Paylaş
Bazı ülkeler bunu futbolcu yetiştirerek yapıyor, bazı ülkeler de kamp alanları ile.
Avusturya bu konuda oldukça önde mesela.
Türkiye’den Antalya...
Özellikle kış döneminde yüzlerce yerli ve yabancı takımı ağırlıyor.
Esnaf memnun, otelcilerin yüzü gülüyor.
*
Bir zamanlar Bursa da kamp için ilgi gören kentlerden biriydi.
Pek çok kulüp yeni sezon için Uludağ’da enerji depoluyordu.
Sonra Uludağ’ın cazibesi gitti.
Doğrusu yeterince yatırım yapılmayınca...
Oysa o kadar artı tarafları var ki Bursa’nın spor turizmi için.
Tarihi, doğası, kaplıcaları ve elbette spor sahaları.
*
Son dönemde Körfez ülkeleri Bursa’yı yeniden keşfetmeye başladı.
Kuveyt City takımı, hazırlık dönemi için Bursa’yı tercih edenlerden.
Kuveyt ekibi antrenmanlarını Atıcılar Spor Kompleksi’nde gerçekleştiriyor.
Bursa Büyükşehir Belediyesi, kentin tanıtımı için pek çok ülkede çeşitli etkinlikler düzenliyor, fuarlara katılıyor.
Bence bu organizasyonlar için hazırlanacak dökümanlara kentin doğası ve spor tesisleri de eklenebilir.
Bence spor turizmi Bursa’ya maddi anlanda önemli girdi sağlayacaktır.
BİR YAZICI DAHA
www.haberindogrusu.com sitesine de yazmıştım Bursaspor için çözüm önerimi.
Ben bir Yazıcı’nın daha Bursaspor’u ayağa kaldıracağına inanlardanım.
Merhum şampiyon başkan İbrahim Yazıcı’nın oğlu Serkan Yazıcı’nın ismini öneriyorum.
Ankara’da ağırlığı var.
Spor camiasında tanınan bir isim.
İş dünyası da tanıyor ve seviyor.
Kendisi de Bursalı... Daha ne olsun.
Vakit kaybetmemek lazım.
Hemen bir ekip oluşturulsun ve Serkan Yazıcı’ya “Başkan ol” çağrısı yapılsın.
Kabul eder mi?
Hemen kabul etmeyecek “hayır” diyecektir.
O nedenle ısrar etmek lazım.
Elbet bu benim görüşüm ve çözüm önerim.
Daha iyi önerisi olan varsa buyursun...
GÖRGÜ KURALLARI
ŞİMDİ böye bir okul yok ama Muradiye Ticaret Lisesi’nde okudum ve bizim dönemimizde “Adabı Muaşeret” dersimiz vardı, yani görgü kuralları.
“Ticaret lisesinde bu dersin ne işi var?” diye sorduğumuzda hocalarımız, “Olur mu siz bankacı ve muhasebeci olacaksınız, yani insanlarla direkt temas kuracaksınız. O nedenle temel görgü kurallarını öğretmelisiniz” derlerdi.
Haklıymışlar!
İyi ki görmüşüz o dersi, iyi ki temel manada görgü kurallarına hakimiz.
Ve bence Adabı Muaşeret yani “Görgü Kuralları” dersi derhal yeniden müfredata konmalı.
Ama sadece mesleki okullar için değil tüm okullarda.
*
Çünkü özellikle gençlerin bir kısmı görgü anlanı da ciddi manada eksik.
Geçtiğimiz günlerde İznik Gölü kıyısındaki belediyeye ait şezlongları yakan ve bu anları sosyal medyada paylaşan gençleri görünce yukarıdaki yazdıklarım aklıma geldi.
Görgü çok önemli.
Hele bizim toplumumuz gelenek ve göreneklerine bağlılığı ile övünür.
Ama böyle giderse...
Eğer tedbir alınmazsa...
Görgü kuralları gençlere anlatılmazsa...
Bu ve benzeri görüntüleri ve hatta daha kötülerini sık sık yaşarız gibime geliyor.
Paylaş