Biz bu filmi daha önce görmedik

TARİH: 28 Haziran 1914. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun veliahdı Franz Ferdinand, Saraybosna’da sokak ortasında öldürüldü.

Haberin Devamı

Gavrilo Princip adında Bosnalı bir Sırp milliyetçisi tarafından. Princip, Bosna-Hersek’i Avusturya-Macaristan’dan kurtarmak isteyen Mlada Bosna (Genç Bosna) adlı örgüte mensuptu. Ve bu suikast, 1’nci Dünya Savaşı’na giden yolu açtı.


*


TARİH: 20 Mart 1995. Aum Şinrikyo adlı dini tarikat, Tokyo metrosunda eylem yaptı. Birçok istasyona aynı anda kimyasal sarin gazı sıktı. 12 kişi hayatını kaybetti. Binlerce kişi uzun süre tedavi gördü. Böylelikle ilk kez bir terör örgütü kitle imha silahı kullandı. Örgütün siyasi amacı ise önce Japonya’yı, sonra dünyayı ele geçirmekti.


*


TARİH: 3 Şubat 2015. Ürdünlü bir savaş pilotunun IŞİD tarafından diri diri yakıldığı görüntüler internette yayınlandı. Örgüt bu yöntemi ilk kez denemiş olsa da, daha önce çok sayıda rehineyi kafalarını keserek infaz etti. Hedefi iseşeriat devleti kurmak.


*

Haberin Devamı


BU üç örnek, terörün son 100 yılda nereden nereye geldiğini açıkça gösteriyor.
Eskiden teröristlerin somut, sınırlı siyasi hedefleri vardı. Ve bunun için siyasi bir yapıyı temsil eden kişi ya da kişileri öldürüyorlardı.
Ancak gittikçe hedeflerinin sınırları belirginsizleşti. Dahası, artık amaçlarına karşılarında olan herkesi yok ederek ulaşmaya çalışıyorlar. Bu nedenle öldürme eylemi gitgide amacın kendisi hâline geldi.
Korku da artık terörün bir yan etkisi değil. Ulaşılmak istenen hedefin ta kendisi. Terör örgütleri azami derecede korku salmak, böylelikle mümkün mertebe en geniş etkiyi yaratmak istiyorlar. İnternet sayesinde de bugün tüm dünyayı bir hamlede korkutabiliyorlar.


*


ARTIK terör örgütleri uyguladıkları şiddette de sınır tanımıyor. Öyle yöntemler keşfediyorlar ki. “Akla hayale sığmaz” olan artık “akla hayale sığmaz” değil.
Terörün sıklığı da değişti. İnfaz edilen her rehine, bir terör eylemi. Dolayısıyla terör artık sıradan bir hadise.
Dini aşırıcılılık da gittikçe daha hâkim oluyor bu örgütlere. Bundan 40 yıl önce dünya üzerinde dini kullanan tek bir terör hareketi yoktu. 1980’de de var olan 64 terör örgütü arasında, sadece iki tanesi kendini din üzerinden tanımlıyordu. Bugün ise sayılarını bilmek olanaksız.
Örgütlerin örgütlenme şekilleri, aldıkları maddi destek, kullandıkları yöntemler ve eriştikleri yelpaze de gittikçe daha küreselleşiyor.
Kısacası, terör sürekli gelişiyor, yaygınlaşıyor, strateji değiştiriyor. Son günlerde de bu daha da çok görülüyor.


*

Haberin Devamı


GEÇTİĞİMİZ hafta bir ilk olan sadece IŞİD’in infaz yöntemi değildi. Örgüt rehin tuttuğu Japon gazeteciye karşı, Ürdün’ün elindeki bir El Kaide militanını talep etti. Yani ilk kez, alenen elindeki rehineye karşı bir rehine istedi. Böylelikle bir ülkeye ait rehineyi başka bir ülkeye karşı kullanmış oldu.
Ve bir ilk daha: IŞİD hemen sonrasında, elindeki Amerikalı bir rehineyi Ürdün’ün hava saldırılarında öldürdüğünü iddia etti. Bununla neyi hedeflediği ise belli: Koalisyon üyelerinin arasını açmak. Dolayısıyla örgüt, rehineleri artık sadece fidye almak ve korku yaratmak için kullanmıyor.
Ve IŞİD Japon rehineyle birlikte yine ilk kez, Batılı olmayan ve bölge dışından bir ülkenin vatandaşını rehin almış oldu. Bu ise etkisini gittikçe daha da küreselleştirmeye çalıştığını gösteriyor.


*

Haberin Devamı


1914’te terörü yok etmek ya da engellemek belki mümkündü. Artık değil. Bugün çözümler üretmeye çalışmak nafile. Mümkün olan tek şey, terör tehdidini yönetmek. Hem de hedefindeki diğer herkesle birlikte.

Yazarın Tüm Yazıları