Paylaş
- Çocuklarımızı başta ABD ve İngiltere olmak üzere yurtdışında okutmak için 2.5-3 milyar dolar döviz ödüyoruz.
Kemal Güneş’in Başkanlığını, Abdullah Kavukçu’nun Başkan Yardımcılığını yürüttüğ “Hayata Hoş Bakanlar Platformu” ve konukları bu kez Hüsnü Özyeğin’in deneyimlerinden yararlanmak için bir arada... Özyeğin, iş hayatını, sıfırdan kurup, büyütüp Yunanlılar’a sattığı Finansbank’ı ve Fiba Holding’i anlattıktan sonra, eğitim üzerinde durdu:
- Aslında Türkiye, eğitimde bölgesinin “Mekkesi” olabilir. Şu anda Türkiye’de üniversite eğitimi gören 10 bin dolayında yabancı vardır. Ancak, daha fazlasını çekip, bizim de bu alanı döviz geliri kapısına dönüştürmemiz mümkün.
Ardından ekledi:
- Yakında hükümet yeni bir uygulamayı devreye almak için adım attı. Artık, fuar desteği gibi teşvik alıp, üniversitelerimizi yurtdışında tanıtabileceğiz. Yurtdışından daha fazla öğrenci çekebilmek için tanıtıma ihtiyaç var. Bu desteği değerlendirmeliyiz.
Platformun yönetiminden LK Jeans’in Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Acar, Anadolu’daki okullara, öğrencilere yardımdan söz edince, Hüsnü Özyeğin kendinden örnekler verdi:
- Çoğu Doğu ve Güneydoğu’da olmak üzere okullar, kız yurtları yaptırdık. Yurtlarda kalan kız öğrenci sayısı 5 bine ulaştı.
Bu noktada bir ayrıntıya dikkat çekti:
- Yaptırdığımız yurtlarda kalan kızlarımızın yüzde 40’ı üniversiteye gidiyor. Yurtlarda köy ve kasabalardan kızlarımızın kaldığına dikkatinizi çekmek isterim.
Cengiz Acar, köy okullarına kitap desteğini gündeme getirince, Özyeğin işi başka boyuta taşıdı:
- Kitap elbette önemli. Ancak, artık bilgisayar, internet bağlantısı önemli. Okullarda, öğrencilerimizin evlerinde bilgisayar, internet bağlantısı olduktan sonra her türlü bilgiye ulaşmak bir tuş kadar yakındır.
Eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in kendisine verdiği görevi aktardı:
- Okullara bilgisayar kampanyası yaptılar. Diyarbakır, Erzurum ve Adıyaman’ın da aralarında bulunduğu 179 liseye 4 bin bilgisayar bağışladık.
Özyeğin, konuşmasını üniversitesinin yapımı süren kampüsünün görüntüleriyle noktaladı...
Bir yandan hükümet “Her ile üniveriste” kararlılığını sürdürdü, diğer yandan özel sektörün vakıf üniversitelerinin sayısı arttı...
Gençlerimiz sınav skandallarıyla üniversiteye girişteki engelleri aşmaya çalışırken, Özyeğin gibi üniversiteler, “yabancı öğrenci”ye asılmayı gündemine aldı...
Öğrenciler elde çanta elektrik satışı yapacak
ÖZYEĞİN Üniversitesi kurucusu Hüsnü Özyeğin, öğrencileri girişimciliğe yönlendirme çabalarından örnekler aktardı:
- İki öğrencimiz üniversitemizdeki kahve otomatları işini üstlendi. Orada edindikleri deneyimle Finansbank’a yöneldi. Şimdi başka üniversitelere de yöneldiler.
Başlangıç aşamasındaki yeni girişimden söz etti:
- Şimdi yeni bir şirket kurduk. 20-25 öğrencimiz ortak olacak. Biliyorsunuz artık küçük tüketiciler bile elektriği istediği şirketten alacak. Bu durumda birilerinin elektrik pazarlaması için kolları sıvaması gerekiyor. Bizim öğrencilerimiz elde çanta, kapı kapı elektrik pazarlayacak.
Atıl Kutoğlu, Salzburg’da mağaza açmaya hazırlanıyor
AVUSTURYA’nın başkenti Viyana’yı kendisine merkez seçmiş ünlü modacımız Atıl Kutoğlu, geçenlerde ülkenin ikinci büyük kenti Salzburg’un eyalet Valisi Gabi Burgstaller’den davet aldı.
