Paylaş
Geçtiğimiz hafta Saraybosna’da buluştuğum Bosnalı gazeteciler ve yazarlar, bu cümleyi defalarca tekrarladılar.
Cumartesi günü anlattığım Bosna’nın siyasi yapısından sonra, şimdi sıra bunu cevaplamakta: Türkiye’den beklenen nedir?
TÜRKİYE’NİN ARKAMIZDA OLMASI ÖNEMLİ
BOSNALI gazeteci-yazar Mirnes Kovac, Türkiye’nin Bosna’nın durumunu üç açıdan olumlu etkileyebileceğini söylüyor.
Her şeyden önce 400 yıl boyunca Osmanlı tarafından yönetilmiş bu topraklarla tarihi, kültürel ve sosyolojik bağları olan Türkiye, Bosna üzerinde ciddi bir etki sahibi.
Kovac, Bosna’nın Türkiye’yi güçlü bir stratejik ortağı olarak hissetmesinin istikrarı açısından çok önemli olduğunu vurguluyor.
2’nci beklenti ise Ankara’nın Bosna-Hersek’in NATO ve Avrupa Birliği (AB) üyeliklerini desteklemesi.
Çatışma riskini ortadan kaldıracağı beklentisiyle, bu üyelikler ülkenin en büyük hedefi.
3’üncüsü, Türkiye’nin Rusya’nın Sırplarla ilişkilerini dengelemesi.
Zira Moskova, “Slav ve Ortodoks kardeşliği” ile bağlı olduğu Sırplarla ilişkisini gittikçe güçlendiriyor.
Kovac, “Bu da Bosnalı Sırpları Bosna’dan ayrılma ve bağımsız olma yolunda yüreklendiriyor.
Türkiye Moskova’yı ateşle oynamaması için ikna etmeli” diyor.
BOSNA İLE YENİ BİR İLİŞKİ KURUN
ANCAK Ankara’nın Bosna politikasına dair bir eleştiride de bulunuyor.
Ona göre, Türkiye’nin Bosna’ya devlet değil, Boşnaklar nezdinde yaklaştığına dair bir algı var.
“Bu, hem Bosna’daki Sırpları ve Hırvatları kendisinden uzaklaştırır. Hem de Bosna-Hersek’teki mevcut bölünmüşlüğü daha da tetikler. Oysa ki Türkiye Osmanlı mirasından tamamen sıyrılıp; modern, bölgesel bir güç olarak Bosna ile yeni bir ilişki kurmalı” diyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Saraybosna ziyaretinden dönüş yolunda Bosna ile ilgili sorumuza verdiği yanıt ise Ankara’nın bu konudaki hassasiyetini gösteriyor.
Zira Erdoğan, Bosna-Hersek’teki üçlü konseye vurgu yapmış, konsey üyelerinin uyumlu çalıştığına dikkat çekmişti.
SIRBİSTAN BOSNA’YI BÖLMEK İSTİYOR
BOSNA’daki kırılganlık ise sadece Bosna ile ilgili değil. Tüm bölgeyle ilgili.
Kovac’a göre Sırplar Bosna-Hersek’in bir parçası olan Sırp Cumhuriyeti’ni, Bosna Savaşı’ndan elde ettikleri tek kazanım olarak görüyor.
Kosova’nın bağımsızlığı ise onlara göre büyük bir kayıp.
Hakeza Sırbistan Kosova’nın bağımsızlığını hâlâ tanımıyor.
Kovac, Sırbistan’ın Kosova’nın intikamını almak için Bosnalı Sırpları bağımsızlık yolunda yüreklendirdiğini düşünüyor.
“Zaten Kosova’yı da kendisine bağlamak derdinde” diye ekliyor.
Peki Sırbistan, Sırp Cumhuriyeti’ni de mi kendisine bağlamak istiyor?
“Belgrad AB üyeliğine aday olduğu için, Avrupa’nın resmi söylemine uyuyor. Yani Bosna’nın egemenliğini tanıyor” diyor.
Balkanlar konusunda uzman olan İngiliz tarihçi Marko Attila Hoare ise yazılarında bir riske dikkat çekiyor.
O, AB üyeliğinden sonra Sırbistan’ın bu söylemini değiştireceği görüşünde. Bunu, “zira o zaman AB’nin resmi söylemine bağlı kalması gerekmeyecek” diye açıklıyor.
*
PEKİ Bosnalı Sırplar Sırbistan’la birleşmek istiyor mı?
Kovac, “Sırbistan’la zaten bir gibiler. Ancak 90’lardaki ‘Büyük Sırbistan’ hayalleri yenildi, bitti” diyor.
Bosnalı Sırpların Bosna-Hersek’i kendi ülkeleri değil, bağımsızlıklarını engelleyen bir oluşum gibi gördüklerini ise özellikle vurguluyor.
Ayrılabilmeleri için de Bosna’yı istikrarsız tutmaya ve göstermeye çalıştıklarını söylüyor.
Bu saikle Bosna’nın NATO üyeliğine bile karşı çıktıklarını anlatıyor.
RUSYA’NIN BALKAN SENARYOSU
KOVAC’a göre Sırpları en çok yüreklendiren ise Rusya.
Son zamanlarda Sırp Cumhuriyeti ve Moskova arasındaki yakınlaşmaya dikkat çekiyor.
Ona göre Rusya, Ukrayna politikasını Balkanlar’da da uygulamak istiyor.
Yani Sırbistan ve Bosna üzerinden bölgedeki nüfuz alanını genişletme derdinde.
Bosnalı Sırpların da Ukrayna’daki gelişmelerden ve Batı’nın verdiği zayıf tepkiden cesaret aldığını söylüyor.
“Artık Sırp Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, açıkça Bosna’nın üç ayrı devlete bölünmesini talep ediyor” diyor.
*
MAALESEF önümüzdeki yıllarda gözlerimiz Bosna’ya ve Balkanlar’a çok daha sık çevrilecek gibi görünüyor.
Paylaş