BU iki takım pazar günü lig maçı oynadı. O maç için söylüyorum 40 gün 40 gece oynansaydı berabere bitmesi lazımdı.
Her zaman olmayacak, her zaman atılmayacak bir gol atıldı. Beşiktaş kazandı. İki takım da çok kötü futbol oynamıştı. Dünkü oyun içinde birer adım öne çıktılar diyorum. O maç gündüz oynandı, bu gece. Ama futbol olarak gece gündüz farkı yok. İki takım da biraz daha iyiydiler.
Benim işim Beşiktaş. Beşiktaş’ı anlatayım. Hemen şunu söylemek istiyorum, oyundan kaytaran futbolcu yok. Herkes iyi niyetli. Ama kaliteleri çok iyi futbol oynamaya müsait değil. Ama bunu dünkü oyun için söylüyorum. Beşiktaş’ın mevcut kadrosunda oyunu değiştirecek oyuncular var ama hepsi sakat. Dünkü oyundan çıkan 1 puan iyi. Kısa boylu 4 maçlık bir lig oynanacak. Deplasmandan tek puan hele Konya’dan alınması matematik olarak iyi. Bundan sonra oynanacak 3 maç hafif maçlar. Beşiktaş bu gruptan lider çıkar.
Hakemliği hala öğrenemedi
Maçın hakemi Yılnur Önen 40’lı yaşları geçti. Son seneleri ama hala hakemliği öğrenemedi. Oyunun neticesine tesir edecek bir pozisyon var. O da Konyaspor’un lehine bir penaltı. Ben oturduğum yerden çözemedim. Ele çarptığını gördüm ama içerde mi, dışarda mı bilemedim. Dışardaysa doğru düdük üfledi, yok içerdeyse belki de Konya’nın 3 puanını yedi. Hayırlısıyla vakti gelse de hakemliği bıraksa diyorum.
İki lafım da Mehmet Ekşi’ye olacak. Bak benim güzel kardeşim; Ahmet Dursun’u Ahmet Dursun tarzındaki golden sonra oyunu iyi yönetmedin. Youla gibi geniş arazi adamın var. Çıkar Veysel’i, koy Youla’yı. Ahmed Hassan gibi çok koşan oyuncunu sahadan alıyorsun, ağır film Güven diye bir kardeşi oyuna sokuyorsun. Güven’in hevesini kırmak istemiyorum ama fena oyuncu değil. Ama Beşiktaş’ın oyuncusu hiç değil.