Üç kılıklı Minicargo ile Ford’un kár rekoruna koşarız
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
İMZALARI Fiat SpA CEO’su Sergio Marchionne, PSA Peugeot Citroen CEO’su Jean-Martin Folz, Koç Holding ve Tofaş Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç ile Tofaş’ın CEO’su Diego Avesani atıyor.
Töreni Fiat Grubu’nda Agnelli Ailesi’ni Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olarak temsil eden torun John Elkann da izliyor.
Törende Tofaş’ın Bursa’daki tesislerine yapacağı 350 milyon Euro’luk ek yatırımla doğacak ‘üç kılıklı Minicargo’nun doğumunu müjdeleniyor. Bu, Tofaş ve Türk otomotivi için bir ‘devrim’i haber veriyor.
Tofaş, şimdilik ‘Minicargo’ diye tanımlanan, henüz görüntüsü kesinleşmeyen aracı, Peugeot, Fiat ve Citroen markalarıyla üretecek.
Bu araçla birlikte Türk otomotiv sektöründe bir ilk gerçekleşecek ve fikir hakları (lisansı) tümüyle Tofaş’a ait olacak.
Tofaş, 250 bin olan yıllık üretim kapasitesini 2007 sonundan itibaren ‘tam’ kullanır hale gelebilecek, kapasite 300 bin adede de çıkacak.
Tören sonrası sohbet sırasında Koç Holding CEO’su Bülend Özaydınlı’ya soruyorum: ‘Diyelim ki PSA (Peugeot-Citroen Grubu) ve Fiat, ‘Minicargo’yu ayrı yatırımlarla üretmeye kalksalardı, yatırım maliyeti 350 milyon Euro’nun ne kadar üzerine çıkardı?’
Özaydınlı, öncelikle ortak üretim platformunun önemli bir avantaj olduğunu belirtip, yanıtlıyor: ‘Bunu kestirmek zor. Ancak, 350 milyon Euro’nun üzerinde bir yatırım maliyeti olacağı kesin.’
Sonra Renault’un Türkiye’de üreteceği yeni model için planladığı yatırımın 250 milyon Euro olduğunu hatırlıyorum. Olaya sadece bu örnekle bakınca bile, PSA Grubu ile Fiat’ın ayrı ayrı yatırım yapması halinde maliyetin 400-500 milyon Euro arasında olabileceği ortaya çıkıyor.
Bu örnek, dünya otomotiv devlerinin artık ‘ortak üretim platformları’na neden odaklandığını daha iyi gösteriyor.
Özaydınlı’ya Ford Otosan’ın 2004’te yakaladığı rekoru hatırlatıyorum: ‘Ford Otosan 2004’te sağladığı 322 milyon Euro’luk vergi öncesi kárla Avrupa Ford’u dörte katladı. Tofaş ne zaman bu tür bir rekoru kırabilir?’
Özaydınlı gülümsüyor: ‘Tofaş’ın 250 bin kapasitesi var ama full çalışamıyordu. Minicargo projesi öncelikle bu kapasiteyi doldurmamızı, hatta kapasite artırmamızı sağlayacak. Yılda 135 bin adet üretilecek Minicargo’nun yüzde 95’i ihraç edilecek. Tofaş böylece hem ihracatta, hem de kárlılıkta daha büyük hedeflere doğru ilerleyecek.’
Peki, ‘Minicargo’ denilen araç neye benzeyecek?
İlk ana çatı çalışmalarının ipuçlarını Koç Holding Stratejik Planlama Grubu Başkanı Tamer Haşimoğlu’ndan öğreniyorum: ‘Doblo’dan küçük olacak. İlk ortaya çıkan örnekler bunu gösteriyor. Üretim aşamasına kadar tarafların vereceği kararlarla çok şey değişebilir. Tarafların hedeflediği, ‘mini şehir aracı’ olması.’
Haşimoğlu, Türk otomotiv sektörü için önemli bir değişimin ilk adımı ‘ortak üretim platformu’nun Doblo’yla sağlanan başarının ürünü olduğunu belirtiyor. Bunu Tofaş’ın Ticari Direktörü Müfit Ataseven de destekliyor...
Çıkarken Mustafa Koç’a yönelip, ‘Hayırlı olsun’ diyorum...
Koç,‘Türkiye’ye hayırlı olsun’ diye ekliyor...
Türk otomotiv sektörü, Tofaş’ın bu adımıyla bir üst lige geçiyor...
Tofaş’ta yeni iş kapısı açılıyor, işsize de umut oluyor...
İnsan hangi ülkede olduğunu şaşırıyor
ÖZELLEŞTİRME İdaresi Başkanı Metin Kilci, Petkim Genel Müdürü Kenan Yavuz ve Finansinvest Genel Müdürü Hüseyin Öztürk ile arkadaşları, Petkim’in halka arzıyla ilgili talep toplamaya, road show’lara odaklandı.
Metin Kilci, Petkim turuna çıkmadan önce, road show’larla (tanıtım) ilgili insani bir tespit yapıyor: ‘Öyle yoğun çalışıyoruz ki, bazen hangi ülkede olduğumuzu bile şaşırdığımız oluyor. Örneğin THY’nin road show’u sırasında bir gün içinde Frankfurt, Viyana ve Brüksel’de toplantılara katıldık. Bir günde üç ülke. Hiç de kolay bir trafik değil.’
Kilci, Petkim’e ilgi için de THY’yi hatırlatıyor: ‘THY’ye 5 kat talep gelmişti. Petkim’de de aynı talebin olmasını istiyoruz.’
THY’de olduğu gibi, Petkim’de de belirleyici rolü ‘indirim’li satış oynayacak görünüyor...