Türkiye, 4 satıra sığmıyor

UNILEVER Türkiye CEO’su Mehmet Altınok, 10 ay önce geldiği bu görevindeki ilk karşılaşmamızda 2008 Mayıs’ını anımsattı:
- 2008 Mayıs’ında ben Unilever Türkiye Başkan Yardımcısı iken buluşup, “yaratıcı fikirler” yarışmamızı konuşmuş, deodoran üzerinde durmuştuk. “Eskimolar bile terler” başlıklı bir yazı yazmıştınız.
2009 Mayıs’ında Unilever’in Operasyondan Sorumlu Başkan Yardımcısı olarak Çin’e gittiğini vurguladı:
- 5 yıl sonra Türkiye’ye döndüm. 2008’den buyana Türkiye’de deodorant kullanımında ciddi bir artış olmadığını gördüm, penetrasyon yüzde 40.
Bunun asıl nedeninin deodoran maliyeti olmadığını savundu:
- Daha çok kişisel hijyen kültürüyle ilgili bir durum bu.
Ardından Türkiye’de gündemin çok hızlı ve sık değiştiği üzerinde durdu:
- Unilever Grubu’nun ilk 10 ülkesi, her ay merkeze mektup yazar. Bu 10 ülke içinde biz de varız. İkinci 10’daki ülkelerin merkeze mektup yazma frekansı da 3 ayda birdir.
- Mektubun içeriğinde ne olur?
- Ülkedeki gelişmeleri özetleriz. Aslında hazır bir form var. Son bir ayı mektubun başındaki 4 satırlık bölümde anlatmamız beklenir. Türkiye’nin o 4 satıra sığması pek olası değil. Ülkemizde ve bölgemizde bize yansıyan gelişmeleri özetlemek kolay olmuyor.
Gelişmelerin ekonomik yönüne odaklandıklarını kaydetti:
- Türkiye ekonomisi son 10 yılda iyi gelişti. Ancak, son 4 yılda yavaşlama var. Kişi başı yıllık gelir 11 bin dolar dolayına takıldı. İhracat 150-160 milyar dolar bandına sıkıştı. En korkuncu da işsizlik yüzde 10 dolayında. Gençlerde işsizlik yüzde 20’lerde. 3 milyon insanın iş umudu bile yok. Bu durumdan çıkmak için daha büyük adımlar atmak gerekiyor.
Geçmişte 10 yıllık planlar hazırlandığına işaret etti:
- 2000’lerin ortasında plan süresi 5’e indi. Çünkü, 10 yıllık planın geçerliliği kalmıyordu. Şimdi süre 3 yıl. Bu, gelişmekte olan ülkelerin etkisinin artmasından kaynaklandı. Türkiye’de kimi zaman 1 yıl bile tahmini zorlaşıyor.
Yabancı şirketlerin raporlarına yansıyan genel havaya değindi:
- Türkiye’deki yabancı şirketler genelde, “Büyümede sorun yok, kârlılık baskı altında” der. Bu, tasarrufun gerekliliğini ortaya koyuyor. Türkiye’de her yıl tasarruf hedefleri koymak gerekiyor. Çünkü, devalüasyon olunca dengeleri bozuyor.
Altınok, Türkiye’de “verimli olmayan hareketlilik”ten de söz ederken, her ay merkeze yazdığı mektupta yaşadığı sıkıntıyı düşündüm.
Bir gün Türkiye’yi 4 satırda anlatmak mümkün olur mu?
İyi bayramlar...

Konya’yı üs seçti

UNILEVER Türkiye CEO’su Mehmet Altınok, Algida’yı Konya’da ürettiklerini anımsattı:
- 100 milyon Euro yatırdığımız dondurma fabrikası bu yıl ilk kez tam kapasite çalışacak. Onun çok yakınına Gebze’deki deterjan fabrikamızı taşıyacağız.
- Deterjan için Konya’ya ne kadar yatırım söz konusu?
- 200 milyon Euro dolayında. Proje 2-3 yıl sürecek. Tesis daha modern olacak.
- Neden Konya?
- Mersin’e, İskenderun’a ulaşım kolay. Ayrıca, İstanbul dışındaki pazarlar büyüyor. Ortaya doğru gitmenin faydası var.

Cirosu 1.5 milyar $

MEHMET Altınok, Unilever Türkiye’nin cirosunun 2013’te 1-2 milyar dolar olduğunu belirtti. İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) “500 Büyük Sanayi Kuruluşu” listesine baktım:
- Unilever Türkiye’nin 2013 yılı üretimden net satışları 2 milyar 983 milyon lira.
2013’ün ortalama kuruyla ciro 1.5 milyar dolar çıktı.

6 bin kadına tarama

MEHMET Altınok, Karadeniz’de çayı genelde kadınların topladığını anımsattı:
- Erken teşhis hedefiyle 6 bin kadına sağlık taraması yaptırdık. Bölgede rahim kanseri yaygın çıktı. 13 kadına erken teşhis konuldu.

Çay fidesinin ömrü bitiyor

MEHMET Altınok, Lipton markasıyla çay ürettikleri Karadeniz’deki çalışmalarına değindi:
- Türkiye’de ilk çay fideleri 1920’lerde ekilmiş. Fidelerin ömrü 100 yıldır. Aynı fidelerle üretimde ısrar edilirse kalite düşüyor, maliyet yükseliyor. Artık doğru yeni fidelerle değiştirmek gerekiyor. Bölgede 3 fabrikamız var.