Paylaş
FRANSA’nın TÜSİAD’ı diye bildiğimiz Movement des Entrepries de France’ın (MEDEF) Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın Paris ziyareti nedeniyle düzenlediği toplantıda Pasteur’un Ortadoğu, Körfez Ülkeleri ve Türkiye’den sorumlu Başkan Yardımcısı Fikri Türkay söz aldı:
- Lüleburgaz’daki 450 milyon kutu ilaç üretimi kapasiteli fabrikamız, Avrupa’nın önde gelenleri arasında. Lyon’daki merkezimizde Türkiye’ye daha fazla yatırım yönlendirmek için elimden gelen çabayı harcıyorum. Ancak, şirketimin de Türkiye’de üretimin farkını hissetmesi gerek.
Türkay, bu cümleyle ne demek istediğini şöyle açtı:
- Biz Türkiye’de aşı üretiyoruz. Yakın zamanda 5’li karma aşı dolum tesisini devreye aldık. Ancak, örneğin kamu ihalelerinde Türkiye’de üretim yapmanın farkını hissedemiyoruz. Sağlık Bakanlığı açtığı ihalede sadece en düşük aşı fiyatını dikkate alıp, ithal ürünü seçebiliyor.
Zafer Çağlayan, Türkay’ın bu serzenişin haklı buldu:
- Türkiye’de üretmenin ayrıcalığını hissetirmemiz gerektiği konusundaki talebinize katılıyorum.
Çağlayan’ın MEDEF’le buluşması sonrası gazetecilere açıklama yapmasını beklerken Fikri Türkay yanıma geldi:
- 7 yıl kadar önce Fransa’daki görevime yeni atandığımda sizinle sohbet etmiştik, hatırladınız mı?
- Hatırlamaz olur muyum.
Ardından Türkiye’de aşı üretimini daha da büyütmek istediklerini paylaştı:
- 6’lı karma aşı, menenjit ve grip aşısı üretimlerini de Türkiye’de yapmak istiyoruz. Üstelik bunu sadece Türkiye pazarı için değil, oradan ihracat yapmak üzere de planlıyoruz.
- Hızlandırmak için önünüzde bir engel var mı?
- İlaç üretiminde birçok aşamanın geçilmesi gerekiyor. Bunlar zaman alıyor.
- Toplantıda kamu ihalelerinde yeterince sıcak ilgi görmediğinizden yakınmışsınız. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, “Fiyatı yüzde 15 pahalı da olsa Türkiye’de üretilenleri tercih edin” şeklinde genelgesi var. Bu sizi kapsamıyor mu?
- Bizim daha yüksek fiyat gibi bir talebimiz yok. Sadece Türkiye’de üretilen ürünler en azından kamu ihalelerinde daha çok dikkate alınsın bize yeter.
Çağlayan, gazetecilere açıklamaları sırasında Fikri Türkay’ı görmekten memnuniyetini dile getirdi:
- Fransız ilaç devi Sanofi Pasteur’u temsilen toplantıya Başkan Yardımcısı düzeyindeki Fikri Türkay’ın katılması beni mutlu etti.
Türkay, toplantıda dile getirilen konulardan bir başkasını aktardı:
- Paris-Ankara arasında direk uçuş yok. Türk Hava Yolları’nın bu konuyu gündemine almasında yarar var.
Sonra cebinden bir kart çıkarıp uzatarak, Paris Büyükelçimiz Tahsin Burcuoğlu’nu gösterdi:
- Chambere de Commerce Franco Turque (CAFT) Başkan Yardımcısıyım. Başkanımız da Selçuk Önder. Biz hepimiz birer Tahsin Burcuoğlu sayılırız. Yani, ülkemizin elçileriyiz.
Siz 35, biz haftada 45 saat çalışıyoruz
EKONOMİ Bakanı Zafer Çağlayan, 40 dolayında Fransız şirketin CEO veya üst düzey yöneticisinin katıldığı MEDEF buluşmasında şu noktanın üzerinde özellikle durdu:
- Fransa’da haftalık çalışma süresi 35 saat, bizde ise 45 saat. Bu süre bile Türkiye’de yatırım yapmanız için önemli ayrıntılar arasında yer alıyor. Gelin, bu avantajdan yararlanın.
Clio, 1400 euro daha ucuza üretiliyor
EKONOMİ Bakanı Zafer Çağlayan, MEDEF toplantısında Renault’un temsilcisinin yerli oto konusunda soru yönelttiğini vurguladı:
- Ben kendisine Renault’un Türkiye’de üretim yapmasından çok memnun olduğunu ama artık motoruyla, aktarma organlarıyla yüzde 85 yerlilik oranını rahatlıkla yakalayan bir yerli otomobil üretilmesini istiyoruz.
Türkiye’nin Paris Büyükelçisi Tahsin Burcuoğlu, Renault’ın Türkiye’de üretim yapmasının onlar için avantajına dikkat çekti:
- Bursa’da üretilen Clio, Fransa’ya göre araç başına 1400 euro daha düşük maliyetle banttan çıkıyor.
AB’yi hâlâ istiyor musunuz
ZAFER Çağlayan, Fransız işadamlarının şu sorusunu aktardı:
- Türkiye’nin özellikle ekonomik açıdan Avrupa Birliği’ne (AB) pek ihtiyacı yok gibi. Hâlâ AB’ye tam üyeliği istiyor musunuz?
Soruya verdiği yanıtı şöyle dile getirdi:
- AB, Türkiye’ye çok haksızlıklar yaptı, ikiyüzlü davrandı. Durum öyle olsa da biz AB yolculuğumuzu sürdürüyoruz. Ülkemize gelen uluslararası yatırımın yüzde 75’i Avrupa ülkelerinden.
Bu noktada iş dünyasının vize yakınmasını anımsattı:
- 17 yıldır Türk malları AB ülkelerinde serbestçe dolaşıyor. Onları üreten işadamlarımıza vize işkencesi çektiriliyor. Buna bir an önce son verilmesi
gerekiyor.
Paylaş