Oysa yerel seçimlere daha altı ay var.Şimdiden gerginlik, kavga kime ne yarar sağlayacak?Geçenlerde Sümer Oral’la sohbet ettik."Sayın Bakanım bir iki anekdot anlatın da siyasetin rengi değişsin" dedim.Sağolsun Sümer Bey kırmadı.Bugün notlar ondan.Rahmetli Erdal İnönü, koalisyon hükümeti zamanında, bütçe hazırlanmasına yakın bir tarihte evinde bir yemek verir.Pembe Köşk’te özel bir gecedir. Başbakan dahil tüm kabine üyeleri eşleriyle yemektedir. Ege politikasının sevilen ismi ve çok sayıda hükümetin bakanı Sümer Oral da oradadır. Maliye Bakanı’dır ve gözler ondadır elbette.Ne kadar yemek "dostluk yemeği" ise de siyasetçinin olduğu yerde siyaset konuşulmaması olası mıdır?Hele bütçe hazırlanan bir dönemde.Ortamı yumuşatmak Sümer Oral’a düşer. Yemekte şu fıkrayı anlatır:"Bir gün bir kentin valisi yanına bazı daire müdürlerini de alarak bir köye ziyarete gider. Mevsim kış ve soğuk. Kar yağıyor. Muhtar karşılar heyeti. Köy odasına gidilir. Köyün ileri gelenleriyle sohbet edilip çay, kahve içilir. Vilayetten gelenlerin dikkatini bir şey çeker. Ortada yanan bir soba vardır. Ama normal bir zeminde değildir soba. Yüksek denilebilecek bir platformda masanın üzerine konulmuştur. Bir daire müdürü yanındakine ’Bu soba niye bu kadar yukarıya konmuş. Kolay odun kömür atılamaz’" der. Soba ana konudur. Herkes bir şey söyler, fikirler dolaşmaya başlar ortalıkta. Kimi "hava sirkülasyonu için yukarı konulmuştur", kimi "yangın çıkmaması için" der.Bu durum valinin de dikkatini çeker. Vali Bey, "Ne konuşuyorsunuz böyle hararetli hararetli" diye sorar bürokratlarına.Konuyu aktarırlar, vali tecrübesini konuşturur:"Bunu en iyi muhtar bilir. Ona soralım" der.Gözler muhtardadır. Yanıtı hemen verir:"Ne ondan, ne bundan, ne de başka bir nedenden bey. Hava sirkülasyonunu, eğimi bilmeyiz biz. Elimizde bu kadar soba borusu vardı, onun için böyle yaptık". Pembe Köşk’te kahkahalar duyulur uzunca bir süre.Gecenin renkliliğini Erdal İnönü tamamlar:"Eh sayın bakanım senin ne demek istediğin anlaşıldı. Bizim kaynağımız bu kadar demek. Sobayı da ona göre kuracağız".Türk siyasetinin iz bırakan ismi Erdal İnönü’yü bu anı ile bir kez daha rahmetle analım.Vefanın gün geçtikçe azaldığı günümüzde... Ve bu anı; siyaseti gerenlere de ders olsun; dileğim!İzmirli dinamizm ve uzlaşı istiyorYerel seçimlerle ilgili çalışmalar sürüyor.Ortada uçuşan o kadar çok bilgi var ki.Bir kere söyleyeyim; "yalancı bahar" da çok.Yani her şeyi kendine yontanlar."Ben olmazsam olmaz" diyenler.Siyaset böylelerini çok gördü.Adayların netleşmesi konusunda önümüzde daha süre var.Bu konuda AKP’nin hazırlıkları son aşamada.MHP; Musavvat Dervişoğlu’ndan sonra ilçe adaylarını da açıklamaya başlayacak."Erken kalkan yol alır" düşüncesindeler.Bayraklı’da MHP’ye seçim kazandırabilecek bir aday var: Mehmet Topbaş.CHP’de ise önce "mevcut belediye başkanları" açıklanacak.Genel merkezde yürütülen çalışmalar; ilçe belediye başkanlarının bir an önce açıklanması ve çalışarak yol almaları şeklinde.Karşıyaka, Balçova, Narlıdere, Güzelbahçe, Menderes, Konak... Kesin gibiler.Büyükşehir’de ise karar bir süre daha alacak. Özellikle İZTO ile yürüyen gergin havanın ardından örgütle de "iplerin kopması" Aziz Kocaoğlu’nun işini zorlaştırıyor.Başkan az katılımlı toplantılarda örgüte, "CHP’nin adayı kim olursa tüm gücümle arkasındayım" mesajı vererek sempati topladı.Yine de "köprünün altından çok sular akacak" gibi.Bu arada "hayali anketler"le destek almak isteyenler de var.Ama bunu Deniz Baykal da, Önder Sav da "yutmaz" bana göre.İşin aslını ben anlatayım.Gerçekten ciddi araştırma şirketleri var.Bunlardan birinin yaptığı ankete göre, İzmir seçmeninin tercihleri de belirlendi.Bakın İzmirli nasıl bir başkan istiyor:"Yüzde 38,1’i genç, çalışkan, işlerinde başarılı, yüzde 18,1’i İzmir’in ihtiyaçlarına ilişkin gerçekçi ve etkileyici projeleri olan, yüzde 11,9’u devlet ve bürokrasi deneyimi olan, yönetim politikasını iyi bilen ve üst düzey yöneticilik deneyimi bulunan, yüzde 7,9’u ayrımcı olmayan - tüm İzmirlilere eşit mesafede, yüzde 6,6’si iyi eğitimli, yabancı dil bilen ve kültürlü, yüzde 4,1’i belediyecilikte tecrübeli, yüzde 4,0’ı uluslararası ilişkiler konusunda deneyimli, yüzde 3,7’si çağdaş, vizyon sahibi ve yüzde 5,6’sı ise bunların dışında fikir beyan ederek diğer seçeneğini oluşturuyor."Bilim, akıl ve gerçekler.İzmirli tercihini gözler önüne seriyor.Galiba bundan ders çıkarması gerekenler; siyasi partiler.Ders çıkaran başaracak. Çıkarmayan...