Karadziç’in yakalanması acıları hafifletmedi

YILLAR sonra ana yurda mecburen dönen Boşnaklar, artık ülkenin birçok yerinde kurdukları sivil toplum örgütleriyle, kültürden sanata, eğitimden spora kadar bir çok alanda faaliyet gösteriyor ve Balkanlar’la ilişkileri geliştirmeye çalışıyor.

Bu hafta Türkiye’deki Boşnaklar’ın örgütlenmesinde büyük emeği olan Türkiye Bosna Hersek Kültür Dernekleri Federasyonu Onursal Başkanı ve Bosna Hersek Fahri Konsolosu Kemal Baysak ile söyleştik.

Türkiye’de Boşnak dernekleri yaygınlaşıyor. Kaç derneğe ulaşıldı, federasyon yapılanmasından bahseder misiniz? Boşnaklar etkin bir sivil güç olarak neler yapıyorlar?

- Türkiye’de şu anda 25 Bosna Hersek ve Bosna Sancak Kültür Derneği adlı dernek var. Adana, Ankara, Adapazarı, Bursa, Çanakkale, Biga, İstanbul, İzmir, Manisa, Eskişehir, İnegöl, Karamürsel, Karacabey, Urla ve Aliağa Çakmaklı’daki kültür ve yardımlaşma dayanışma dernekleri Türkiye Bosna Hersek Kültür Dernekleri Federasyonu çatısı altında bir araya geldi. Kayseri ve Sivas’ta da yeni dernekler kurulacak. Federasyondan önce derneklerimiz Türkiye ile Bosna Hersek arasında ekonomik, sosyal, kültürel, eğitim, sağlık, spor, turizm ile her alanda iş birliğinin gelişmesi için çalışmalara yapmaktaydı. Bu çalışmaların kalıcı ve devamlılık sağlayabilecek projeler olması ve duplikasyonu önlemek için federasyon çatısı altında daha etkin çalışmalar yapılabileceği görülerek birleşildi. Federasyon, Türkiye ile Bosna Hersek arasında çocukların ve gençlerin karşılıklı misafir edilmeleri, kültürel, sosyal, ekonomik, eğitim, sağlık, spor, turizm gibi konularda işbirliğinin geliştirilmesi için çalışıyor. Fuarlara katılarak karşılıklı ticaretin geliştirilmesi sağlanıyor. Lise düzeyindeki okullar, üniversiteler, belediyeler ve şehirlerarasında ortak çalışmalarla Türkiye ile Bosna Hersek ve Balkan ülkeleri arasında iş birliğinin, dostluk ve kardeşliğinin geliştirilmesine çabalanıyor. Tarihi, kültür, sosyal ve akrabalık bağlarıyla çok yakın olduğumuz bu kardeş ülkelerle sivil toplum kuruluşu olarak çalışmalarımız tüm hızıyla sürüyor.

Kalıcı proje şart

Türkiye’deki Boşnaklar kültürel ve ekonomik yaşamda ne kadar varlar? Ne bekliyorlar?

- Boşnaklar Osmanlı İmparatorluğu’nun kaybettiği ve ayrılmak zorunda olduğu topraklardan, Osmanlı bölgelerinden göç eden muhacirler gibi, ana vatana sığınmış, Türk ulusunun asil evlatları olarak ülkenin yaşadığı her türlü zor ve güç anlarını paylaşmışlardır. Çanakkale savaşlarında Boşnaklar ordumuzun yanında yer almış ve 17 bin Boşnak şehit olmuştur. Türk toplumunda ekonomik, kültür, sosyal, eğitim, sağlık gibi her alanda çalışmış, ülkenin ferdi olarak iş alanında sosyal, kültürel, politika ve siyasetinde daima yer alarak belediye meclisi üyesi, başkan, milletvekili, bakan olarak da görev alarak ülkeye hizmet etmişler ve bu hizmetlerine de devam etmektedirler. Beklentileri ise, Türkiye ile Bosna Hersek ve Balkan ülkeleriyle Türk dünyasında daha etkin ve kalıcı projelerin yapılabilmesidir. Ayrıca, Türk varlığının sürdürülebilmesi de en büyük özlemleridir.

Kemal Baysak faal bir insan

1933’te İzmir Karşıyaka’da doğdu. 1951’de Mithatpaşa Erkek Sanat Enstitüsü Metal İşleri Bölümü’nden mezun oldu. Cemal Tercan, Salih Şükrü Baysak ve Şükrü Baysak ile 1954’te TERBAY Şirketler Grubu’nun temelini attı. TERBAY Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı sürdürmektedir. 1994’te DYP’den Karşıyaka Belediye Başkanı seçildi. EBSO Yönetim Kurulu Üyeliği ve Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği, İAOSB Yönetim Kurulu Üyeliği ve İdari Komite Başkanlığı görevlerinde bulundu. Dokuz Eylül Dağcılık ve Doğa Severler Kulübü Onursal Başkanı, Dağcılık ve Doğa Severler Kulübü Kurucu Üyesi ve Karşıyaka Rotary Kulübü üyesidir. Bir dönem Karşıyaka Spor Kulübü Yönetim Kurulu Üyeliği görevinde bulundu. İzmir Bosna Sancak Kültür ve Yardımlaşma Derneği ve Türkiye Bosna Hersek Kültür Dernekleri Federasyonu Onursal Başkanı’dır. Sarajevo Fahri Hemşehrilik unvanına sahiptir.

SUÇLULAR YAŞANAN SOYKIRIMI KABUL ETMELİ

Karadziç’in yakalanmasını nasıl yorumluyorsunuz? Duygularınız?

- Soykırımın sorumlusu, 300 bin şehidin, 125 bin gazinin, tecavüze uğrayan 20 bin civarında genç kız ve kadının, çocukların, yaşlıların yaşadığı bu trajedi Batı dünyasınca bilinmekte. Bundan sorumlu olan Radovan Karadziç ve onun yardımcısı Ratko Mladiç ve yandaşları bana göre kaçak değildir. Sırbistan ve Batı tarafından bu güne kadar korunan, himaye edilen bu kişinin yakalanması diye bir olay yoktur. Sırbistan’ın 13 yıldır koruduğu bu adam, Avrupa Birliği’nden sağlanacak menfaat için savaş suçları mahkemesine gönderilmiştir. Bu adama yakalandı denilmesini doğru bulmuyorum. Çünkü geçen zaman içinde hep birlikteydiler. Savaş suçları mahkemesine teslim edilmesi şehitlerimizin, gazilerimizin, tecavüze uğrayanların, doğup büyüdükleri yaşadıkları yerden ayrılmak zorunda olanların acısını hiçbir zaman hafifletmeyecektir. Bu olayı, Batı dünyası, Avrupa Birliği ve onların "maşası" Sırbistan, yüz karası ve adi bir suç olarak sonsuza kadar boyunlarında taşıyacaklardır. Dileğim Karadziç ve diğerlerinin ölünceye kadar hapiste yaşamaları ve yaşanan soykırımı kabul edip suçlusu Sırbistan’ı ve Bosna Hersek’teki Sırpları suçlu bulmayan mahkemenin kararını düzeltmesidir.
Yazarın Tüm Yazıları