Paylaş
Ve Esad askerlerini infaz etti.
Örgütün bu taktik değişikliği, ister istemez Esad’ın da taktiğini değiştirecek. Ve bölgedeki dengeleri ciddi şekilde etkileyecek.
*
IŞİD’e dair genel-geçer öngörüler hep yanlış çıktı bugüne kadar. Önce IŞİD’in Esad’a karşı savaştığını söyleyenler oldu. Ancak sonra herkes anladı. Örgütün Esad’ın lehine hareket ettiğini. Ve ikisinin harekât hedeflerinin tamamen örtüştüğünü.
Önceleri sadece AKP hükümetinin dile getirdiği bu tezi, zamanla ABD’de üst düzey yetkililer ve Birleşmiş Milletler başta olmak üzere uluslararası organizasyonlar da savunmaya başladı.
Sonra ise başka bir tez çıktı ortaya: “Esad gidince IŞİD de gider nasıl olsa.” Ne var ki Esad gitmedi. Dahası, IŞİD Esad’ı da geçti. Bölgedeki en azılı tehlike hâline geldi.
Bu sefer de dediler ki: “IŞİD ve Esad birbirine dokunmaz hiçbir zaman.” İşte bu günlerde de bu tezin çürüyüşüne şahit oluyoruz.
*
OCAK ayında yazmıştım: “Bugün Irak’ta Şii hükümetini hedef alan IŞİD’in, yarın Şam’ı ve Tahran’ı hedef alması işten bile değil. Ankara Esad’ın güç kaybetmesiyle IŞİD’in sahadan silineceğini hesaplıyor olabilir. Ne var ki Irak’taki durum, bunun tam aksini de hesaba katmak gerektiğini gösteriyor” diye.
Bugünlerde olan da tam da bu. IŞİD’in Esad’a ihtiyacı kalmayınca. Rejimi hedef almaya başladı. Peki bunun sonuçları ne olur?
*
HER ŞEYDEN önce, Suriye içinde Esad’a olan destek artar. IŞİD’den iyice korkan halk, Esad’la yaşamaya razı olabilir. Suriye muhalefeti de IŞİD’in artan gücünden korkarak Esad’a taviz vermeye yanaşabilir.
Peki ya Esad? Bugüne kadar IŞİD’in muhalifleri katletmesini bekledi. Suriye’nin Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Beşar el Caferi de sohbetimizde bunu kabûl etmişti: “İki muhalif birbirini öldürüyorsa, bu kimin işine gelmez?” diyerek. Ancak şimdi o muhaliflerden biri, kendisine yöneldi.
*
DAHA önce yazmıştım: “IŞİD Esad’ı hedef aldığında, Esad IŞİD karşıtı cepheye dâhil olacak. Yakında Ankara, Batı, Esad, hepimiz kendimizi IŞİD’e karşı işbirliği yaparken bulabiliriz” diye.
Esad mecburen IŞİD’e karşı savaşan Şii dostu Maliki ve ona yardım eden İran Cumhurbaşkanı Ruhani’nin yanında yer alacak. Ne var ki denklem çok daha karışık. Zira ABD de bugün İran’la Irak konusunda işbirliği yapıyor. Ve İran da gitgide Batı kampına doğru kayıyor. Yeni kurulacak Bağdat hükümetinin de yardım için ABD’nin ağzının içine bakacağı kesin.
*
KALDI ki Bağdat’ta yeni hükümet kurulur kurulmaz, ABD’nin insansız hava uçaklarıyla IŞİD mevzilerine saldırması bekleniyor. Hatta ABD’nin bu saldırılara başladığını bile iddia etmişti. Evvelki hafta Washington’da görüştüğüm üst düzey bir Amerikalı yetkili. Bu köşede aktardığım bu iddiayı, görüştüğüm üst düzey bir Türk yetkili şöyle yanıtladı: “IŞİD ABD’nin çıkarlarını doğrudan hedef aldıysa, büyükelçilik binası gibi. ABD sınırlı bir saldırı yapmış olabilir.” Yani bir nevi iddiayı teyit etti.
Türkiye’nin de oluşmakta olan bu IŞİD karşıtı cephede yer alması kaçınılmaz. Keza Ankara ve Washington’ın müttefiki Erbil de aynı şekilde. Dolayısıyla yakında Bağdat, İran, ABD, Türkiye ve Erbil, yanlarında Esad’ı bulabilir.
*
IŞİD’in herkesi gözden çıkardığı bu günlerde, yapılabilecek en kötü şey ise: Hükümeti IŞİD karşıtı söylemini sertleştirmeye ve şiddete teşvik etmek. Hele ki rehin alınan Türk vatandaşlarının hayatları mevzu bahisken.
Paylaş