Esad gelişmeleri nasıl okuyor

SURİYE’nin Birleşmiş Milletler Temsilcisi Beşar el Caferi’nin Türkiye’ye yaptığı sürpriz çağrıyı geçen yazımda aktarmıştım. “İlişkilerimizin en yakın zamanda düzelmesini umut ediyorum” diyerek Ankara’ya açıkça el uzatmıştı. New York’ta makamındaki sohbetimiz sırasında.

Haberin Devamı

Peki Esad, Suriye ve Irak’taki gelişmeleri nasıl okuyor? Caferi’nin ağzından dinliyorum.

*

ÖNCE: Esad geçtiğimiz hafta İslam Devleti ilan eden IŞİD’i tehdit olarak algılıyor mu? Yoksa Suriye’deki muhaliflerle savaştığı için IŞİD’e göz yumdukları doğru mu? Caferi bunu kesinlikle reddediyor. Bir yıldır örgüte karşı mücadele ettiklerini söylüyor. “Ama IŞİD Esad rejimini hiç hedef almadı” deyince de, karşı çıkıyor. Peki IŞİD’in muhaliflerle savaşması işlerine gelmedi mi? Cevabı kafa karıştırıcı: “İki muhalif birbirini öldürüyorsa, bu kimin işine gelmez?”
Peki Irak’ın parçalanması onları korkutuyor mu? Yorum yapmaktan kaçınıyor. Ve konuyu Türkiye’ye getiriyor: “Sizi ne korkutuyorsa, bizi de o korkutur. Bizim için iyi olan herşey, sizin için de iyi. Kötü olan herşey de, sizin için de kötüdür. Birlikte kazanıyoruz. Birlikte kaybediyoruz.”

*

Haberin Devamı

PEKİ Kürtlerin yükselen gücü? Rahatsız olduklarını saklamıyor. Ve bir Kürt federasyonunun Suriye için mevzubahis bile olamayacağını söylüyor. Bu konuda da Türkiye ile Suriye’nin çıkarlarının örtüştüğü görüşünde.
Irak Başbakanı Maliki’yi uyguladığı dışlayıcı, mezhepçi politikalardan dolayı suçluyorlar mı? Yorum yok. İran gibi Suriye de Maliki’ye daha fazla yardım edecek mi? Yine yorum yok. Maliki’nin gitmesini bekliyor mu? Irak’la ilgili sorulara bir son vermek istiyor: “Irak Iraktır. Suriye Suriye. Irak’ın iç işlerine karışmayz.” Irak ve Suriye’yi özellikle ayrı tutmaya çalıştıkları aşikar. Ve Maliki’ye hala toz kondurmadıkları.
“Irak’ın parçalanması Suriye’nin bölünmesini de tetikleyebilir” diyorum. Ve Suriye’de Nusayri bir devletin kurulmasının Esad’ın işine gelebileceğini. Karşı çıkıyor: “Öyle olsaydı Fransa bize bunu geçmişte teklif ettiğinde kabul ederdik.” 1946’da Suriye Fransa’dan bağımsızlığını elde ettiğinde, Alevi Devleti’nin kendi isteğiyle Suriye’ye bağlanmasını kastediyor.

*

PEKİ Esad kendini mezhepçi, dışlayıcı olduğu için hiç suçluyor mu? Caferi, Suriye’nin Irak’tan farklı olduğunu vurguluyor. Tüm mezhep ve dinlere karşı kucaklayıcı olduklarını iddia ediyor.
Son olarak: IŞİD’i desteklemekle suçladığı Batı, IŞİD’e karşı işbirliği teklif ederse. Esad ne yapar? Caferi yine şaşırtıyor: “Herkesle işbirliği yapabiliriz.” Ama umutsuz olduğu da açık. “Uluslararası koalisyon oluştuğu falan yok. Çünkü ABD hiç birşey yapmayacak” diyor. Velhasıl, bölgedeki gidişatı ancak Türkiye ile birlikte değiştirebileceklerine inanıyor.

*

Haberin Devamı

ESAD belli ki hâlâ gerçekçi bir okuma yapamıyor. Irak’ı Suriye’den ayrı tutmaya çalışması bunun en iyi örneği. Keza Kürtler konusunda da aynı şekilde. Mezarlıktan geçerken ıslık çalıyor.
Esad’ın bu kendinden emin tavrının arkasında ise: ABD başta olmak üzere Batı’nın tutumu olabilir. Zira Esad, ABD nezdinde yeniden müttefik olma yolunda ilerliyor. IŞİD tehlikesi karşısında. Ve o da, bu değişimin farkında.
Esad’ın yaptığı tek gerçekçi değerlendirme ise, Türkiye ile ilişkileri üzerine. Ankara’ya el uzatması, istikrarlı bir ortağa acilen ihtiyaç duyduğunu kavradığının göstergesi.

*

PEKİ Washington, Irak ve Suriye’deki gelişmeleri nasıl okuyor? Hava harekatı planlıyor mu? Esad’a karşı tutumu değişiyor mu? Ya Kürtlerin bağımsızlık talebi? Bu hafta Washington’da bu soruların cevaplarını bulmaya çalışacağım.

Yazarın Tüm Yazıları