Paylaş
Ama elbette bu sadece Bursa’nın sorunu değil.
Tüm Türkiye’nin hatta tüm dünyanın ortak sorunu.
O nedenle aslında hızlı ulaşım dünya genelinde toplu taşıma ile ölçülür.
Yani kentin bir uçundan diğer ucuna toplu taşıma araçlarıyla gittiğiniz süre önemli.
Ancak özel araçlarla ulaşımı da gözardı etmemek lazım.
Avrupa’nın en büyük navigasyon sistemleri firması olan Hollanda merkezli TomTom firması 2022 yılına ait trafik sıkışıklığı sıralamasını açıkladı.
İlginç veriler var açıklamada.
TÜRKİYE’DE GAZİANTEP ÖNDE
6 kıtada 56 ülkede 389 şehri kapsayan trafik endeksi, dünyadaki şehirleri ortalama seyahat sürelerine göre sıraladı.
Bu yıl yeni bir ölçü kullanıma sunuldu; seyahat süresi.
Bu ölçüye göre şehirleri içlerinde 10 kilometrelik bir mesafe kat etmek için geçen ortalama süreye göre sıraladı.
Ve bu yıl, 389 şehrin tamamında benzinli, dizel veya elektrikli araçları kullanırken yakıt /kWh tüketimi ve CO2 emisyonlarının yanı sıra artan yakıt maliyetleri ve trafik sıkışıklığının mali etkisi de dahil edildi.
Londra, dünyada trafik sıkışıklığı en fazla şehir sıralamasında 36 dakika 20 saniye ile ilk sırada.
Bengaluru (Hindistan) 29 dakika 10 saniye, Dublin (İrlanda) 28 dakika 30 saniye, Sapporo (Japonya) 27 dakika 40 saniye ve Milano (İtalya) 27 dakika 30 saniye ile Londra’yı takip ediyor.
Türkiye’de ise liderlik sanıldığı gibi İstanbul’a değil Gaziantep’e ait.
Gaziantep 21 dakika 10 saniye ile Türkiye’de ilk dünyada 49. sırada.
Türkiye 20 dakika 40 saniye ile ilk sırada yer alan İstanbul dünyada ise 55. sırada yerini aldı.
Gaziantep ve İstanbul’u Ankara 18 dakika 20 saniye ile (Türkiye’de 3. dünyada 89. sırada), İzmir 18 dakika ile (Türkiye’de 4. dünyada 99.sırada), Antalya ise 17 dakika 30 saniye ile (Türkiye’de 5. dünyada 107 sırada) yer buldu.
BURSA 9. SIRADA YER ALDI
Çok şikayet ettiğimiz Bursa ise sıkışlık trafik sıkışıklığı konusunda 16 dakika 30 saniye ile Türkiye’de 9., dünyada ise 125. sırada yer aldı.
Bursa, geçen yıl Türkiye’de 5, dünyada 73’ncü sırada yer almıştı.
Elbette bu verilere sabah ve akşam pik saatleri artı 6 ila 12 dakika eklemek gerek.
Açıklanan verilere göre geçen yıl Bursa trafiğinin en kalabalık olduğu tarih 24 Eylül 2022 imiş.
23-25 Eylül 2022 tarihlerinde Bursa Gastronomi Festivali’nin düzenlendiğini düşünürsek, bu sıkışıklık normal görünüyor.
Yani işin özü son bir yılda Bursa trafiğinde azımsanmayacak oranda bir düzelme var.
Bunu ben değil verileri tüm dünya tarafından “doğru” olarak kabul edilen uluslararası TomTom firması söylüyor.
Yapımı devam eden ve yapılacak yeni projeler ile Bursa trafiği daha da nefes alacaktır ama yukarıda da dediğim gibi herkes mümkün olduğunca toplu taşıma araçlarını kullanmalı.
Yani hızlı ulaşım için en doğru adres toplu ulaşım araçları.
SON DEPREM YAZISI
HERKES kılıcı almış eline, kesecek adam arıyor.
“Kusur arıyorsan var kendinde ara” demiş atalarımız ama nerdeee.
Belediye suçlu.
İmardaki memur suçlu.
İmzayı atan suçlu.
Rüşveti alan suçlu.
İncelemeyi yapan denetimci suçlu.
Mimar suçlu.
Müteahhit suçlu.
Sistem suçlu.
Devlet suçlu.
Hükümet suçlu...
Yani herkes suçlu.
Tek günahsız biziz.
*
Rüşveti veren kim?
Ya imar müdürlüğünden projen geçsin diye tanıdık arayan!
Kat üstüne kaç etleyen.
Yer kazanmak için kirişleri, kolonları kıran.
Günahsız mı?
O nedenle herkes bıraksın duyar kasmayı.
Alalım şapkayı önümüze ve uzun uzun düşünelim.
Bu dünyayı, bu ülkeyi, bu düzeni rayına oturtmak için başkasından medet ummayalım.
Devlet, hükümet, yerel yönetim demeden.
Önce sen.
Önce ben.
Önce biz...
Vermeyelim rüşvetimizi...
*
3 kat imar verilen eve kaçak 4 ve 5’nci katları çıkmayalım.
Otopark olarak planlanmış yeri daireye çevirmeyelim.
O zaman görelim bakalım düzen değişiyor mu?
Görelim bakalım rüşvet isteyenin başına ne geliyor.
Görelim bakalım o müteahhit yapabiliyor mu çürük binayı.
Rahmetli kayınpederim (Naip Emini) bir hikaye anlatmıştı yıllar önce; Almanya’da havaalanında bir cüzdan bulmuş, içi para dolu. Hemen parayı havaalanı yetkililerine iletmiş. O yetkili sormuş, “Sen Müslüman mısın? demiş. Kayınpeder, “Evet nereden anladın” diye sorduğunda “Çünkü o cüzdanı bize getirmeni gerektiren bir yasa yok Almanya’da” demiş.
Yani bulduğun parayı, cüzdanı teslim edip etmemek kişinin inancına, kişiliğine bırakılmış.
Ama sistem sağlam kurulmuş sosyal yaşam üzerine.
İnsanın insafına bırakılmamış.
Çünkü “beşer-şaşar” olarak görülmüş insan.
*
Yanlış anlaşılmasın, bizim insanımızı kötülemek değil amacım.
Zaten depremin ilk dakikalarından itibaren yapılan yardımlar gün gibi ortada.
Sarıklısı, cübbelisi, sakallısı küpelisi herkes koştu.
Hala daha deprem bölgesinden gelenler için evini açan binler var.
Ama iyi insanları var sayıp, sistemde boşluk bırakamayız.
İşte o zaman gerçekten iyi ve kötü daha net ayırt edilebilir.
İşte o zaman sorunlar en aza indirilir.
Bu da benim son deprem yazım olsun...
Paylaş