BUNLAR hep derim ya; ‘Avrupa maçları uzun maçlar. İlk 90 dakikasına bakıp, 180 dakikanın sonunu bağlayamazsın.’ Ben de ilk ayakta ‘Eğer futboldan biraz anlıyor isem, Beşiktaş, Malmö’ye gider, hem de farklı kazanır’ demiştim. Beşiktaş’ın oyuncu kalitesi karşı takımla mukayese bile edilmez. Ve gece-gündüz farkı var. İnönü’de Beşiktaş çok kötü oynadı. Rakip de oynayacağının en iyisini oynadı. Rakip kendi sahasında oynarken, kendi seyircisinin dolduruşuna geleceğini düşünmüştüm. Hücuma kalktıkları anda arkalarında çok büyük alan olacak diye düşünmüştüm. Hatta ilave de etmiştim: ‘Youla’nın o maç patlama maçı olur’ diye de iddia etmiştim. Aynen öyle oldu.Hiçbir oyuncuyu birinden ayırmak istemiyorum. Hepsi çok büyük bir iştahla Beşiktaşlı gibi oynadılar. Kendi istediklerini yaptılar, rakibe kabul ettirdiler. Tarih yazmadı, işini gördüBeşiktaş takımının top oynama karakteri bu olmalı. Hep beraber düşünüp, hep beraber istemek Beşiktaş’ı iyi yerlere taşır. Rıza çok akıllı davranıp, Sergen usta ile başladı. Bu çocuğun fizik gücüne bakmayacaksın. Kafası ve gönlü ‘ben bu maçı kurtarırım’ diyorsa, kurtarır. Dün akşam da sazı eline aldı, hem kendi iyi oynadı, hem etrafındakileri iyi oynamaya zorladı. Kimin başı sıkışsa, topu Sergen’e attı. Ondan da en iyisini geri aldı. Yenilen gol, tamamen baraj hatası. Baraj kaptanı kim? Cordoba. Çünkü barajın kaptanı her takımın kalecisidir. Ona bir ders olsun. Bu galibiyeti fazla büyütmek istemiyorum. Beşiktaş tarih yazmadı, işini gördü. Görmeseydi, kötüydü. Favorim turu geçmiş oldu. Bundan sonra dörtlü bir grupta Avrupa maçları var. Hem İnönü, hem Malmö ders alınacak maçlar.Neticede ilk maçın ayıbı kapandı. Ligde geri kalınmışlık var. Ama dün akşamki hava devam ettirilecekse, Beşiktaş’ın oyuncusu da seyircisi de utanmaz.