Ünlü türkücünün ilk otomobil hayali nasıl gerçek oldu
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
CHP Malatya Milletvekili Mevlüt Aslanoğlu, bankacılık sektöründe yöneticiyken bir gün Anadolu ziyareti sonrası İstanbul’a dönüş için uçağa bindi. Uçak pist başına yönelince, yanında oturan genç titremeye başladı.
Aslanoğlu, tanımadığı genci yatıştırmak için söze girdi:
Ne iş yapıyorsun?
- Türkücüyüm abi...
Nerede sahneye çıkıyorsun?
- Yenikapı’da bir gazinoda abi...
Saat kaçta sahne alıyorsun?
- Gece 01.00’den sonra...
O saate kadar ne yapıyorsun?
- Bir işim yok abi... Hep "Bir araba alabilsem" diye hayal kuruyorum.
Mevlüt Aslanoğlu’nun ilk kez karşılaştığı gence kanı ısınmıştı. Onu otomobil sahibi yapacak formülü anında buldu:
300 tane davetiye bastır ve bana getir. Bir konser düzenleyelim.
- Nasıl olacak abi?
Sen davetiyeleri bastır, konser hazırlığını yap, gerisini düşünme.
Sahnelerdeki profesyonel kariyerinin çok başında, hatta diplerde olan Bülent Serttaş, konser organize edip, davetiyeleri teslim etti.
Aslanoğlu, hemen kolları sıvadı, bankacı arkadaşlarını, müşterisi olan işadamlarını aradı, hepsine 3’er 5’er davetiye sattı. Bu organizasyondan ortaya çıkan kaynakla, Bülent Serttaş’a Tofaş’ın araçlarından birinin alımını sağladı.
Geçen pazar günü Mevlüt Aslanoğlu’nun oğlu Erdem’in bizim gazetenin yanıbaşındaki Holiday Inn Oteli’nde gerçekleşen düğününe gittim.
Erdem Aslanoğlu, hayatını birleştirdiği Aslı’yla Bülent Serttaş’ın güzel sesi eşliğinde sahnede oynarken, baba Aslanoğlu, şimdi artık ünlü olan türkücünün "ilk araba hayali"ni anımsadı...
Mevlüt Aslanoğlu, Serttaş için uyguladığı "yardım toplama ve yönlendirme" yöntemiyle Malatya’ya derslikler, okullar, okullara bilgisayarlar, sağlık ocakları kazandırılmasına önayak oldu.
Bu çabasına oğlunun düğününde bile ara vermedi:
Bakırköy’de Pütürgeliler’in gecesi var, oraya uğrayacağım.
- Düğün sahibi sizsiniz unuttunuz mu Mevlüt Bey?
Biliyorum ama gitmem gerek. Yarım saat kalıp geleceğim. Orada yardım toplama sözüm var...
Aslanoğlu’nu oğlunun düğününe rağmen Pütürgeliler gecesine sürükleyen, birilerine yardım elini uzatmaktan başka şey değildi...
Biliyorum, Türkiye’nin birçok noktasında böyle "yardım öncüleri" var. Aslanoğlu da onlardan biri...
Kriz ’teğet’ değil bizi delip geçiyor
CHP Malatya Milletvekili Mevlüt Aslanoğlu’nun oğlunun düğününde deri sektörünün oyuncularından Baykallar Group’un patronuyla aynı masadaydık. Arada sordu:
Ekonominin durumunu nasıl görüyorsunuz?
- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "kriz bize teğet geçiyor" benzetmesi, belki bizde çok büyük batışlar, bankacılık sektöründe sarsıntı olmaması açısından doğru. Ancak, yine de ciddi etkilerinin olduğu aşikar.
Kriz kimi "teğet" geçiyor bilmiyorum ama bizi "delip" geçiyor. Dayanamadık, personel çıkarmak zorunda kaldık.
Başbakan Erdoğan, başta yeni teşvik sistemi olmak üzere, toplam 4 paketi açıklarken yine, "kriz teğet geçiyor" iddiasını sürdürdü...
Ancak, üretimden, piyasadan gelen sesler, durumun pek de öyle olmadığını gösteriyor...
Açıklanan paketlerin bu sesleri belirli ölçüde azaltacağı umuluyor...
Eşdeğer ilaçta önemli güven sorunu yaşanıyor
TÜRKİYE İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS) Başkanı Nezih Barut ve yönetim kurulu üyeleriyle sohbet sonrası "eşdeğer ilaçlar"la ilgili yazıma çok sayıda mesaj geldi.
Mesajlar, hastalardan, ilaç tanıtım elemanlarına, doktorlara kadar her kesimi yansıtıyor. Özetle "eşdeğer ilaçlar" konusunda şu izlenim hakim:
HASTA: 10 yıldır düzenli ilaç kullanıyorum. Doktorum önce "eşdeğer ilaç" önerdi. Kullandım, pek etkisini görmedim. Bunun üzerine "orijinal" (referans) ilaca dönüş yaptım. Madem "eşdeğer ilaç" aynı etken maddeleri içeriyor. Ben neden yararını görmedim?
İLAÇ DAĞITICISI: "Eşdeğer ilaç" üreticileri, tanıtımlarını doktorlara değil, daha çok eczacılara yapıyorlar. Eczacılara, promosyon niyetine bol miktarda ücretsiz ilaç yığıyorlar. Bu ne kadar doğru bir yöntemdir?
DOKTOR: Keşke "eşdeğer ilaç", söylendiği gibi "orijinal" kadar etkili olsa, hastalar ve sosyal güvenlik kurumları daha yüksek bedeller ödemese. Ancak, tüm "eşdeğer ilaç"lar için bunu söylemek mümkün değil.
Barut ve İEİS’in yönetim kurulu üyeleri, "Fabrikalarımız uzay üssü gibi" deyip, üretim kalitelerinin "orjinal ilaç"ları aratmayacak şekilde olduğunu vurguluyor...
Bana gelen çeşitli mesajlar, kamuoyundaki izlenimin pek de öyle olmadığını gösteriyor...
"Eşdeğer ilaç"lara "güven" oluşturmak için İEİS’e çok iş düşüyor...