İnternet ve hükmetmek

PROF. Fuat Keyman önemli bir uyarıda bulundu bu hafta.

Haberin Devamı

Siyasette iki anlayış olabileceğini yazıyordu köşesinde. Biri, devlet ve toplum üzerinde egemenlik kurup hükmetme anlayışı. Diğeri ise liderlik edip yönetme anlayışı. Ve Türkiye tarihinin genelinin aksine, AKP’nin 2002-2010 arasındaki dönemde yönettiğini söylüyordu. Ancak internet yasası gibi son zamanlardaki bir dizi gelişmeyle birlikte, yönetmenin yerini hükmetmenin almaya başladığını ekleyerek.

*

GEÇEN hafta TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen internet yasası, malum, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na (TİB) özel hayatın ihlâli ve kişilik haklarına saldırı iddiası olduğunda, yargı kararına ihtiyaç duymadan geniş bir yetki veriyor. TİB bu yetkiyle 4 saat içinde doğrudan bir internet sitesinden içeriği çıkarabiliyor ve internet kullanıcısının da tüm trafik bilgilerini isteyebiliyor.
Yasa ister istemez sansüre hizmet eder ve ifade özgürlüğünü erozyona uğratır kaygısını doğurdu kamuoyunda. Muhalefetten İnternet Medyası Derneği’ne, TÜSİAD’dan Avrupa Birliği’ne ve son olarak Devlet Denetleme Kurulu’na, eleştiri yağmuru altında kaldı.
İnsan Hakları İzleme Örgütü de Cumhurbaşkanı Gül’ü yasayı veto etmeye çağırdı. Cumhurbaşkanı’nın 15 günlük inceleme süresi Pazartesi günü başlamıştı. Evvelsi gün ‘’Yasada bir iki sıkıntılı konu var’’ demesi, yasayı veto etmese de tekrar görüşülmesi için geri gönderir mi umudunu doğurdu.
Hükümet ise yapılan değişikliğin sadece özel hayatı ve kişilik haklarını korumaya yönelik olduğunu savunuyor. O kadar ki, Başbakan Erdoğan bu yasayla birlikte internetin daha özgür olacağını iddia etti.

*

YAŞANAN bu muğlâklığın ise tek bir sebebi var. O da içinden geçmekte olduğumuz değişim. Önceleri devletin sadece üç erki vardı: Yasama, yürütme, yargı. Sonraları buna 4’üncü güç, yani medya eklendi. Ne var ki zamanla medya bir denge unsuru olmaktan çıktı. Sistemin bir kurumu haline geldi. Ve devlete direnebilmek için bir güce ihtiyaç duyan bireyin imdadına internet yetişti.
Şu anda yaşanan da bu iki gücün, yani devletle bireyin güç mücadelesinden başka bir şey değil. Bir devletin internetle kurduğu ilişki ise 21’nci yüzyıldaki konumunu belirleyecek olan en güçlü faktör. Hele ki bölgesel bir güç olmaya aday bir devlet, interneti aforoz ederek bu amacına ulaşamaz. Bununla birlikte interneti sansürlemek ve bilgi akışına müdahale etmek, 21. yüzyılın yeni sansür şekli, yani en büyük ifade özgürlüğü ihlali.

*

KALDI ki, bu zaten artık mümkün değil. Daha bu hafta Google, piyasaya internet yasaklarını delecek uProxy adında bir program sürdüğünü ilan etti. Bu program dünyanın her yerinde sansürsüz internete girme hakkı sağlıyor.
Dolayısıyla daha fazla güvenlik önlemi almak ancak bir devletin gitgide daha içine kapanmasına, dünyayla bağlantısının, iletişiminin ve dolayısıyla etkisinin büyük ölçüde azalmasına yol açar.

*

KİŞİLİK haklarına saldırmak ve özel hayatın gizliliğini ihlâl etmek, elbette özgürlük değil. Ama bunu engellemeye çalışmanın yolu, hükmetmek değil, yönetmekten geçiyor. Yasa bu saikle yeniden düzenlenmeli.

Yazarın Tüm Yazıları