Kutoğlu’nun giyimine imza attığı Burgstaller, Salzburg’ta da bir defile yapmasını istedi. Bunun üzerine Kutoğlu, Europark Alışveriş Merkezi’nde 2012 sonbahar-kış koleksiyonunu sergilediği defileyi gerçekleştirdi.
Defileyi Europark Alışveriş Merkezi’ni de bünyesinde bulunduran Spar Grubu’nun sahibi Reisch Ailesi de izledi. Defile sonrasında Kutoğlu’na öneri yapıldı:
- Europark’ta bir mağazanızın olmasını isteriz.
İstanbul Nişantaşı’nda mağazası bulunan Kutoğlu, Salzburg’ta kendisine yeni fırsat yaratacak mağaza önerisini hemen gündemine aldı.
Avusturya, AB yolunda Türkiye’nin önüne sık sık taş koysa da, Kutoğlu’nun oralarda sevildiği, beğenildiği dikkati çekiyor.
Taşkent’in aldığı korular kolayca satılabilir mi
GEÇENLERDE gazetede Çukurova Holding’in Yapı Kredi Bankası bünyesindeki koruları satma çabasıyla ilgili ilanı görünce, statülerini bir kez daha inceledim.
Çukurova Holding, Yapı Kredi Bankası’nı Koç Holding-Unicredit ortaklığına satarken anlaşmada şu madde de yer aldı:
- Yeniköy ve Bağlarbaşı’ndaki korular satılacak. Gelir, Çukurova’nın borcundan düşülecek. Artan bölüm, Çukurova’ya kalacak.
Aslında Çukurova Holding, anlaşmanın imzalandığı dönemde de koruların satışını denedi. Ancak, korularla içindeki av köşkü gibi varlıklar birinci derecede tarihi eser olduğu için, tek çivi bile çakılamayacağını bilenler talip olmadı.
Çukurova Holding, Yapı Kredi’nin kurucusu Kazım Taşkent’in bankaya kazandırdığı koruların satışının çok zor olduğunu biliyor ama kendisine verilen süreyi kaçırmak da istemiyor.
Yeniköy Korusu, Sait Halim Paşa Koruluğu ile Köse Raif Paşa Korusu ve etrafındaki arazilerin ağaçlandırılıp yeniden düzenlenmesiyle 100 dönümlük alana ulaşmış. Said Halim Paşa’ya ait av köşkü ve av barınakları koruda bulunuyor, korunmasına özen gösteriliyor. Yer altı ve yer üstü geçitleriyle Said Halim Paşa Yalısı’na bağlı olan koruda Osmanlı’yı 1. Dünya Savaşı’na sokan anlaşmanın imzalandığı biliniyor. Koruda Enver Paşa’nın Said Halim Paşa’ya hediyesi, 1. Dünya Savaşı’ndan kalma top mermisi yer alıyor. Ziyarete kapalı olan ve içindeki tüm ağaçların numaralı kaydı tutulan koru, korunması gereken varlıklar arasında yer alıyor, hiç yapılaşmaya izin verilmiyor.
Yine birinci derece tarihi eser niteliği taşıyan Abdülmecit Efendi Köşkü de bulunan Yapı Kredi Bağlarbaşı Korusu da toplam 120 dönümlük alana yayılıyor. Köşk, 1885 yılında Mısır Hıdivi İsmail Paşa tarafından 28 bin altın harcanarak av köşkü olarak yaptırılmış. Sonradan Sultan 2. Abdülhamit tarafından satın alınarak, amcazedesi Abdülmecit Efendi’ye hediye edilmiş.
Yeniköy’deki koru, Yapı Kredi Bankası tarafından “üst düzey ağırlamalar” sırasında kullanılıyor...
Bağlarbaşı’ndaki korunun Abdülmecit Efendi Köşkü dışında kalan alan, Yapı Kredi çalışanları ve emeklileri tarafından piknik için değerlendiriliyor.
Kısacası, her iki koru ve içindekilere dokunmak pek mümkün görünmüyor...
Bu durumda korulara alıcı çıkmasının da kolay olmayacağı anlaşılıyor...
Yine de Yapı Kredi Bankası çalışanları, Kazım Taşkent’ten kalan miras olan koruların satışına dönük denemenin sonucunu merakla bekliyor...
Paylaş