Paylaş
Beş üzerinden Üç yıldız
Fiyatlardan bahsederken kesinlikle popülizm yapmayı reddediyorum. Benim ilk ölçütüm kaliteye göre fiyatı değerlendirmek. Burada anlamadığım, özü Türk ama adı yabancı olunca bir yemeğin neden pahalandığı. Örneğin ‘spaghetti bolognese’. Ben ülkemde hiç gerçek bolognese soslu makarna yemedim. Bu adla satılan ‘kıymalı makarna’ çok yedim. Kıyması kuru ve piyasanın sıradan hazır makarnasıyla hazırlanmış, sadece adı İtalyan makarnaya, 50 TL civarı istiyorlar. Maliyetin belki 10 katı.
¡ ¡ ¡
Bir de ‘lagman’ denen Uygur makarnayı ele alın. Çarşıda bulunan hazır makarnadan çok farklı bu. Elde açılan ve kesilen makarna. Emek yoğun. Ayrıca çeşitli ve zengin malzemesi var. Fiyatı genelde malzemeye göre, 10-15 TL arası. Neden? Tamam, kabul ediyorum. Lagman bulacağınız lokantanın kirası spaghetti bolognese bulacağınıza göre daha ucuz. Ambiyans basit. 15 TL normal. Ama diğeri için 50 TL aşırı. Kâr marjı insafsız. Ama insanlar bunu kabulleniyor çünkü son analizde Batılı olan ya da olduğuna bizi inandırana karşı bir eziklik var içimizde. Lüks bir Uygur lokantası açılıp 100 TL’ye lagman satsa kıyamet kopar ama adı ‘Alla Fanfinfonatta’ olan bir yabancı lokanta 100 TL’ye aroması petrol yan ürünü ‘dithiapentane’ kimyasalından gelen trüf yağlı ve mantarlı fettuccine sunsa kimse burun kıvırmaz. Velhasıl ilginç bir ülkeyiz.
Lagman çok iyi değil
Kadıköy Altıyol’daki Afsona lokantasında lagman var. Ama bunu tavsiye etmem. Daha önce Vatan Caddesi’ndeki bir Uygur lokantasında denediğim düzeye yakın değil.
Ama tavsiye edeceğim yemekler yok değil. Havuç salatası: Havuç rendesi, patlıcan ve kırmızı biber. Bu düzgün ve hafif. Olive dedikleri salataysa klasik Rus salatası. Buna ABD’de rastlamazsınız ama benim çocukluğumda Rusya’ya kızıp adını Amerikan olarak değiştirmiştik. Şimdi Amerika’ya kızıyoruz, salatanın tarihsel ve gerçek adını kullanabiliriz. Azıcık duygusalızdır. Öte yandan olive hazır mayonezden yapıldığı için tavsiye etmiyorum.
Bir nevi üçgen şeklinde börek olan somsayı ise tavsiye ediyorum. İçi dana kıyma. Çiğbörek gibi. İçi sulu. Domates ve biberli sosuyla bayağı lezzetli.
Özbek mantısını ben çok seviyorum. Özel çift kat, delikli bir tenceresi var. Buharda pişiyor. İçinde soğan ve baharatlı kıyma da olabiliyor, parça et de. Yoğurtlu değil. Bize evde bir-iki kez Özbek hanımlar farklı versiyonlarını pişirdi. Sos olarak pulbiberli, erimiş sade yağ kullandılar. Afsona’da hamur evdeki kadar ince açılmamıştı ama ben sevdim. Sos olarak hem yoğurt hem de domates ve biberli bir salça kullanılmıştı.
Fiççi minik pide gibi gayet leziz bir hamurişi. Kat kat açılmış, yağlı baklava hamuru gibi hamuru. Kıyması bol soğanlı ve yağlı. Acılı sosla da yenilebilir, yoğurtla da.
Afsona, Kadıköy Sögütlüçeşme’de. (0216) 803 04 64
Üç kebap deniyoruz. Lüle kebap açık arayla en iyisi. Dana eti yağlı. Kebap dana döşten. Bu kebap için gerekli eti bizde bulamadıkları için etin Türkmenistan’dan geldiğini söylüyorlar. Lezzeti bana İnegöl köfteyi andırdı. Kuzu şaşlık aşırı tuzlu. Kazan kebapsa bana biraz kuru geldi. Yağlar alttaki patates tabakasına geçmiş.
Özbek pilavı, lokantaya birlikte gittiğimiz Özbek arkadaşların söylediğine göre, Semarkand cinsi. Et ve havuç ayrı pişmiş. Taşkent versiyonunda et ve havuç birlikte pişiyor, et kemikli oluyor ve suyu pilava entegre oluyor. Gene de pilavı orta üstü buldum.
Tatlılar da belli bir düzeyi tutturuyor. Biri midavik. Süt, bal ve pandispanya. Kremasında reçel var. Diğeriyse ‘napoleon’. Bir nevi milföy. Benim tercihim ilki.
“Lüks bir Uygur lokantası açılıp 100 TL’ye lagman satsa kıyamet kopar ama adı ‘Alla Fanfinfonatta’ olan bir yabancı lokanta 100 TL’ye
fettuccine sunsa kimse burun kıvırmaz.”
Paylaş