Paylaş
Cumhurbaşkanı Erdoğan Paris’te İklim Zirvesi’ndeyken ayaküstü “Kol Yisrael” adlı İsrail radyosuna konuştu.
“İlişkiler düzelebilir mi” diye soran muhabire, “Neden olmasın? Yeter ki şartlar yerine getirilsin” diye cevap verdi.
Peki bu açıklama birden bire nereden çıktı? Ve ne anlama geliyor?
*
Bu soruyu bizzat Cumhurbaşkanı’na Katar dönüşümüzde uçakta sordum.
Erdoğan “şartlardan neyi kastettiğimiz belli” dedikten sonra ekledi: “Özür şartı yerine getirildi. Ancak tazminat ve ambargonun kalkması henüz yerine getirilmedi.”
Erdoğan’ın mesajını daha iyi anlamak için, dün Türkiye’ye döner dönmez üst düzey bir Türk yetkiliyle konuştum.
Yetkili Erdoğan’ın sözünü “iyi niyet beyanı” diye nitelendirdi.
Ve İsrail Başbakanı Netanyahu’nun dilediği özürden sonra, iki ülkenin tazminat meselesinde mutabık kaldığını hatırlattı.
“O nedenle top artık Netanyahu’da” dedi.
Ve İsrail bir adım attığı takdirde sürecin hızlanacağını söyledikten sonra, sürpriz bir çıkış yaptı: “Yakında bir toparlanma olabilir.”
*
Netanyahu da 20 Kasım’da aynı sinyali vermişti:
"Diplomatik ilişkilerdeki zor duruma rağmen Türkiye ile İsrail arasındaki ticaret, tarihinin en yüksek seviyesinde. Ve Akdeniz'de bulunan doğal gaz rezervleriyle ilgili Türkiye ile işbirliği olanaklarını araştırma imkanı var."
İki ülkeyi ilişkileri düzeltmeye iten faktörlerden biri de zaten bu.
İsrail’in doğu Akdeniz havzasındaki, yani Levant bölgesindeki gazının dünya pazarlarına açılmasının tek uygun yolu Türkiye üzerinden transferi.
Bu da iki taraf için de çok kazançlı.
İkinci faktör ise, bölgede gittikçe tırmanan gerilime ve iki ülkeyi de endişelendiren İran’ın yükselişine karşı istikrarlı bir ortak ve işbirliği arayışı.
İşte o nedenle değişime hazır olun.
KRİZ İKİ KİŞİLİKTİR
“Tango için iki kişi gerek” der Amerikalılar. Malum eşli danslar için iki kişi gerekir. Şimdi yeni birşey daha öğrendik: Krizler için de iki kişi gerekiyor.
*
Tabii ki Türkiye-Rusya geriliminden bahsediyorum.
On gündür süren kriz şunu ortaya çıkardı: Taraflardan biri istikrarlı bir şekilde krizi kontrol altına almaya çalışırsa, o krizin tırmanması mümkün değil.
Kaldı ki bu çiftin kavgasında mahalle de barışmalarından yana.
Geçtiğimiz hafta başında Başkan Obama ve Avrupalı liderler hem Erdoğan’la, hem Putin’le Paris’te bir araya geldiler.
Ve iki tarafa da itidal çağrısında bulundular.
*
Krizin tırmandırılmamasının sebeplerinden biri, iki boyutlu.
Yani Türkiye-Rusya ilişkileri.
İki ülkenin karşılıkllı ticaret hacmi ve uzun vadeli enerji anlaşmaları, ilişkilerin kopmasına müsaade etmiyor.
Zaten tam da bu nedenle Putin enerji ve santral gibi stratejik ortaklık içeren anlaşmalara dair tek bir kelam etmiyor.
Bu yüzden de sadece Ankara değil, Batı da şu anda Putin’in mesajlarını iç kamuoyuna ve nüfuz mücadelesi verdiği Ukrayna ve Kırım’a yönelik olarak okuyor.
*
İkinci sebep ise, çok boyutlu. Türkiye ve Rusya’nın şu anda içinde yer aldığı IŞİD’e karşı koalisyon bu krizi kontrol altında tutuyor.
Zira şu anda ABD öncülüğündeki bu ülkeler IŞİD’le mücadeleye odaklanmış durumdalar.
Fransa Eylül ayında başladığı Suriye operasyonlarını hızlandırdı.
İngiltere ilk kez bu hafta hava operasyonlarını Suriye’ye kaydırdı.
Onu Almanya takip edecek. İşte Rusya da bugün bu koalisyonun dolaylı olarak ortağı.
Bunun yanında Rusya ile Türkiye arasında sahada koordinasyon olması elzem.
Aksi halde Türkiye ve ABD’nin Azez-Cerablus hattına yapmayı planladıkları ortak operasyon da gerçekleşemez.
Zira Ruslar Türk uçaklarını vurabilirler.
*
Dahası 1 Ocak’tan itibaren Viyana görüşmelerinde mutabık kalınan “Esadlı geçiş planı” uygulanmaya başlayacak.
Yani Ankara ve Moskova’nın Viyana’da masada oturup Suriye’de siyasi çözüm için işbirliği yapmaları gerekecek.
İşte Batı’nın Rusya ile koordinasyon içinde olmak istediği ve ilk kez Suriye’de siyasi çözüm ışığının belirdiği bu günlerde, herkesin en son istediği şey bu girişimlerin merkezinde yer alan Türkiye ve Rusya arasında patlak verecek bir kriz.
*
İşte bu resim Erdoğan’ın Katar dönüşünde bize uçakta söylediklerinin altını dolduruyor:
“Rusya ile Türkiye arasındaki bu durumu süratle aşabilmek mümkün. Temenni ederim ki çok uzamadan kısa bir süre içerisinde bunları birlikte aşalım.”
Paylaş