ABD gezisinin bilinmeyenleri

CUMHURBAŞKANI Erdoğan’ın 4 günlük ABD gezisinden önce, “Erdoğan ve Obama görüşecek mi, görüşmeyecek mi” bahisleri açılmıştı. Geziye eşlik eden biz gazeteciler de yola aklımızda bu soruyla çıktık.

Haberin Devamı

Washington’da perşembe sabahı Erdoğan, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’la görüştüğünde, henüz bu randevu kesinleşmemişti.

 

O görüşmenin ardından önce Erdoğan ve Biden’ın kucaklaştığı resim yansıdı basına. Sonra da o haber düştü gündeme: Erdoğan ve Obama akşam Beyaz Saray’da başbaşa görüşecekti.

 

Böylelikle Obama, zirve için şehre gelen 56 dünya liderinden sadece Çin ve Türkiye liderleriyle görüşmüş oldu.

 

Peki neden Türkiye?

 

Erdoğan önce Biden’la, sonra Obama’yla ne konuştu?

 

‘PYD YERİNE BİZ SAVAŞALIM’

 

Haberin Devamı

İKİ ülke yetkililerinin yaptığı resmi görüşmelerin ana gündemi Suriye’ydi.

 

Türk kaynaklarımdan edindiğim bilgiye göre, bu ziyarette Ankara Washington’a şu öneride bulundu: “Gelin PYD’den vazgeçin. Onlar yerine biz, desteklediğimiz Arap ve Türkmen gruplarla birlikte IŞİD’e karşı karada savaşalım.” Türk askerinin karadan müdahil olması için de, ABD’nin havadan destek vermesi istendi.

 

ABD ise bu teklife, mealen “PYD’den vazgeçmem” diye karşılık verdi.

 

Bununla birlikte “Türk askeri karadan girerse Rusya vurabilir” çekincesini dile getirdi.

 

*

 

Peki ABD, Türkiye’nin önerisini neden kabul etmiyor?

 

Bunun bir sebebi, Obama kasımdaki başkanlık seçimi öncesi gider ayak Suriye stratejisini değiştirmek istemiyor.

 

Diğer sebebi ise, ABD Türkiye’nin Irak ve Suriye’de kalıcı ve etkili olmasından çekiniyor.

 

Hatırlayın, 1. Körfez Savaşı sırasında Cumhurbaşkanı Özal’ın ısrarıyla tezkerenin Meclis’ten geçmesine rağmen, Türkiye Kuzey Irak’a son derece sınırlı müdahil olabilmişti.

 

Haberin Devamı

Zira ABD, Türkiye’nin müdahale alanını kısıtlamıştı.

 

Yine bu iki nedenden dolayı Obama, Türkiye’nin uçuşa yasaklı bölge ve güvenli bölge önerilerine de hâlâ burun kıvırıyor.

 

‘ÇÖZÜM SÜRECİNE GERİ DÖNÜN’

 

KAYNAKLARIMIN aktardığına göre, Washington’ın “çözüm sürecine geri dönün” telkinlerine karşılık, Erdoğan “zaten çözüm sürecini bitirmedim, süreç buzdolabında” vurgusu yaptı.

 

Ve şu anda Türkiye’nin, dolayısıyla kendisinin gündeminin PKK ile mücadele olduğunu hatırlattı.

 

Aktarılana göre görüşmelerde Türk tarafı çözüm süreciyle PYD’yi de bağlantılandırdı.

 

ABD’nin PYD’ye silah desteği sürdüğü müddetçe, çözüm sürecinin tekrar başlamasının mümkün olmadığı vurgulandı.

 

Haberin Devamı

İşte tüm bu nedenlerden dolayı da ABD, Türkiye’yi PYD’yle ilişkileri normalleştirmeye ikna etmeye çalışıyor.

 

Hatta bunu “biz arabuluculuk edelim” teklifine kadar götürüyor.

 

*

 

Bu gezinin tek gündem maddesi ise elbette Suriye değildi.

 

Hatta bu ziyaret belki de bugüne kadarki resmi ABD gezilerinin en çok ayaklı olanıydı.

 

Her şeyden önce, bir çalışma ziyareti değildi. Gezinin iki amacı vardı.

 

Biri, nükleer güvenlik zirvesine katılmaktı.

 

Bu zirvede 56 ülke lideri, “nükleer silahların IŞİD’in eline geçmesini nasıl engelleriz” sorusunun cevabını aradı.

 

Gezinin 2’nci amacı ise Maryland’de Türk-Amerikan Kültür ve Medeniyet Merkezi’ni açmaktı.

 

GEZİDE ÖNE ÇIKANLAR

 

Haberin Devamı

SURİYELİ mülteciler açısından da bu ziyaret Ankara için önemliydi.

 

Hem Erdoğan Brookings Enstitüsü’nde, hem de eşi Emine Erdoğan SETA Vakfı’nda yaptıkları konuşmalarda ABD’nin mülteciler için daha çok destek vermesi gerektiğinin altını çizdiler.

 

Cumhurbaşkanı’nın ABD’nin önde gelen Yahudi kuruluşlarının önderleriyle bir araya gelmesi de hem Türkiye-İsrail ilişkilerine, hem de Amerika’daki Yahudi lobisine yönelikti.

 

Ziyaretin ekonomik boyutu da önemliydi.

 

Erdoğan, “Fortune-100” diye adlandırılan dünyanın en büyük 100 şirketinden 25’inin lideriyle buluştu.

 

Akabinde de Türk ve Amerikan iş dünyasının temsilcileri için düzenlenen gala yemeğine katıldı.

 

Haberin Devamı

Ve anlaşılan o ki, Türkiye’ye büyük miktarda yatırım çekmeyi başardı.

 

*

 

Tüm bu olumlu gelişmelere ise ifade ve basın özgürlüğü konusu gölge düşürdü.

 

Cumhurbaşkanı’nın Brookings’te yaptığı konuşma öncesinde çıkan arbede ve ertesi gün Başkan Obama’nın nükleer zirvenin kapanışında Türkiye’yi hedef alan sözleri, bu konuyu gezinin öne çıkan gündem maddelerinden biri haline getirdi.

 

Zaten Erdoğan da önceden hazırlıklıydı.

 

Cuma akşamı Büyükelçilik rezidansında ABD’nin en önemli kanaat önderleriyle buluştuğunda, kendisine yönelik hakaret içeren haberlerden oluşan ayrıntılı bir slayt sunumu yaptı.

 

Bu toplantının hemen akabinde biz gazetecileri kabul ettiğinde, bu slayt sunumunu bizlerle de paylaştı.

 

*

 

ABD ile ilişkilerde bir pürüz PYD meselesi ise bir diğeri de basın özgürlüğü.

 

1’ncisine yönelik bir çözüm önerilmiş durumda.

 

2’nci pürüzü ortadan kaldırmanın yolu ise hem kendimizi doğru anlatmaktan, hem de bu konudaki karnemizi geliştirmekten geçiyor.

 

Ki zaten bunu en başta kendimiz için yapmamız gerekiyor.

Yazarın Tüm Yazıları