Beşiktaş ne oynamak istediğini artık ezberine aldı. Sahanın her metre karesini top ayaklarındayken iyi kullanıyorlar.
Rakipteyken de iyi daraltıyorlar. Benim en hoşuma giden tarafı da, iştahsız top oynayan bir tek oyuncu yok. Müthiş bir futbol oynama iştahıyla maça sarılıyorlar. Hele dün akşam arkaya da düştükleri maçı kopara kopara kazandılar.
Böyle hep beraber düşünüp, hep beraber oynayabilen bir takımın oyuncularına tek tek methiye yazmak da zor. Ama insanın gözüne çarpanlar oluyor. Mesela İbrahim. Harika bir gol attı, oyun 2-1 iken de Fevzi'yi geçen bir topu kalenin içinden çıkardı. Kaldı ki, bu çocuk iki kişilik koşuyor. Kaleci Fevzi'ye şaşmamak elde değil. Muhakkak bir delik bulup, golü yiyor. Dün akşam yediği gol de eski yediklerinden farklı değil. Bir kaleci kapadığı köşeden gol yemez. Adın Fevzi ise yersin.Ronaldo ile Ahmet Yıldırım çok iyi eşleştiler. Dün akşam Ahmet yoktu, fakat Ümit de sırıtmadı.
HEDİYE KARTLAR
Maçın hakemi, oyunun ilk yarısında İlhan'a bir gol pozisyonunda, ‘‘faul yaptı’’ diye düdüğü üfledi. Hadi diyelim ki faul var. Gösterdiği sarı kart ne? Yahu bu sarı kartlar, kırmızı kartlar hediye kartı değil, ceza kartı. Bu kadar kolay kullanılır mı? Kaldı ki, Ali Aydın'ı ben hakem olarak beğeniyorum. Ama dün akşam ilk yarı Beşiktaş seyircisini çıldırttı. İkinci yarı iyi bir yönetim gösterdi. Beşiktaşlı oyuncular arenada gibi savaşarak top oynuyorlar. Böyle oynasınlar, ligin ucu gözükür.
Antep takımı, çok ciddi bir rakip. İyi de oyuncuları var. Fizikleri de iyi. Ama Beşiktaş'ın bu kazanma azmine ancak bu kadarını yapabildiler.