Paylaş
İçinde kimler olacak? Ne yapacak? Ve Türkiye’den beklenen nedir?
Cevabı basit: Aslında hiç birşey göründüğü gibi değil.
*
HATIRLARSINIZ. Avrupa Birliği (AB) üyesi bazı ülkelerin ekonomik krize girmesi, ekonomisi güçlü olanları endişelendirmişti. AB’yi zayıflatacağı düşüncesiyle. Ve birçokları AB için şu formülü önermişti: “Ortak merkezli halkalar”. Buna göre, merkezi AB olan, içiçe geçmiş halkalar olacaktı. AB ile entegrasyonu en güçlü olanlar, en iç halkada bulunacak. Daha az entegre olanlar ise merkezden uzakta olacaktı.
ABD’nin şu anda kurmaya çalıştığı koalisyon da aynen böyle. Merkez ABD. Ne var ki en iç halkada, açıklanan o “çekirdek koalisyon” yer almıyor. Yani İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, Polonya, Danimarka, Avustralya, Kanada ve Türkiye.
Ortada gerçek bir “koalisyon” varsa, o da: Irak ordusu, Kürt peşmergeler ve Şii milisleri destekleyen İran. Zira IŞİD’e karşı sahada çatışan tek güçler bunlar. ABD de bu nedenle Bağdat hükümetine ve Erbil’e askeri yardımda bulunuyor. Ve İran’la yakın temasta çalışıyor.
*
AÇIKLANAN “çekirdek koalisyon”un üyeleri ve Arap ülkeleri ise merkezden uzakta. Zira hiçbiri askeri operasyona katılmayı kabûl etmiyor. Batılı ülkeler bunu defalarca açıkladılar. Bölge ülkeleri de aynı şekilde. Perşembe günü Cidde’de yapılan ve Türkiye’nin de katıldığı “Arap ülkeleri zirvesi”nden çıkan bildirge bunun en iyi kanıtı. Maddi ve insani destekte cömert olacaklarını söylerken, askeri alanda mesajları netti: “Ancak lojistik destek.”
Peki o zaman ABD neden bu ülkeleri öne çıkarıyor? Çünkü herşeyden önce, bunun Sünnilere karşı bir operasyon olduğu algısını ortadan kaldırmak istiyor. Bunun için de Sünni ülkeler vitrini süslüyor. Bir de, Körfez ülkelerinin Irak ve Suriye’deki Sünni aşiretlerle bağları kuvvetli. Bunu kullanarak IŞİD’in arkasındaki desteği kesmeleri ve savaşacak Sünni güçler oluşturmaları bekleniyor.
Ve tabii ABD, mümkün mertebe geniş bir ittifak oluşturduğu algısı yaratmak istiyor.
*
DİĞER yandan, Körfez ülkeleri lojistik destek vermeye başladılar bile. Suudi Arabistan bu hafta, Suriyeli ılımlı muhaliflerin eğitimi için bir üssünü açacağını açıkladı. 8 Ağustos’tan bu yana da Amerikan uçakları ya Katar’daki üsten kalktılar. Ya da Basra Körfezi’ndeki George Bush adlı uçak gemisinden. Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri ve Kuveyt’teki üsler ve limanlar da daha önce olduğu gibi kullanıma açık.
*
ÜRDÜN ve Mısır’dan beklenen de üslerini ve hava sahalarını açmaları ve istihbarat paylaşımı.
Ve Türkiye. O, merkezden en uzaktaki ülke. Ankara’nın koalisyondan uzak durma ve sadece “pasif destek” verme kararı aldığı zaten evvelsi gün basına yansıdı. Böylelikle İncirlik Üssü’nü sadece insani ve lojistik operasyonlar için açacağı da kesinleşti. Cidde bildirgesini imzalamayarak da bunun altını çizmiş oldu.
*
VE en kritik soru: Peki ya Suriye? Obama açıklamasında bunu, “Esad kaybettiği meşruiyetini bir daha asla geri kazanamayacak” diyerek geçiştirdi. Ne var ki Esad’ın onayı olmadan Suriye’ye hava operasyonu düzenlenmesi sıkıntılı. Zira sadece Esad değil, İran ve Rusya da buna sert tepki veriyor. Kaldı ki ABD’nin lojistik olarak da rejimin desteğine ihtiyacı var. Tüm bunların ötesinde, IŞİD’in vurulması en çok Esad’a yarayacak. Ezcümle: Şu anda hiçbir halkada yer almayan Esad’ı, bir gün o en iç halkada bulabiliriz.
Nasıl olsa o halkadaki gerçek “koalisyon”un üyeleri açıklanmıyor. Öyle değil mi?
Paylaş