BAZI futbolcular vardır maçı tek başına çevirebilir. Ama her köşe başında böyle oyuncu bulunmaz. Bunlar özel adamdır.
Benim için özel adamlardan biri de her zaman olduğu gibi Tümer. Tümer’e başka bir gözle bakarım, çok da beğenirim. Sezon başından bu yana Del Bosque bu becerikli adamı yedek kulübesine mahkum etti.
Elinden tutup getirdiği Juanfran sahada, Tümer kenarda. Buna şimdiye kadar aklım basmış değildi. Dün akşam inşallah Del Bosque bunun farkına varmıştır. Tümer 10 tane Fran. Dün akşam ikinci yarı oyuna girdi, iki gol attırdı, iki gol de attı. Ve çok çok da iyi oynadı.
Havada mı kalacak?
Bu maçta Tümer’den sonra konuşulacak ikinci isim maçın hakemi. Verdiği penaltılara, ‘Penaltı yorum işidir’ deyip bulaşmayayım. Ama Pancu’nun bir atılışı var, ayıp kere ayıp. Kendinin gördüğüne inanmıyorum. Çünkü faul düdüğü üflemedi. Yan hakemlerden bir hareket yok, olduysa dördüncü hakemden bir uyarı almıştır.
Karar olağanüstü ağır. Pancu’nun yaptığı belki faul ama kasti değil, sarı kart bile değil. Adam havadayken asılı kalacak hali yok ki, bir yere düşecek, rakibin üstüne düştü. Beşiktaş 10 kişi kaldıktan sonra bu işe hırslanmış olacak ki, 10 kişi de olsa bu maçın üstesinden geldi.
Tekrar ediyorum; ‘Takımınızda 4 tane de çok büyük oyuncu varsa, 4’ü birden oynar.5 tane varsa 5’i birden oynar.’Sergen de girdikten sonra çok iyi işler yaptı. Ülkemizde Türk Büyükleri var; ‘Sergen ile Tümer aynı takımda oynamaz’ derler. Keşke her takımın 11 tane Sergen’i, 11 tane de Tümer’i olsun. Ben birinden birini kaleye bile koyarım.
Neticede Beşiktaş Samsun’dan çarşamba akşamına, İstanbul’a, hem prestij, hem de moral taşıdı. Bu maçın bana göre en önemli yeri de bu. Neden? Bu çocukların çarşamba akşamı istediklerini sahadan çıkaracaklarına inanıyorum. Çünkü eksik kaldıktan sonra futbol oynama iştahları bana o sinyali verdi.