı

Dolayısıyla Pehlivan; bu kısıtlamanın güvenlik tehdidini ortadan kaldırmadığı, asıl teröristleri caydırmak için uygulandığı görüşünde.

KİŞİLİK HAKLARI İHLAL EDİLİYOR

GELELİM bu yasağın 2’nci boyutuna.
O da dijital verilerin güvenliği. Laptop’larımızı bagaja gönderdikten sonra, içlerindeki veriler artık Allah’a emanet. Havayolu şirketi isterse bilgisayarınızı bavulunuzdan çıkarıp tüm dijital bilgilerinizi kopyalayabilir. Bu da ciddi bir kişilik hakları ihlali.

Zaten bu bir süredir var olan ve gitgide büyüyen bir sorun. Malum, havaalanında X-Ray cihazından geçerken laptop’unuzu açmanızı istiyorlar. Bunun sebebi, bataryasını çıkarıp çıkarmadığınızı anlamak. (Yerine patlayıcı yerleştirilmiş olma ihtimali nedeniyle.)

Haberin Devamı

Sorun ise bundan sonra başlıyor. Güvenlik görevlisi sizden şüphelenirse, tüm dijital verilerinizi kopyalayabilir. Hatta cihazınıza el koyabilir. 2015’te ABD’nin bu şekilde el koyduğu cihaz sayısı 4.764 iken, 2016’da bu sayı 5 kat artmış. Daha kötüsü ise, itiraz ederseniz görevli sizi sınır dışı edebilir ve hatta tutuklatabilir. Zaten bu yüzden şimdiden ABD’ye karşı birçok dava açılmış durumda. Laptop yasağıyla birlikte, bu davaların kat kat artması bekleniyor.

*

Yasağın 3. boyutu da tamamen ‘duygusal’ yani ekonomik. Türk Hava Yolları’nın (THY) son yıllarda Batılı muadilleriyle arasını ciddi şekilde açtığı herkesin malumu. Yolcuları Amerikan ve İngiliz havayolu şirketlerine yöneltmek, bu yasağın bir diğer ayağı gibi görünüyor.

*

Haberin Devamı

Kısacası: Evet, laptop’lar ciddi bir tehdit gibi duruyor. Ancak bu tehdidi tamamen ortadan kaldırmak için hem onları kargoya da sokmamanız hem de tüm ülkeleri kapsamanız gerekiyor. Bu ise ekonomik sebeplerle ve özgürlükler açısından uygulanabilir değil. Dolayısıyla bu önlem her açıdan göstermelik kalıyor ve akıllarda soru işareti yaratıyor.

Yazarın Tüm Yazıları