DÜN akşam ilk yarı oynanan topa bakıyorum, ne tadı var, ne tuzu. Araya sıkışan bir gol var ama, o bile keyif tarafında yok.
Sergen'le bu takım başka bir havaya giriyor. İnanın, seyirci de sahaya giriyor. Yani Sergen, yalnız takımının oyuncularına değil, seyircisine de ‘‘buyrun kardeşim, ben varken herşey değişik olacak’’ diyor. Dün akşam da öyle oldu.
Beşiktaş takımının tabii ki kazanma iştahı var. Ama futbol yalnız iştahla oynanmaz. İyi futbolcuyla oynanır. Sergen, rakip takımın oyuncularını bile sindiriyor. Demek ki, Beşiktaş iyi yerlere taşınacaksa bu Sergen ile olacak.
Tümer, futbolculuğu kadar maalesef oynayamıyor. Bu çocuğa ne oldu bilmiyorum. Geçen sezon mal sahibi gibi oynuyordu, bu sezon kiracı. Sergen'in isminden üstüne bir yük mü bindi, bilemiyorum. Halbuki Sergen gibi bir adamla oynamak futbol oynama keyfi. Öyle düşünüp, öyle de oynarsa Beşiktaş'a da büyük katkısı olur. Dün akşam bir Ronaldo seyrettim, sıfır hata ile oynadı. Geçmiş sezonda 20 maçlık bir bölüm yakalamıştı. Ben dün akşam bunu gözlemledim. Zago ile de, her yol alan maçtan sonra çok daha iyi eşleşecekler.
HER EVE AMARAL
Amaral, her eve lazım eşya gibi. Rakip oyuncuları didikliyor. Çok koşuyor, topu kapmada da çok iyi. Kullanmada biraz eksiği var ama, bana göre Beşiktaş'ın çok iyi bir transfer gerçeği. Pancu orjinalinde santrfor. Başka yerde oynamaz. Ama Beşiktaş'ta oynar. Attığı yalancı deparların boşluklarına iyi koşan yanındaki adam olursa, kendi attığı kadar başkalarına da gol attırır.
Beşiktaş'ın kanatlarını bir daha dile getirmek istemiyorum. Mevcut kadroda burada idare eder diye düşündüğüm adam da yok. Alınmayacaksa bu sıkıntı devam edecek.
Diyarbakır, ligin mütevazı takımlarından biri. Gidip puan alırız diye düşünmemişler bile. Kırk gün kırk gece oynansa, dünkü oyundan Beşiktaş önde çıkar. Maçın hakemi çok iyi sinyaller veren bir genç kardeş. İnşallah da böyle devam eder. Bir futbolcu kadar koşuyor, topun hep yanında. Topun dilinden de anlıyor. Hemen hemen hiç yanlış düdük üflemedi.