Paylaş
Osman Boyner, başında bulunduğu yapının TÜSİAD’ın yutdışına dönük yüzü olduğunu vurguladı:
- TÜSİAD International, derneğin 600 dolayındaki üyesine, “Dünyanın hangi ülkesi veya bölgesinde nasıl iş geliştirilebilir” konusunda rehberlik yapıyor.
Ardından önlerine koydukları yol haritasında dikkat çekti:
- BRIC (Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin) ülkeleri bizim radarımızda yer alıyor. Buna komşu ülkelerle iş yapmanın geliştirilmesi gerektiğini ekliyoruz. Ayrıca, knowhow çekebileceğimiz ülkeleri gözardı etmemenin önemli olduğunu biliyoruz.
Sonra da önümüzdeki 6 ayın programına aldıkları ülkelere vurgu yaptı:
- Önümüzdeki 6 aylık dönemde ABD, Almanya ve İtalya’yı ayrı, Rusya ve Çin’i ayrı, İsrail, Irak ve Balkanlar’ı ayrı birer paket olarak ele alacağız.
Türkiye’nin Çin’le ticaretindeki açığın altını çizdi:
- 18-20 milyar dolar dolayında açığımız var. TÜSİAD, Çin’i 2006’dan itibaren önemli gündem maddelerinden biri olarak belirlemiş ve Pekin’de ofis açmış. Şimdi bir yandan oradan yatırım çekmeye çalışırken, diğer taraftan oradan yatırım çekme konusu üzerinde ciddiyetle duruyoruz.
TÜSİAD International Başkan Yardımcısı Selçuk Saraçoğlu, Türkiye dışında yapılan yatırımların önemine değindi:
- Türk işadamı ve şirketlerinin yurtdışında yaptıkları yatırımların da yumuşak karnımız olan cari açığı azaltmaya olumlu katkısı var. Bunu farklı deneyimlerden görmek mümkün.
Selçuk Saraçoğlu daha çok İtalya, TÜSİAD International Yönetim Kurulu Üyesi Adnan Nas ABD ve İpek Ilıcak da Rusya üzerinde ağırlıklı olarak dururken, listelerindeki İsrail’i sordum:
- İsrail’e dönük planlarınız nedir?
Osman Boyner, Davos’ta karşılaştığı İsrailli bir işadamını örnek gösterdi:
- Çok iyi Türkçe konuşan İsrailli bir işadamıyla karşılaştım. 18 ülkede yatırımlarının olduğunu öğrendim. Ancak, bu ülkeler arasında Türkiye’nin olmadığını anlayınca üzüldüm. Belli ki hep bazı korkuları sıcak şekilde önünde durmuş, Türkiye’den uzak kalmaya özen göstermiş. Siyasi ilişkilerimiz gergin olsa da bu işadamlarını Türkiye’ye yatırıma çekmemiz gerekiyor.
Osman Boyner bunları anlatırken, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) gündeme getirdiği Ankara Forumu buluşmalarını anımsadım. Kudüs’te gerçekleştirilenlerden birine doğrudan tanık olduğum buluşmaların ana konusu şuydu:
- Filistin’de ekonomik canlılık yaratabilecek ortak yatırım nasıl yapılabilir?
Bunun için İsrail ve Filistinli işadamlarının belirlediği ortak bölgeler üzerinde çok durulmuş ama siyasi gerginlikler hep bu çalışmaları frenleyici etki yapmıştı.
- İsrail’e dönük planlarınız ne?
Osman Boyner yanıtladı:
- Önümüzdeki mayıs ayında İsrail’e gitmeyi programımıza aldık.
TÜSİAD International’da İsrail’le ilişkilere Halit Cıngıllıoğlu’nun da ortak olduğu Türkiye’deki İsrail kökenli bankanın başında bulunan Hasan Akçakayalıoğlu yürütüyor.
Her ne kadar Türkçe konuşsalar da, Türkiye’ye özlem duysalar da, Osman Boyner’in sözünü ettiği İsrailli işadamlarını yatırıma çekmek çok da kolay görünmüyor...
Ancak Osman Boyner ve TÜSİAD International yönetiminin odaklandıkları her ülkede önemli yol almak üzere çalıştıkları dikkat çekiyor...
En iyi nokta atış St. Petersburg’daki OSB işi olamaz mı
TÜSİAD International Başkanı Osman Boyner, Rusya konusunda Rönesans Holding Yönetim Kurulu Üyesi İpek Ilıcak’a söz verdi:
- Rusya’da 1997’den beri gerçekleşen “Ekonomik İş Forumu” toplantıları var. Bu toplantıların açılışına Vladimir Putin ile Medvedev mutlaka katılıyor. Biz de bu toplantıların katılımcıları arasına girdik. Rusya’nın Davos’u sayılan bu toplantılar, bizim için makro açıdan “nokta atış” sayılır.
Araya girdim:
- Ankara Sanayi Odası (ASO), St. Petersburg’da bölge yönetiminin talebiyle bir organize sanayi bölgesi kurulmasına öncülük yapıyor. Söz konusu yatırımın en önemli parçasını TÜSİAD Başkan Yardımcısı Erman Ilıcak’ın kurduğu Rönesans Holding oluşturuyor. Söz konusu OSB’nin hedeflenen role ulaşması için Türkiye’den de yatırımcının gitmesi gerekiyor. Bu konuda ASO’yla ortak çalışmak “nokta atış” sayılmaz mı?
İpek Ilıcak yanıtladı:
- Sizin de belirttiğiniz gibi Erman Bey zaten TÜSİAD’ın Başkan Yardımcısı. Onlar TÜSİAD yönetiminde bu yönde neler yaparlar bilemiyoruz. Ancak, biz TÜSİAD International olarak makro ilişkiler açısından İş Forumu’nu çok önemsiyoruz.
Osman Boyner devreye girdi:
- St. Petersburg’daki OSB konusunu ayrıca inceleyebiliriz.
Kurucunun onuru şirketi iflasa götürebiliyor
ONUR Soysal’ın başkanlığını yürüttüğü Kandilli Kulübü, son toplantısında Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı’yı ağırladı.
Konu aile şirketleri ve kurumsallaşmaydı. Bülent Eczacıbaşı, grubun kurucusu olan babası Nejat Eczacıbaşı’nın şu sözünü aktardı:
- Kurucunun onuru şirketleri iflasa götürebilir...
Sonra bu sözü açtı:
- Şirketi kurup, belirli noktalara getirmiş olabilirsiniz. Ancak, hiçbir zaman “Herşeyi ben bilirim, benden iyi kimse bilemez” havasına girmemek gerekir. Bu tür bir tutum, insana büyük hatalar yaptırabilir ve sonuç şirketin batışı olabilir.
Kendi grubundan örnek verdi:
- Biz de bir aile şirketiyiz. Ancak, profesyonel yöneticilerimiz icranın başındadır. Biz aile olarak yönetim kurulllarında görev alırız.
Bülent Eczacıbaşı, konuşmasında sık sık babasını anarken, kulaklara küpe gibi sözü yeniden anımsatması iyi oldu:
- Kurucunun onuru iflasa götürür...
Paylaş