BEN bu işin içinde 50 senedir tur atıyorum. Aklımda kalan maçlar tek-tük’dür. Dünkü oyunda hiç unutamayacağım bir futbol günü yaşadım.
2-0 arkada kalmış, ikinci yarı yüreğini bu kadar oyuna koyup, kazanan takıma da az rastladım. Maçın ana fikri, bundan daha iyisi can sağlığı.
Hep der dururum, futbol tuhaf oyundur. Tuhaf tuhaf işler çıkar, ama çok nadirdir. O nadirlerden birini yaşadım. Bursa şehri, potansiyel olarak takımlarının kafaya oynayacak bir kadroya sahip olmasını istiyor. Haklılar da. Bu sene düştükleri iğneli fıçıdan çıkarlarsa, önümüzdeki sezon kendi inancımı söylüyorum, böyle de olacak.
Grozdic faktörü
İlk yarı Ç.Rize’nin iki atağı var, ikisi de gol oldu. Her zaman olacak iş değil. Cuk oturdu. Ama ikinci yarı seyrettiğim Bursaspor maçı çatır-çutur aldı. Bir oyuncu oyuna girip de, oyunu bu kadar değiştirdiğini de ilk defa gördüm. Grozdic’i sokakta görsem, ‘Bu adam güreşçi’ derim. Sahanın içinde futbolcu kere futbolcu. Bir tek adam oyunu bu kadar şekillendirip, bu kadar değiştirebilir. Nejat Biyediç maça, sakat diye onunla başlamadı. Yarım yamalak sakat bile olsan, iyi futbolcuysan oyunu değiştirirsin. Ben dünkü oyunda bu kardeşi böyle gördüm. Her topla birleştiğinde iyi düşünen futbolcu iyi futbolcudur. Bursaspor’a büyük katkısı oldu.
Futbol için kolaylık
Bursa’nın arkasında büyük bir kalabılık var. Tribünler hemen hemen her maç dolu. Ben bütün Anadolu şehirlerine giden bir adamım. Takımının arkasında bu kadar büyük kalabalığı bir tek Bursa’da görüyorum. Bu futbolu oynamak için kolaylıktır. İddianın bir manası da bu. Tribünden bu kadar gürültü çıkarıyorsa, ses getirecek bir takım yapmak şart. Bu büyük seyircinin sezon başlarken düşeceğim hesapları yapmaması lazım. Nasıl ilk 5’e sıkışırım, nasıl başa oynarım, düşüncesi içinde olması gerek.
Dünkü oyunda onu gördüm. Her maçın bağlantısını hakemle yaparım, dün için pas geçiyorum. Ne gördüyse onu çalan, ona göre üfleyen bir hakem seyrettim. Maçın üstüyle başıyla hiç oynamadı. İnşallah bundan sonra bütün hakemlerimiz böyle üflerler.