TİGANA, hem oynarken hem oynatırken ezberimde olan bir futbol adamı. Beşiktaş’a ilk geldiği gün iyi seçim diye dile getirmiştim.
Vazgeçmem mümkün değil. Öndeki sezon için de Beşiktaş’ta kalıyor olması yönetimin yaptığı iyi bir iş. Seneye ayağa kalkılacaksa, Tigana ile olur. Aldığım duyumlar hep pozitif. Dünya markası bir adamın tabi ki, futbolcu portföyü vardır. Beşiktaş’ın yapısına uygun en az dört tane yabancı, Tigana tarafından bu takıma monte edilecek. Beşiktaş maalesef iki sezondur yabancı yönünden arızalı. Şu an kullanılan kadroda, üç yabancı iş görür görünümünde. Cordoba, Kleberson ve Ahmed Hassan, iyi bir kadro yapılır ise üçü de iş görür. Matematikte de şu çıkıyor; "Dört değil üç iyi yabancıya ihtiyaç var." Cordoba, ciddiye aldığı oyunların en iyi kalecisi. İyi bir kadroda neler yaptığını 100’üncü yıl şampiyonluğunda gördük. Kleberson, çok iyi oyuncu ama takımın tamamı iyi oynuyorsa o da iyi oynuyor. Ben Ahmed Hassan’ı tutarım. Çok değişik adam. Rakibi rahatsız eden, hep oyunun içinde olan, olmadık yerlerde kendinden başka kimsenin yapamayacağı golleri yapan bir oyuncu. Beşiktaş’ın yapacağı ideal bir kadroda Bobo da olmaz, Jun da. Çok ucuz masrafla denenmiş olmaları, zarar hanesine ağır bir yük değil ama yine olmaz.
SERGEN-TÜMER
BAŞKALARINA sataşmak pratiğimde olan bir şey değildir. Konuşurken de yazarken de, hep beni bağlayan şeyler dile getiririm. İyi futbolun iyi futbolcuyla oynandığına inanırım. Portekiz’de Guimaraes maçı sonrası Tigana’ya sordum: "Sergen ile Tümer’i niye ilk 11’de oynatmıyorsun?"
Aldığım cevap kısa ve öz oldu:
"İkisi de hazır olduğu halde oynatmayan hocaya aptal derler."
Sakın ola son Fener maçı bana bunları yazdırıyor zannedilmesin. O maç, günü birlikti. İkisi de büyük top oynadı. Benim iddiam ikisinin birlikte çok şeyler yapacağıdır. Daha da ileri gideyim. İllaki ikisi birden oynasın diye birinden birini kaleci bile oynatırım. Yeter ki, ikisi de fizik ve kafa olarak hazır olsunlar.
Sergen’e özel bir paragrafım var. Bak güzel evladım, seninle baba-oğul gibiyiz. Maç sonrası röportajını dinledim. ’40 yaşıma kadar top oynayacağım’ diyorsun. Keyif aldım. Oynayacağına da inancım büyük. Yeter ki, sen iste. O yaşın üstüne bile çıkarsın. Çünkü sen başka bir şeysin. Ben şimdiye kadar senden başka hiçbir futbolcu için ’göz keyfim’ demedim. Ne beni ne Beşiktaşlılar’ı ne de futbolseverleri bu keyiften mahrum etme.