DÜNKÜ oyundan önce Beşiktaş'ın zirve kovalayan iki rakibi de puan kaybetti.
Ama ligde başkasının kayıplarıyla bir yere gelinmez. Kendi işini kendin göreceksin. Beşiktaş'ın dün akşam kazandığı oyun gibi.
Dünkü maç kolay değildi. Yenilmiş çok kötü bir gol var. Koca defans uyudu, Cordoba'nın da yapacağı bir şey yoktu.
Rize takımı koşan, rakibi bozan, oyunu zorlaştıran bir takım. Ondan sonra gol bulmak, gol pozisyonuna girmek zorlaşacaktı. Öyle de oldu. Ama Sergen diye bir fazlalık var. Bu adam başka bir adam. Öyle bir frikik golü attı ki, oraya vurmak şeytanın aklına bile gelmez. Golün hemen ardından bir penaltı yaptırdı. Ama Tümer penaltı vuruşunu yapmadan önce, kaleciye telefon açtı. Kaleci de tuttu.
Akıllılık yaptı
İkinci yarı Lucescu, Tümer'i çıkarmakla akıllı davrandı. Değiştirdiği Ahmed Hassan takıma büyük katkı yaptı. Tümer ilk yarı hep kalabalığın arasına topla dalmaya kalktı. Öyle şey yok. Beşiktaş ikinci yarı Beşiktaş gibi oynamaya başlayınca, işler başka türlü olmaya başladı. İkinci yarı Beşiktaş'ta kötü oynadı diyeceğim tek oyuncu kalmadı.
İlk yarıdaki sıkıntı biraz da kenar oyuncuların kötü oynamasından oldu. Hem Dobra, hem İbrahim ilk yarı hiçbir şey yapmadan ilk devreyi tamamladı.
Maçın hakemine pek bir şey demek istemiyorum. İkinci golde ofsayt var mıy dı, yok muydu, bunu oturduğum yerden çözmem mümkün değildi. Ali Eren hakeme lüzumsuz itirazlarından dolayı takımını 10 kişi bıraktı. Zaten Beşiktaş ağırlıklı giden oyun, Rize defansına tamamen kitlendi kaldı.
Beşiktaş ilk yarıya 'tamam' dedi. İşin sonunda tamam demek çok önemli. Yine gözden kaçmasın Beşiktaş son haftalarda çok gol yemeye başladı. Devre arası Beşiktaş'a bu yönden çok faydalı olacak.
Beşiktaş bol gollü maçı kazanmayı kafasına koyduğu için kazandı. Kazanma iştahları bu zor maçı kolaya getirdi.
İki çift lafım da taraftara var; çünkü Beşiktaş'ın taraftarı hakikatten bu takımın büyük ikinci gücü. Lider olan takımın maçına gidilmez de hangisine gidilir?