ÇOCUKLAR, hepinizi tebrik ediyorum. Bu ülkenin insanına çok büyük bir keyif yaşattınız. Yarı final oynamak az buz bir şey değil.
Hele dünkü oyuna bakıp da, ahkam kesmek benim işim değil. Brezilya ile oynamak kolay bir iş değil. Adamlar çok başka düşünüyor, başka da oynuyorlar. Oyunun ilk 15 dakikasında Brezilya'ya ters gelen bir top oynadık. Ama ondan sonrasına gücümüz yetmedi. Yine de fazla ezilip büzülmedik.
Brezilya'ya karşı ancak bu kadar oynanırdı. Her oyuncumuz da elinde, ayağında, kafasında ne varsa sahaya sürdü. Canı top oynamak istemeyen bir tek oyuncumuz yoktu. Hakan da bugüne kadar oynadıklarının en iyisini oynadı. Rüştü çok top çıkardı, neticede bir tanesini yedi. Kurtardıkları hakikaten ‘‘zor çıkar’’ toplardı. ‘‘Yediği kolay çıkar’’ diyenler olur. Ben öyle demiyorum. Bir kaleci için en pis top, yediği gol topuydu. Belki yavaş vuruştu ama, dediğim gibi pis toptu.
TEŞÜKKÜRLER
Maçın hakemi, dünyanın en iyi hakemlerinden biri. Çok da rahat bir maç yönetti. Brezilya takımının iki kenar adamı muhteşem top oynuyor. Hem Cafu, hem de Roberto Carlos oyuna çok büyük etki ediyorlar. Cezalı olan oyuncuları Ronaldinho'nun olmaması, avantaj gibi gözüküyordu ama, Brezilya'da kim oynarsa oynasın neticede Brezilyalı. Şimdi bir kere hep beraber yeniden sevinelim. Takımımız dünyanın dört tane en iyi takımının arasında. Bütün dünya takımımızı seyretti. Brezilya'ya karşı bizi utandırmayan çocuklara tekrar tekrar teşekkür ediyorum. Sağlık olsun. Dünya üçüncüsü olursak, o da bir apolet. Haa olmadı, yine de bir şey yok. Bir şey bizim buralara taşınmamızdaydı. Onu da becerdik. Fazla vıdı vıdı yapmanın alemi yok.